Kılıç Dansı
Kötü kovboy geçenlerde Suudi Arabistan'a gittiğinde ve Riyad'da o kibirli fotoğrafları kral efendi ve Mısır diktötürü ile birlikte verdiğinde içime bir kurt düştü, huzursuz oldum. Hele sevimsiz adam, safdil Suudilerle o "kılıç dansı"nı yaptığında "Eyvah, ABD bu defa yine hangi Müslüman devletin üstüne çöreklenecek?" diye kara kara düşünmeye başlamıştım. Eh, Irak ve Suriye'de terör örgütlerini bedava besleyenler, şimdi de zengin Suudilere, kardeşlerine 'gözdağı' versin diye yüklü miktarda silah satmak zorundaydı. Neresinden bakılırsa gariplik ve ihanet kokuyor. Kılıç Dansı'nın faturası Katar'a çıkarıldı. Cam küreye abanan üç uğursuz elin sahibinde kibir ve şaşkınlık edası vardı. Kralın itimat telkin etmeyen, ürkek ve dirayetsiz bakışlarını unutamıyorum.
Müslümanlar rotayı uzun zamandan beri şaşırmış vaziyette. Bazıları dostlarına sırt çevirirken düşmanlarının kucaklarına atılmayı ne hikmetse çok seviyor. Her zaman dayak yedikleri ezelu00ee ve ebedu00ee rakiplerine adeta anlaşılmaz sevgi, dayanılmaz tutkuları var. "Celladına aşık" derler ya, aynen öyle. Ortadoğu'daki Müslüman ülkelere bakalım. Çoğu Batı emperyalizmini asırlardır tattıkları ve büyük acılar yaşadıkları halde hala dostu düşmanı farkedemiyor. Uyanıp şuurlanan Katar gibi ülkeleri dışarıdan/içeriden sindirmeye çalışıyorlar. Diz çöktürmek istiyorlar. Bu ne menem iştir anlamak mümkün değil.
Bütün bu hengame içinde Mehmed u00c2kif'in o unutulmaz teşbihiyle 'tek dişi kalmış canavar'a direnen, zulme baş kaldıran, hatta gerektiğinde posta koyan tek ülke Türkiye! Çok söyleniyor belki ama yine de tekrarlamak lazım: "İslam'ın Son Kalesi Türkiye'dir!" Bazıları abartılı sanabilir, hayır değil. Türkiye, İslam aleminin şahsiyetli siyaset yapabilen tek ülkesidir. Ayağı yere basıyor, kimseden pervası yok. 15 Temmuz 2016'da dünyanın en şanlı direnişini verdi, destan yazdı. İçerideki hainleri ve dışarıdaki düşmanları mağlup etti. Elbette iman gücüyle. Muhakkak ki Cenab-ı Allah'ın inayetiyle. Şüphesiz ki Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın güçlü iradesiyle, halkımızın kararlı duruşuyla.
Dünyada 55 İslam ülkesi var. Bunların kaçı bağımsız? Çok azı değil mi? Çoğu bir başka ülkeye bağlı. Bir Batılı veya Doğulu ülkeye yaslanıyor. Aralarında Türkiye gibi geniş ufuklu, büyük yürekli, önce Allah'a sonra kendi devletine ve halkına güvenen kaç ülke var? Bu sayı yeterli olsaydı, zaten Ne ABD ikide bir horozlanabilirdi, ne de Rusya. Ne Çin efelenebilirdi dünyaya ne de İngiltere. Almanya'nın, Fransa'nın, İtalya'nın esamesi bile okunmazdı. Ama o günler de gelecek inşallah. Yeter ki biz dik duralım, soylu duruş sergileyelim.
Türkiye'mizde ne yazık ki bu şuuru taşımayan ve neredeyse terör odaklarıyla canciger kuzu sarması olan partiler var. Onlardan bahsetmeyeceğim. Onlar tiynetlerinin gereğini yapıyor. 70-80 yıldır bu ülkenin değerlerine saygı duymayan, halkına güvenmeyen ve darbelerden medet uman siyasileri bir kalem geçelim. Benim asıl derdim, inançlı olduğunu söyleyen, Türkiye'nin güya gerçeklerini bilen, yeri geldiğinde "Türk ve İslam Birliği"nden dem vuran bazı kişi ve kurumların derin gaflet uygusuna yatmalarıdır. Bu gafletin onları ihanet içinde olanlarla birleştirdiğinin farkında bile değiller. "Recep Tayyip Erdoğan gitsin de isterse Türkiye batsın, parçalansın!" çılgınlığındalar. Bu güruh içinde ne yazık ki sözüm ona bazı cemaatler, tarikatlar ve partiler var. Ve bunlar milliyetçilik, mukaddesatçılık dava ederler. Utanmadan sıkılmadan, inançlarına düşman olanlarla birlikte hareket ederler. "Düşmanımın düşmanı dostumdur." fehvasınca sokulmayı göze alıp yılan tiynetlilerle aynı yatağa girerler.
Ne diyelim, Allah akıl fikir versin. Ama beni imansız düşmanlarımızın, ezelu00ee hasımlarımız olan bazı Batılı ülkelerin kini değil de aramızdaki şuursuz, mantıksız, dengesiz Müslümanların sakat duruşu üzüyor. 15 Temmuz İhaneti'ni gördükleri ve ona da güya tavır aldıkları halde hala intibaha gelebilmiş değiller. Acaba Kıyamet'in Sur'u üflenince mi uyanacak bu gafiller! Hele son günlerde bazı 'İslamcı' köşe yazarlarının birbirlerine dalaşmaları yok mu, akıllara seza! Çok kızdıkları FETÖ'yü, PKK'yı ve dış düşmanlarımızı nasıl sevindirdiklerini ah bir bilebilseler! Ellerini vicdanlarına koyup akl-ı selimle şöyle bir düşünseler, yaptıklarına bin pişman olacaklar. Üstelik değerli okuyucularına haksızlık ettikleri o anlamsız polemik yazılarıyla milletin zamanını çaldıklarını görecek belki de mahcup olacaklardır. Buna inanıyorum. Ne diyelim, Allah bütün Müslümanlara feraset, ümmetimize basiret versin. Rabbim hepimizi, şu hadis-i şerifi anlayıp idrak eden ve yaşayanlardan eylesin: "Sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız."