Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Temmuz 2024

Kıbrıs'a Yazılan Türk Destanları

Şairlerimizin Kıbrıs için yazdıkları destanlar, şiir kitaplarını ve antolojileri dolduruyor. Bu eserler, Müslüman Kıbrıs’ın tapusudur.

Şair olabilseydim en güzel şiirimi Kıbrıs için yazmak isterdim. Çünkü bende ilk millî heyecanı uyandıran hadise, 20 Temmuz 1974 tarihinde gerçekleşen “Kıbrıs Barış Harekâtı”dır. O günü unutmam mümkün değil. Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi şehrimizde de halkımız ve bütün gençliğimiz ayağa kalkmış, Yunanistan destekli Rumların kardeşlerimize yaptıkları zulme isyan etmişti. Küçük çocuk olmamıza rağmen askerlik şubesinin önüne kadar yürümüş ve “gönüllü asker” yazılmak istemiştik. Aradan tam yarım asır geçmiş. KKTC’de Müslüman Kıbrıslı Türkler, Türkiye sayesinde artık huzur ve güven içinde yaşıyor. Dün yavru vatanda gerçekleşen muhteşem kutlama törenleri hepimizin göğsünü kabarttı, şükürler olsun.

Mademki yazımıza başlarken şiirden bahsettik. Serde şairlik yok ama Kıbrıs için yazılmış şiirleri, yakılmış türküleri, söylenmiş şarkıları ve kaleme alınmış destanları yıllardan beri araştırıyorum. Edebiyatımızda bu yolda yaptığım incelemelerde pek çok kıymetli eserin varlığına şahit oldum. Şairlerimiz ve bestekârlarımız var olsun!

VATAN SEVDASI

Bizim şairlerimiz ve yazarlarımız Kıbrıs sevdasından hiçbir zaman vazgeçmedi. Türk edebiyatının tanınmış simalarının, Kıbrıs hakkında yürek dilliyle kaleme aldıkları şiir ve nesirler bir araya getirilse rahatlıkla beş on ciltlik bir antoloji ortaya çıkar. Bunlar arasında Münevver Ayaşlı, Mustafa Necati Sepetçioğlu ve Arif Nihat Asya gibi güçlü edebiyatçılarımızın müstakil eserleri de vardır. Ayaşlı’nın 1971’de kaleme aldığı Kıbrıs Fetvası eseri, değerini hâlâ koruyor. Sepetçioğlu Kıbrıs’a dair kıymetli bir romana imza atarken Arif Nihat Asya, Kıbrıs Rubaîleri ile Akdeniz’deki güzel vatanımıza güzellemeler yaptı, vatan uğruna şehit düşen Mehmetçiklere ise mersiyeler yazdı. Biz Kıbrıs’a dair nesirleri şimdilik bir kenara alıp şiirlere yöneleceğiz. Divan şairlerimiz de halk ozanlarımız da bigâne kalmamıştır Akdeniz’deki ileri karakolumuza. O ayrı bir fasıl. Namık Kemal’in “Kıbrıs Marşı”nı ise Etem Ruhi Üngör bestelemiştir. Dörtlük şöyle: “Top patlasın âteşleri etrafa saçılsın/Cennet kapısı can veren ihvana açılsın/Kavgada şehadetle bütün kâm alırız biz/Türk erleriyiz can verir nam alırız biz” Arif Nihat Asya’nın rubaileri Kıbrıs’a dairdir. “Arılar” onlardan biri: “Yollarda yemiş yemiş bütünler, yarılar…/Yerlerde çiçek çiçek beyazlar, sarılar;/Kuşlar gelecek Kıbrıs’a kursun sofra…/Kıbrıs’ta petek yapmaya gelsin arılar!” Bayrak Şairimiz , tarihin derinliklerine uzanırken “Serdengeçtiler” dörtlüğünde kahramanlarımıza selam yolluyor: “Sadık Paşa, Girne toprağından geliyor;/Bir göl kıyısından Hala Sultan geliyor;/‘Bayraktar’a, Canbolat, yetişmiş doğudan…/Ardınca seğirtip Kutup Osman geliyor.”

ÇANLA EZANIN KAVGASI

Asya’nın ağıtları da, mersiyeleri de var Kıbrıs için. Bilhassa zulüm gören soydaşlarımız, dindaşlarımız hakkında… Ama şair, daha ziyade güzel yönleriyle hatırlar bu ezelî ve ebedî yârimizi. Tıpkı “Ay” rubaisinde olduğu gibi: “Ay, pencereden bakınca bir komşu gibi/Dursak da, görünsek de, gülüm, uslu gibi/“Kıskandırıp imrendirelim, derdik, ayı…”/Kıbrıs, kanımızdaydı ılık bir su gibi.” Bu dörtlüklerde Kıbrıs’ın güzelim coğrafyası da tasvir edilir. Tıpkı “Harita”da olduğu gibi: “Kıbrıs bu.. haritasında yüzlerce nehir/Yaprakta damarlar gibi yelpazeleşir;/Aslında, fakat yanar yürekten ‘su!’ diye/Bir yanda yamaç, köy, ova; bir yanda şehir!” Arif Nihat Asya şuurlu bir şairimizdir. Adadaki kavganın hilal-haç kavgası olduğunun farkındadır. Nitekim bunu “Karaltı” rubaisinde şöyle dile getiriyor: “Bir kapkara gölge… Kıbrıs’ın damgası bu!/Birlikte beraber yaşamak dalgası bu!/Zannetme ki boşluktaki sesler boşuna:/Çanlarla ezanların ağız kavgası bu!” Kıbrıs deyince akla vatan gelir, bayrak gelir, şüheda gelir. Şairimiz de “Şehit” dörtlüğünde bu manayı anlatıyor zaten: “Sessizce deyip ‘Kâbe’yi alsın sağına!’/Sarmış ana, son oğlunu son kundağına…/Ey Kıbrıs’ım, en çok yakışan süs ebeden-/Ölmezlerdir şehidinin toprağına!” Türbeler evliyalar içindir ama aynı zamanda şüheda mekânıdır. Asya da bir “Türbe” dörtlüğü diker edebiyat toprağımıza: “Kurbanların –ey Kıbrıs’ımız, Kıbrıs’ımız./Öz kardeşimi, öz oğlumuz, öz kızımız…/Rahmet dileyen türbene – artık- kandil/Olmuş… Başucunda ağlar ay-yıldızımız!i,” Şairimiz, “Temmuz” başlığını veriyor bir rubaisine: “Temmuz bu… yürek hızlı, nabız olur;/Akşamları, içler bile yıldızlı olur…/Kıbrıs’la beraber geçiren, bir geceyi,/Uykuyla geçirmediyse Kıbrıslı olur.” Abdurrahim Balcıoğlu “İçimdeki Kıbrıs Yarası” şiirinde, yüreğindeki derin hüznü mısralarına dökmüyor mu: “Bir kuş uçar içimden/Ardahan’dan Kıbrıs’a/Kanatları güç yüklü/Gagasında hilâlle.”

“BİR GECE ANSIZIN…”

Tabii sadece şairlerimiz ve yazarlarımız bu yolda eser vermemişler. Bestekârlarımız da birbirinden kıymetli besteler yapmış, ses sanatkârlarımız da bunları en iyi şekilde icra etmişlerdir. Kıbrıs’la ilgili olarak anlatılan şu manidar hatıra, bir bakıma yakın tarihimizin boy aynası gibidir: Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan önce saldırgan Rumlar, adada savaşan Müslüman Türk mücahidlerininin moralini bozmak için, mevzilere yakın yerlerde “Bekledim de gelmedin.” şarkısını çalarlar. Kıbrıs Türkü askerleri de buna karşılık Bayrak Radyosu kanalında, şiiri Ümit Yaşar Oğuzcan’a ait olan şu şarkıyı dalga dalga bütün Kıbrıs’a yayarlar: “Bu kadar yürekten çağırma beni/Bir gece ansızın gelebilirim.” O sıralarda çok sevilen bu anlamlı şarkı, bugün de sınır ötesindeki hainlerin huzurunu bozmakta, teröristlerin uykusunu kaçırmakta, hatta özel harekâtçılarımızın ve bütün Mehmetçiklerimizin operasyon şarkısı olarak kullanılmaktadır.

“AKDENİZ HİLÂLİNDİR”

Tam ortasında bir yüzük taşı gibi Kıbrıs adasının oturduğu Akdeniz’e çok destan yazılmıştır. En güzel destanı ise “Akdeniz Hilalindir” başlıklı şiiriyle Osman Yüksel Serdengeçti kaleme alır. Şiir uzun ama şu mısralar mühim: “Sana destan okuyan dağlar bizdedir/Seni sarhoş eden bağlar bizdedir…/Hilâlin otağı bir yerde değil/Akdeniz’dedir… Akdeniz’dedir…/Akdeniz bizde, biz Akdeniz’de…/Akdeniz bizim içimizdedir…” Ahmet Rıza Akdeniz yavru vatana yürekten selam gönderir: “Malazgirt’ten, Giresun’dan, Sivas’tan/Alnı defne dallı yiğit Maraş’tan/Bileği bükülmez arslan dadaştan/Bursa’dan, Mardin’den selam Kıbrıs’ım.”

KIBRIS TÜRKÜSÜ

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Kıbrıs Türküsü” bir bakıma Batı ile çetin ve amansız bir hesaplaşmadır. Tarih boyunca mazlum milletleri sömüren “Vahşi Batı”ya karşı bir direniş gösterir şair. İşte şiirin o soylu son mısraları: “Düşmüş yüz yılarca karası kötülüğün yurda/Vermişiz vermişiz doğudan batıdan./Artık gelmiş soluğumuz sonuna/Ölümün güzelliğin/Şimdi büyük yücelir allaşır, yiğidim yaşamak burda/Bayraktar orda bayrak burda./Şimdi, yiğidim bir çağ birleşmesi olur da/Yasından/Gökyüzü şehit şehit/Al al gökyüzü/Dalgalanır bak burda/Bayraktar orda bayrak burda.”

Baha Vefa Karatay “Haklıların Bayrağı”, Halil Soyuer “Dalga Dalga”, Yetik Ozan “Mehmetçik Kıbrıs’ta”, Özker Yaşın ise “20 Temmuz Şehitlerine” şiirlerinde Kıbrıslı Türk mücahidlerin ve Mehmetçiklerin şanlı zaferini çok güzel bir şekilde anlatırlar.

KIBRIS ŞİİRLERİ ANTOLOJİSİ

Kendisi de şair olan ama mesaisinin büyük bölümünü vatan, bayrak, kahramanlık şiirlerine adayan ve bunları toplayıp kitaplaştıran merhum Fahri Ersavaş’ın Kıbrıs Şiirleri Antolojisi vardır. Bu eserde Kıbrıs’a dair yazılmış şiirlerin bir bölümü bulunuyor. 432 sayfalık antolojide Mehmet Zeki Akdağ, İbrahim Zeki Burdurlu, Zeki Ömer Defne, Coşkun Ertepınar, Azmi Güleç, Bahaettin Karakoç, Refet Körüklü, Yetik Ozan, Faruk Kadri Timurtaş, Gülten Çiçek Tural, Mehmet Göktürk Uytun, İsmail Hakkı Yılanlıoğlu, Kerim Yund’un şiirleri de yer alıyor. Hepsi birbirinden değerlidir, kıymetlidir. Ben yazımı, yakından tanıdığım merhum Bekir Sıtkı Erdoğan’ın şiiriyle tamamlamak istiyorum. Bu vesile ile yavru vatan Kıbrıs’ta tarih boyunca kanını akıtmış olan bütün Mehmetçiklere ve mücahitlere, bu destanları yazan şairlerimize, besteleyen bestekârlarımıza, seslendiren sanatk3arlarımıza rahmetler diliyorum. Bekir Sıtkı Erdoğan’ın “Kıbrıs’ta şiiri şöyledir: “Merhaba yiğit Kıbrıs’ım,/Koç kahramanım merhaba!/Adanmış canlar harmanı!/Şanlı meydanım merhaba!/Sensin artık döktüğün yaş,/Seni öpüyoruz taş taş…/Böyle konur yoluna baş,/Sevdiğim, canım merhaba!/Süngümüzü banıp kana,/Bir destan başladık sana/Komayız hakkı düşmana;/Yavru vatanım, merhaba!”