Dolar (USD)
34.52
Euro (EUR)
36.19
Gram Altın
2962.75
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Ekim 2020

Kıbrıs Seçimleri ve Türkiye!

Kıbrıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini, Ersin Tatar bey kazandı. Hayırlı olsun. Kritik bir seçimdi, şimdilik hepimiz derin bir nefes aldık!

Kritikti çünkü bir tarafta “Rum kesimi ile gerekirse toprak vererek anlaşmak ve Batı ile entegrasyon sağlayarak Türkiye’den kopmayı “ açıkça dile getiren bir aday, diğer tarafta Anavatan ile birlikte hareket etmeyi isteyen Ersin Tatar vardı…

Kıbrıs’ta yaşanan bu son seçimi, sadece seçim olarak değerlendirmemeli. Su yatağına doğru akarken, akışı engelleyen sebepleri tespit edip bertaraf etme zaruretimiz var.

Milletleri yokluk ve imkânsızlık yıkmaz, milletleri yıkan asıl sebep, inancından ve köklerinden kopartmaktır. İnsanı ayakta tutan şey, inancı, tarihi kültürü, gelenekleri ve milletine bağlılığıdır. Kökü olmayan ağaç büyümez, kurur. İnsanı ayakta tutan değerler, aileyi de ayakta tutan değerlerdir, milletleri de…

Kıbrıs’ta belirli bir kesimin Türkiye’yi pek sevmediği söylenir. Ve bu doğrudur da. Seçim zamanı Türkiye’yi işgalci olarak gösterenleri bile gördük maalesef. Ama Türkiye ve Türk milletine karşı bu tavır, Kıbrıs’taki belirli bir kesime mahsus değil. Azınlık da olsa, Türkiye’de yaşayıp Türk vatanını ve Türk milletini sevmeyen bir zihniyetle iç içe yaşıyoruz uzun zamandır.

Bu bir zihniyet meselesi. Orada Türkiye’yi sevmeyen ile burada Türkiye’yi sevmeyenler aynı zihniyette. Hatta, çevre ülkelerde yaşayan Türk ve Müslüman topluluklarında bile, Türk vatanı ve Türk milletine düşmanca tavrı olan insanlar hep aynı zihniyete sahip.

Batı’ya hayran, Batı’yı medeni, çağdaş, gelişmiş, zengin, ilerici, bilimci diye pazarlayan ve Batı değerleriyle yaşamayı bir halt zanneden zihni iğdiş olmuş bir zihniyet bu.

Laiklik ve çağdaşlık adına İslami değerlere savaş açan, milleti inancından kopartmak için darbe de dahil her türlü dayatmayı yapan zihniyet…

Kıbrıs’taki insanlarımız da aynı bizde olduğu gibi İslam’a düşman olan darbeci zihniyetin dayatmalarından nasibini aldı. Müslüman vatanında Müslümanca yaşayanlara zulmetme hastalığı bulunan bu darbeci, Batıcı laik zihniyet, Türkiye’de laiklik-çağdaşlık adı altında, Batıcı yaşam tarzını bize nasıl dayattıysa, aynı şeyi Kıbrıs halkına da yaptı.

Yıllardır şunu söylüyoruz. “İslam’a düşman olan vatana da düşmandır.” Bugün ülkemizin en hayati güvenlik meselelerinde bile Batı’nın sözcülüğünü yapan, ülke çıkarlarını değil, Batı’nın dayatmalarını öncelikli gören, gazeteci, STK, parti, aydın, sanatçı, oyucu, tiyatrocu, tüccar kim varsa bir bakın. Her gün yazdıkları, söyledikleri ve hangi safta durup kimi savunduklarına bir bakın ve bu sözümüzün yanlış olduğunu söyleyin söyleyebiliyorsanız?

İşte Kıbrıs’ta, İslam düşmanı zihniyetin, “Batı yaşam tarzıyla, laik, çağdaş ilerici olarak yetiştirdiği” bir kısım insanlar bugün diyor ki; “Türk askeri işgalcidir. Türkiye bizim işlerimize karışamaz. Rumlara toprak verelim ve birleşip Avrupa Birliğine girelim. Çağdaş Avrupa dururken Türkiye ile ne işimiz var. Avrupa Birliği pasaportu almak, oradan gelecek maddi desteği kullanmak, Batılı olmak varken Türkiye ile işimiz ne?” O zihniyete göre gayet normal talepler. Sen nesilleri, bu toprakların ruhu olan İslam’dan uzak yetiştir, tarihinden kopart, millet aidiyeti kalmasın, kültürü Batı kültürü olsun, Batı’yı ulaşılması gereken medeniyet zirvesi olarak öğret, inanç yok, kültür yok, tarihine ecdadına bağlılık yok, gelenek yok, sebat, sabır, şükür yok, yok oğlu yok. Ne var? Çağdaşlık diye Batı değerleri, laiklik diye İslam düşmanlığı, modernlik diye kültüründen kopartmak, bilimsellik diye ruhundan kopartmak, bireycilik diye ailesinden kopartmak var…

Bu kadar olumsuz yetişen bir zihniyet senin Türkiye’ni ne yapsın? Hangi ortak değer ile sana bağlı olsun? Hangi inanç ile gerekirse sıkıntı çekmeyi göze alıp seninle yürüsün? Bu yüzden Batı’nın uzattığı eli, vadettiği “müreffeh yaşam pasaportunu” seçmesinden daha doğal ne olabilir? Bugün Türkiye’de belirli kesimlerin zihnini zehirlediği bazı gençlerin bu aziz vatana bakışı farklı mı sanıyorsun?

Her şeyden önce anlayışın düzeltilmesi gerek. Her durumda inancına, vatanına, milletine değerlerine sahip çıkabilecek nesillerin yetiştirilmesi ve milletleri yıkanın açlık değil Ruhundan kopartılmak olduğunu anlayamazsak, bu seçim olmaz başkası olur, bu darbe olmaz başka darbe olur alırlar vatanımızı elimizden…

Hamdolsun, Türkiye’de olduğu gibi Kıbrıs’ta da azınlık bu zihniyet. Ama Batı’nın ve Batıcı zihniyetin hilesi bitmez. Yarın başka şekilde güçlenmemeleri için Ersin Tatar’ın seçilmesi bir fırsattır. Türkiye ile birlik olan yeni yönetimle el ele, gereken adımlar atılmalı, askeri ve iktisadi desteğin ötesinde önem verilmesi gereken bu noktalara önem verilmeli.

Seçim sonuçları Anavatan ve Yavru vatan Kıbrıs için hayırlara vesile olur inşallah…