Kıbrıs Seçimleri ve Türkiye!
Kıbrıs’ta yapılan
Cumhurbaşkanlığı seçimini, Ersin Tatar
bey kazandı. Hayırlı olsun. Kritik bir seçimdi, şimdilik hepimiz derin bir
nefes aldık!
Kritikti çünkü bir tarafta “Rum kesimi ile gerekirse toprak vererek anlaşmak
ve Batı ile entegrasyon sağlayarak Türkiye’den kopmayı “ açıkça dile getiren
bir aday, diğer tarafta Anavatan ile birlikte hareket etmeyi isteyen Ersin
Tatar vardı…
Kıbrıs’ta yaşanan
bu son seçimi, sadece seçim olarak değerlendirmemeli. Su yatağına doğru
akarken, akışı engelleyen sebepleri tespit edip bertaraf etme zaruretimiz var.
Milletleri yokluk ve imkânsızlık yıkmaz, milletleri yıkan asıl sebep,
inancından ve köklerinden kopartmaktır. İnsanı ayakta tutan şey, inancı, tarihi
kültürü, gelenekleri ve milletine bağlılığıdır. Kökü olmayan ağaç büyümez,
kurur. İnsanı ayakta tutan değerler, aileyi de ayakta tutan değerlerdir,
milletleri de…
Kıbrıs’ta belirli
bir kesimin Türkiye’yi pek sevmediği söylenir. Ve bu doğrudur da. Seçim zamanı
Türkiye’yi işgalci olarak gösterenleri bile gördük maalesef. Ama Türkiye ve
Türk milletine karşı bu tavır, Kıbrıs’taki belirli bir kesime mahsus değil.
Azınlık da olsa, Türkiye’de yaşayıp Türk vatanını ve Türk milletini sevmeyen
bir zihniyetle iç içe yaşıyoruz uzun zamandır.
Bu bir zihniyet
meselesi. Orada Türkiye’yi sevmeyen ile
burada Türkiye’yi sevmeyenler aynı zihniyette. Hatta, çevre ülkelerde
yaşayan Türk ve Müslüman topluluklarında bile, Türk vatanı ve Türk milletine
düşmanca tavrı olan insanlar hep aynı zihniyete sahip.
Batı’ya hayran,
Batı’yı medeni, çağdaş, gelişmiş, zengin, ilerici, bilimci diye pazarlayan ve
Batı değerleriyle yaşamayı bir halt zanneden zihni iğdiş olmuş bir zihniyet bu.
Laiklik ve
çağdaşlık adına İslami değerlere savaş açan, milleti inancından kopartmak için
darbe de dahil her türlü dayatmayı yapan zihniyet…
Kıbrıs’taki insanlarımız da aynı bizde olduğu gibi İslam’a düşman olan darbeci zihniyetin dayatmalarından nasibini aldı. Müslüman vatanında Müslümanca yaşayanlara zulmetme hastalığı bulunan bu darbeci, Batıcı laik zihniyet, Türkiye’de laiklik-çağdaşlık adı altında, Batıcı yaşam tarzını bize nasıl dayattıysa, aynı şeyi Kıbrıs halkına da yaptı.
Yıllardır şunu
söylüyoruz. “İslam’a düşman olan vatana da düşmandır.” Bugün ülkemizin en hayati
güvenlik meselelerinde bile Batı’nın sözcülüğünü yapan, ülke çıkarlarını değil,
Batı’nın dayatmalarını öncelikli gören, gazeteci, STK, parti, aydın, sanatçı,
oyucu, tiyatrocu, tüccar kim varsa bir bakın. Her gün yazdıkları, söyledikleri
ve hangi safta durup kimi savunduklarına bir bakın ve bu sözümüzün yanlış
olduğunu söyleyin söyleyebiliyorsanız?
İşte Kıbrıs’ta,
İslam düşmanı zihniyetin, “Batı yaşam
tarzıyla, laik, çağdaş ilerici olarak yetiştirdiği” bir kısım insanlar bugün
diyor ki; “Türk askeri işgalcidir.
Türkiye bizim işlerimize karışamaz. Rumlara toprak verelim ve birleşip Avrupa
Birliğine girelim. Çağdaş Avrupa dururken Türkiye ile ne işimiz var. Avrupa Birliği pasaportu almak, oradan
gelecek maddi desteği kullanmak, Batılı olmak varken Türkiye ile işimiz ne?” O zihniyete göre gayet normal talepler. Sen
nesilleri, bu toprakların ruhu olan İslam’dan uzak yetiştir, tarihinden kopart,
millet aidiyeti kalmasın, kültürü Batı kültürü olsun, Batı’yı ulaşılması
gereken medeniyet zirvesi olarak öğret, inanç yok, kültür yok, tarihine
ecdadına bağlılık yok, gelenek yok, sebat, sabır, şükür yok, yok oğlu yok. Ne
var? Çağdaşlık diye Batı değerleri,
laiklik diye İslam düşmanlığı, modernlik diye kültüründen kopartmak,
bilimsellik diye ruhundan kopartmak, bireycilik diye ailesinden kopartmak var…
Bu kadar olumsuz
yetişen bir zihniyet senin Türkiye’ni ne
yapsın? Hangi ortak değer ile sana
bağlı olsun? Hangi inanç ile gerekirse sıkıntı çekmeyi göze alıp seninle
yürüsün? Bu yüzden Batı’nın uzattığı
eli, vadettiği “müreffeh yaşam
pasaportunu” seçmesinden daha doğal ne olabilir? Bugün Türkiye’de belirli kesimlerin zihnini
zehirlediği bazı gençlerin bu aziz vatana bakışı farklı mı sanıyorsun?
Her şeyden önce
anlayışın düzeltilmesi gerek. Her
durumda inancına, vatanına, milletine değerlerine sahip çıkabilecek nesillerin
yetiştirilmesi ve milletleri yıkanın açlık değil Ruhundan kopartılmak olduğunu
anlayamazsak, bu seçim olmaz başkası olur, bu darbe olmaz başka darbe olur
alırlar vatanımızı elimizden…
Hamdolsun, Türkiye’de olduğu gibi Kıbrıs’ta da azınlık bu zihniyet. Ama Batı’nın ve Batıcı zihniyetin hilesi
bitmez. Yarın başka şekilde
güçlenmemeleri için Ersin Tatar’ın
seçilmesi bir fırsattır. Türkiye ile birlik olan yeni yönetimle el ele,
gereken adımlar atılmalı, askeri ve iktisadi desteğin ötesinde önem verilmesi
gereken bu noktalara önem verilmeli.
Seçim sonuçları
Anavatan ve Yavru vatan Kıbrıs için hayırlara vesile olur inşallah…