Kıbrıs sathı müdafaadır
Siyasi
cinayetlerin başlayacağı iftirası,
Bürokratların
tehdit edilmesi,
Gri liste…
Kara
Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu’nun (FATF) Türkiye’yi kara paranın
aklamasına karşı mücadelede ve terörün finansmanın önlenmesinde yetersiz kaldığı gerekçesiyle izlemeye
alması,
Siyonizmin Kasası “iş
adamları”nın malum “laiklik” çıkışı,
Başta,
ABD büyükelçisi olmak üzere; Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni
Zelanda'nın Ankara büyükelçilerinin olduğu,10 büyükelçinin yargıya müdahale girişimi,
Yunanistan’ın
silahlanması, Türkiye’ye karşı yeni ittifaklar arayışı ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki egemenlik haklarını
korumaya dönük faaliyetleri engelleme girişimleri,
Kıbrıs’ın Yunanistan’a
peşkeş çekilme girişimleri, bunun için Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti içindeki
Türkiye düşmanlığıyla malul sosyolojinin harekete geçirilmesi, sadece Türkiye’yi değil tüm bölgeyi kuşatma ve
istila girişimidir.
“ Dahili ve harici bedhahlar…”
“Kıbrıs’ı
Kıbrıslılara bırakalım.” “Ne işimiz var
Kıbrıs’ta, Akdeniz’de, Libya’da, Filistin’de, Karabağ’da!” diyenler küresel
haydutların sözcüleridirler.
Kıbrıs davası, Türkiye ve mazlum
coğrafyanın savunma ve var olma mücadelesidir.
Kıbrıs
olmadan, Şuşa, Trablus, Kudüs olmaz, Bosna- Hersek olmaz, Anadolu olmaz.
1571’de fetihle
bölgedeki haydutlar temizlendi. Mısır’ın, Suriye’nin, Irak’ın ve Filistin’in
güvenliği sağlandı.
1878’de Kıbrıs’ın İngiltere’ye
kiralanmasıyla bölgede fitne kazanı kaynamaya başladı.
1876’da
Abdülaziz’i bileklerini keserek katledenler, devleti
parmaklarında oynatabilmek için yerine akli melekeleri yerinde olmayan V.
Murat’ı getirdiler. Anı zihniyet bugün de sembolik
cumhurbaşkanı arayışı içinde…
V.
Murat, ancak 3 ay saltanatta kalabildi.
II. Abdülhamit’e meşrutiyeti ilan
etmesi karşılığında saltanatı bahşettiler.
Şimdi
dillendirdikleri gibi devleti çökertmek için o günlerde de büyük bir askeri hezimet arayışına girdiler,
Savaşa karşı olan II. Abdülhamit’i “ Kızıl
Sultan” ilan ettiler. Osmanlı – Rus savaşını çıkararak millete büyük
kayıplar verdirdiler, acılar yaşattılar.
1878’in
Mayıs’ında Ali Suavi denilen İngiliz
ajanı etrafında oluşturdukları
teröristlerle Çırağan Sarayı’nı basıp iktidarı ele geçirmeye kalkıştılar.
İşte
tam da bugünlerde İngiltere
fırsatını bulup Kıbrıs’ı kiraladı.
Kiralayış o kiralayış…
I.
Dünya Savaşı’nın başlamasıyla İngiltere,
Kıbrıs’ı ilhak etti.
1878- 1918…
Tam
40 yıl sonra 30 Ekim 1918’de ne Suriye
ne Irak ne Filistin ne Kafkasya ne
Balkanlar kaldı; Osmanlı yıkıldı.
Lozan’da Kıbrıs
gündeme bile almadı.
1947’de
de diğer adaları Yunanistan’a
“bağışladılar.” Çok toprak çok problemdir.” diyen Türkiye yönetimi de buna
çanak tutu.
1950’den
sonra Türkiye, Kıbrıs’la ilgi politikaları gündemine aldı. Ama Londra’da
görüşmeler sürerken 1955’in 6-7 Eylül’ünde İstanbul ve İzmir’de şiddet
olaylarının fitilini ateşlediler.
1959’da
Londra- Zürih Antlaşması’yla
Türkiye’yi garantör ülke yapan
hükümeti 1960’ta askeri darbeyle devirdiler.
Türkiye’de
bunlar olurken Filistin, Suriye, Irak, Libya ve Mısır’da da darbeler,
suikastlar, iç savaşlar tertiplediler.
1974’te Kıbrıs Barış Harekatı’nı yapan ve
Bülent Ecevit’in Başbakanlığını
yaptığı koalisyon hükümetin devamına izin vermediler, harekattan 3 ay sonra hükümet dağıldı.
Bugün
Mavi Vatan’ı işgale kalkışanlar
1974’ten sonra terör örgütlerinin kurdular, ( PKK, FETÖ, DHKP-C…) sevk ve idare
etmekteler. Tırlarla silah ve mühimmat taşımaktalar.
Siyasi
cinayetler Kıbrıs’la da irtibatlıdır.
Türkiye’nin
içe döndürülmesi, zayıflatılması girişimidir.
1
Mayıs 1977, Taksim ve 19-26 Aralık 1978,
Maraş Katliamı…
1
Şubat 1979, Abdi İpekçi,
27
Mayıs 1980, MHP Milletvekili, Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak öldürüldü.
28
Mayıs 1980, Çorum katliamı…
22
Temmuz 1980, DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler öldürüldü.
12
Eylül darbesi…
2-5
Temmuz Madımak ve Başbağlar katliamı…
28
Şubat 1997 Post Modern Darbe…
15
Temmuz, İşgal girişimi, devam ediyor…