Kıbrıs, 2. Filistin olmasın! (2)
Kıbrıs, Akdeniz’in uçak gemisidir. O bakımdan Jeopolitik ve jeostratejik açıdan önemi çok büyüktür…
Doğu
Akdeniz’in en büyük adası olan Kıbrıs, 9251 km2’lik bir alana sahiptir. Adalar
tarih boyunca yakınındaki kara parçalarının etkisi altında kalmışlardır. Kıbrıs’ın
en yakın komşusu Türkiye’dir. Kıbrıs, Güney Anadolu sahillerinden 70,
Suriye’den 100, Mısır’dan 400, Yunanistan’dan
ise 965 km uzaklıktadır.
Kıbrıs’ın en yakınındaki kara parçası Anadolu olması hasebiyle her zaman
Anadolu’yla birlikte düşünülmüş, Anadolu kültürünün etkisinde gelişmiştir.
Dolayısıyla Adadaki huzur, barış ve refah Türkiye’den ayrı düşünülemez.
Kıbrıs, eski dünya olarak adlandırılan Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının
merkezinde bütün Ortadoğu’yu denetleyen bir coğrafi konumdadır. Bu konumu ile
kıtalar arasındaki deniz ve hava yolu ulaşımında önemli bir liman harika bir üs
vazifesi görmektedir. Coğrafi şekli göz önüne alındığında, İskenderun
Körfezi’ne doğru uzanan bir uçak gemisini andırmaktadır.
Kıbrıs, jeostratejik açıdan tarih boyunca Afrika ve Orta Doğu’ya
açılmak isteyen devletler için, vazgeçilmez stratejik ve ticari bir üs olarak
görülmüştür. Ada, etrafını saran bölgelere ‘bölgesel ve stratejik güç’ olma yolunda bir açılım sağlar. Bu
nedenle Ada, her dönem stratejik önem ve özelliğini korumuştur. Adayı elinde
bulunduran güç, her zaman Türkiye’den Mısır’a, Lübnan’dan, İran’a kadar olan
bölgeyi kontrol etmiştir.
Ada, orta kuşak
iklimindedir. Bu sayede zengin bitki çeşitliliğine sahiptir. Tarih boyunca
insanlar yaşamak ve gelişmek için Akdeniz iklimini tercih etmişlerdir.
Kıbrıs’ta kültür yönünden
en zayıf durumda olan Yunan’lılardır.1974 öncesine kadar Kıbrıs genelde
Anadolu’nun, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki Arap kültürü ile her yıl batı
dünyasından adayı ziyarete gelen yüzbinlerce turistle özdeşleşen bir yaşam
tarzına, kendisine has özgün bir kültüre sahip olmuştur. Ancak 1974’teki Barış
Harekâtıyla adanın kuzeyi Anadolu, güneyi ise Yunan kültürünün etkisi altına
girmiştir.
Kıbrıs’ın
İslam Tarihindeki yeri ve önemi çok büyüktür.
Akdeniz, Doğu Roma
İmparatorluğu’nun hâkimiyetinde idi. Doğu Roma’nın sınırları Akdeniz
sahillerini çepeçevre kuşatmıştı. Raşit halifeler döneminde Müslümanların fütuhatı
arttı. Şam ve Mısır fetih edildi. Şam ve Mısır’ın güvenliği için Bizans’tan daha güçlü bir
donanma hazır edilmesi gerektiğini fark eden ilk devlet adamı Şam valisi Hz. Muaviye’dir. Hz.
Ömer’den Kıbrıs’ın fethi için müsaade istese de henüz şartlar oluşmadığı
gerekçesiyle ret edilmiştir.
Hz.
Osman Bin Affan dönemi, deniz zaferleriyle temayüz etmiştir.
Şam ve Mısır valileri Doğu Roma saldırılarına karşı koymak için donanma
hazırlamışlardı. Böylelikle Doğu Roma İmparatorluğu’nun Doğu Akdeniz’e ve bereketli Mısır
ve Şam topraklarına tekrar hâkim olma çabalarına mâni olundu. Öte yandan,
Akdeniz’deki Bizans gücünü kırdıkları bu donanmalarla İstanbul kuşatmalarına da
denizden destek verdiler.
Şam valisi Hz. Muaviye’nin komutasındaki İslam
donanması 652 veya 655 yılında Antalya’nın Finike ilçesi açıklarında meydana
gelen Zâtü’s-savârîdeniz savaşında,
Bizans’ı ağır mağlubiyete uğrattı. İmparator II. Konstans canını zor kurtarmış,
bu deniz zaferiyle birlikte Bizans’ın Doğu Akdeniz’deki hakimiyetine son
verilmiştir.
Kıbrıs adası (644-656) de
Şam valisi Hz. Muaviye’nin hazırladığı donanma ile fetih edilmiş ve bu tarihten
itibaren de İslam toprağı olarak görülmüştür. Müslümanlar, Hz. Osman döneminde
sadece Kıbrıs’ı değil Ervâd (Arados), Sicilya, Rodos, Kos, Girit adalarını da fethedip
Endülüs’e kadar seferler düzenlediler...
Tekraren;
‘Megali İdea’ 1974 ‘te ‘Kıbrıs
Barış Harekâtı’ ile bertaraf edildi.
‘Annan Planı’ Rum tarafınca 2004’te
ret edildi.
‘Siyonist
İşgal Planı ’ ise sinsi bir şekilde ilerliyor.
Farkında mıyız?
Hz. Osman’ın, İslam,
2.Selim Han’ın Türk mührünü bastığı,
Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Yunan Megali
İdeasını yıktığı ‘Yavru Vatan’ için acil olarak harekete geçilmelidir.
Kıbrıs, 2.Filistin olmasın!