Keşten kahraman olmaz
Başımızdaki birikmiş belaların birini defetmeden bir başkası ile uğraşmak zorunda kaldığımız şu günlerde gündem o kadar hızlı akıyor ki, haftada bir yazı yazan biri için gündem dışında kalmadan bir şeyler hakkında kelam edebilmek oldukça zor.
Bugün okullar açılıyor, milyonlarca evladımız okulla, kitapla buluşacaklar. Diyarbakır’da HDP binası önünde eylem yapan anneler, ABD emperyalizminin taşeronları tarafından ellerinden alınan evlatlarını kurtarmak için bekliyorlar. Bütün HDP yöneticileri gibi Pervin Buldan’ın çocuklarının İngiltere ve Fransa’da ultra lüks hayatlar yaşarken kendi çocuklarının her gün ölümle burun buruna, yaşamaları onların da canlarına tak etmiş.
Recai Kutan, Milli Gazeteye verdiği bir röportajda, Mardin’in İdil ilçesinde görev yaparken Güneydoğu’ya 1580 tane Amerikalı barış gönüllüsü geldiğini, 1965’de bu sayının 2685’e çıktığını, Savaş olmayan bir yerde barış gönüllülerinin ne işi vardır diye düşündüğü bir sırada, 1969 yılında PKK’nın kurulması ve 1974 yılında silahlı terör eylemlerine başlamasından sonra sözde barış gönüllülerinin ne için geldiklerini anladığını söylüyor.
Diyarbakır, Mardin ve Van belediye başkanlarının da içinde olduğu bu suç sarmalına kayyımla dur demeye çalışan müdahaleyi boşa çıkartmak isteyen CHP öncülüğündeki güruh, HDP’nin aldığı oy ve demokrasiye müdahale söylemiyle kamuoyunu iknaya çalışıyor. Peki bu oylar HDP’ye ait oylar mı, yoksa EMEP, Birleşik Devrimci Parti, TİP, Alınteri, Halkevleri, Partizan, Kaldıraç, EHP, SMF vs. onlarca marjinal örgütün ittifakının oylarımı mı? Kürt oyları diye uydurulan bu oyların yüzde 65’inin Kürt olmayan unsurların oyları olduğu gerçeği niye gizlenir. Bu yapılar üzerindeki ABD etkisinin ne olduğu hakkında fikri olan var mı?
Mesela, 1 Eylül Dünya Barış günü dolayısıyla savaşa karşı barış, kayyıma karşı dayanışma eyleminde ön saflarda olan Amerikanın kulları Sezgin, ile Türkiye’de devlete, millete, Cumhurbaşkanına hakaret ettiği, terör örgütünü alenen övdüğü için 9 yıl 8 ay 20 gün ceza alan CHP İstanbul İl Başkanı Canan’ın ortak noktalarının 1960’larda Güneydoğuya gelen Barış gönüllülerinin misyonunu devam ettirmek olduğu gerçeği gizlenebilir mi? Şunu de söyleyelim PKK’nın kuruluş sürecinde Mehdi Zanalar ve sol terör örgütlerinin hepsi CHP’nin kollamasıyla hayat buldular ve DEP, Murat Karayalçın tarafından meclise sokuldu.
HDP ve marjinal terör gruplarının desteğiyle İstanbul’da mazbata sahibi olan Ekrem İmamoğlu’nun Yenikapı’da Clio-makam aracı şaklabanlığı ile Şanışer öncülüğünde 17 rapçinin isyan çağrıları içeren şarkılarının aynı tarihe denk gelmesi tesadüf mü? Gezi ihaneti gibi ABD barış gönüllülerinin eseri olan bu klibin tanıtım afişinde elinde bir kaleşnikof bulunan güya insanlar silahlı isyana davet ediliyor. 14 dakikalık bu klip, elinde şarap şişesiyle yürüyemeyecek kadar uçan birilerinden toplumsal kahraman oluşturmak. Sözüm ona, kadın cinayetlerine, yeşilin mahvedilmesine, şehirlerdeki rant çetelerine dikkat çekiyor. Dedik ya, keşden kahraman çıkmaz. Uçacak kadar sızan bir keş, Beylikdüzün’de yaptırdığı AVM’ler sebebiyle beton Ekrem ünvanını alan biriyle ortak eylem yapar. Kaz dağlarında Bülent Ecevit’in verdiği ruhsatla maden arayanları protesto ederken, bu ruhsatı kimin verdiğini sorgulamaz. Muğla’nın İzmir’in ormanlarını yakanları görmezden gelerek ağaç katliamına kafa tuttuğunu zanneder. Güya yok olan ağaçlar için ağaçları dikenlere saldırır. Kadın cinayetlerinin ve yıkılan yuvaların yüzde 90 sebeninin içki olduğu gerçeğini görmez. Keşlerden kadın hakları savunucusu yumurtlar. CHP ise, kurtlarla birlikte gece sürüye saldırarak telef eden, sabah ta çobanla birlikte göz yaşı döken itleri oynuyor.
Son söz bu hengame arasında Türkiye’nin Suriye’de terör örgütüne karşı operasyonunu engellemek amacıyla gerçekleştirilen, ortak kara devriyesi başladı. Sonunun Çekiç güce döneceğinden endişe ettiğimiz bu operasyon yerine, Türkiye Fırat’ın doğusunda ABD ile değil, ABD’ye rağmen, Batısında ise Rusya ile değil, Rusya’ya rağmen bir şeyler yapabilirse devletine, ülkesine ve bölünmez bütünlüğüne karşı yürütülen oyunu bozar. Keşten, kahraman, Emperyalist uşaklarından da özgürlük savaşçısı çıkmaz….