Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2968.76
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
31 Temmuz 2019

Keskin Sirke….

Evinize yapacağınız boyayı inceltip, duvarlara sürülecek hale getiren şey nasıl ki bir kutu tinerse, siyasetin dilini incelten ve kabalıklarından arındıran şey de bir tutam nezakettir. Eğer üslubunuzda nezaket yoksa kitleleri uzun zaman arkanızda tutamazsınız, küstürürsünüz. Atalarımız boşuna dememişler: Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.

Uzun süren restleşmeler, sertleşmeler ve kutuplaşmalar bir süre sonra onarılması güç hasarlar üretebilir. Çatışmacı üslup bir yere kadar kitleleri zinde tutar, bir noktadan sonra yormaya başlar. Çünkü gerginlik ve stres uzun sürdüğünde bireyleri ve kitleleri yoran, bezdiren ve enerjisini tüketen bir psikolojik travma halidir. Sıfır stres ölüm halidir, ancak aşırı stres de bir yere kadar kaldırılabilir ve tahammül edilebilir bir durumdur. Aşırı stres bir süre sonra bünyede krizlere sebebiyet verebilir. Bu krizler ise geri dönüşü olmayan, onarılması zor hasarlarla sonuçlanabilir.

Bu, sosyal bünye için de böyledir. Yorgun, bezgin, gerilmiş, enerjisini kaybetmiş, stres yüklü toplumlar bir süre sonra çeşitli sosyal patlamalarla ve krizlerle yüz yüze gelmek zorunda kalabilirler. Siyaset psikolojisi açısından baktığınızda bireyin içinde bulunduğu durumla toplumun içinde bulunduğu psikolojik durum çoğu zaman benzerlikler gösterir. İşte tam da bu noktada özellikle karar mekanizmalarında bulunan siyasi aktörlerin uzun süren gerginliklerden ve çatışmalardan toplumu mümkün olduğunca uzak tutmaları gerekir. Suçlayıcı, ayrıştırıcı, ötekileştirici, partizan üslup bir süre sonra sizi destekleyen kitleleri de yormaya başlar ve arkanızdaki destek bir süre sonra azalmaya başlar. Sizi ayakta tutan bileşenlerden en önemlisi olan kitle desteği azalmaya başlayınca gücünüz zayıflar ve yıpranmaya başlarsınız.

Seçimlere kadar yakanızda parti rozetiyle gezebilirsiniz ancak seçimden sonra herkesin ve her kesimin başkanı olmak durumundasınız. Sorumluluk makamına geldikten sonra sadece size oy verenlerin değil, size oy vermeyenlerin de sorunları, sıkıntıları bir anda kucağınıza düşüverir. Bunlarla yüzleşmeden bunlarla boğuşmadan başarılı olmanız mümkün değildir. Arkanızda duran ve sizi açıktan destekleyen kitleler için de durum böyledir. Onların taleplerini karşılayacak iradeyi ortaya koyabildiğinizde başarı şansınız yükselir. Aksi durumda gücünüz zayıflar ve dağılmaya başlarsınız.

Öte yandan siyasi rakiplerinize de nezaket kuralları çerçevesinde muamele etmek durumundasınız. Tepeden bakan, kibirli, yok sayan, görmezden gelen üslubunuz bir süre sonra sizi destekleyen insanların da başka kapılara müşteri olmasıyla sonuçlanabilir. Küçümseyen, tehditkar ve çatışmacı dil, bir süre sonra insanları irrite etmeye başlar. Samimiyetle ördüğünüz bağlar bir süre sonra nefret diliyle çözülmeye başlar ve seçmenle aranızdaki ipler kopma noktasına gelir.

Bir lidere, bir partiye ya da bir oluşuma koşulsuz destek verenler büyük ölçüde o merkezle, o liderle çıkar ilişkisi kurmayan duygusal seçmen olarak nitelenebilecek kalabalıklardan oluşur. Oysa siyaset bir çıkar ilişkisidir. Seçmen kitlesinin çıkarlarını koruduğunuz ve gözettiğiniz ölçüde insanlar sizi desteklemeye devam ederler. Partinizin, ekibinizin, yakın çevrenizin çıkarları toplumun çıkarlarının üzerine çıkmaya başladığı anda arkanızdaki destek silikleşmeye başlar, kendisine adres arar.

O saatten sonra ne kendisine adres arayanlara ne de gittikleri adrese bir kabahat bulma lüksünüz kalmaz. Fırlattığınız her bumerang döner dolaşır yine sizi vurur. Keskin sirke küpüne zarar verir. Herkes kendi günahlarının hamalıdır. Eğer yük ağırlaşırsa bir süre sonra bel yorulur, yükü çekemez hale gelir. Bu defa yük sahipleri yükü taşıtacak başka hamallar aramaya başlarlar. Unutmayın, siyasette yükün sahibi millet, mülkün sahibi devlettir. Taşınması zor ve beceri isteyen o ağır yükün hamalı siyaset kurumudur. Beli bükülen ve yaşlanan bir siyaset bir süre sonra yerini daha dinç ve yükü taşıyabilecek delikanlılara bırakmak durumunda kalır. İşte tam da bu yüzden belinizi büken gereksiz yüklerden, boynunuzu büken mihnetlerden, dilinizi keskinleştiren öfkeden kurtulmak zorundasınız.