Keşke CHP iktidar ile Münhasır siyasi bölge oluştursa
Türkiye ve Libya arasında varılan anlaşma ile hakkımız olan deniz bölgemizin tuzaklardan kurtulması dünyaya ilan edildi ve bu anlaşma sayesinde Libya ile Türkiye denizden komşu oldu, bazılarını acıtsa da Mavi Vatan güzel hem de çok güzel oldu. Keşke Türkiye ve Libya’nın bu haklı ve Akdeniz’de zavallılıktan kurtaran hareketini CHP de örnek alsa: “Milli menfaatlerde, birliktelik gerektiren durumlarda cumhurbaşkanımızın yanındayım” şuuru ile hareket etse. CHP, Türkiye’nin menfaatlerine omuz verip, münhasır ekonomik bölge gibi münhasır siyasi bölge oluştursa. Bu oluşum sayesinde dışarının sırtlanları ve domuzları sınırlarımız içinden zerre kadar menfaat beklemekten imtina ederek, içimizi kurcalamaktan geri dururdular… CHP ve muhalefet, iktidarla münhasır siyasi bölge oluşturmuş olsaydı; birileri taaa nerelerden gelip, etimizden, sütümüzden, gençliğimizden yararlanmazdı ve sokaklarımızda anarşi kurşunları değil gerçekten barış ve huzur güvercinleri uçardı. CHP daima münhasır siyasi alandan kaçtı, iktidar bir kıyıda yalnız kaldı. Elin kahpeleri, uğursuzları gelip, gençliğimize, ahlakımıza, değerlerimize tersine sonda vurdu, bizden ve imanımızdan olanları alıp, kendine ait ahlaksızlığın her çeşidini doldurdu. CHP ile münhasır siyasi alanımızın olmayışı, değerlerin sadece iktidarın kıyılarında kalışı, karşı kıyıların yani CHP kıyılarının batıya göz kırpması; onlarla münhasır amaç alanı oluşturması bu millete büyük bedeller ödetti. Sadece gezi olayları, 15 Temmuz ve PKK’nın maddi ve manevi bu millete kaybettirdikleri yeter…
Muhalefet acilen ülkenin iç ve dış menfaatleri için iktidarla münhasır siyasi bölge oluşturmalı. Bu bölgenin oluşması; bizim dışarıda başımızı daha dik hale getirir. Küresel alçaklar ve haçlılar, gelip içimizde sonda vuramaz, değerlerimizi alıp, ahlaksızlık ve ümitsizlik pompalayamazlar… Bu siyasi bölge, tanımlama yapmam gerekirse; siyasi vatan oluştuğunda, küresel alçakların içerde dostları kalmaması neticesiyle mecburen şirin görünmek adına bazı meselelerde taviz vermek ve sessiz kalmak zorunda olacaklar, bütünlüğümüzden irkilecekler… Ne yazık ki; CHP, Türkiye’nin inancına ve kalkınmasına düşman olan batılıları incitmek istemiyor, onların istekleri olan; Erdoğan düşmanlığı ile milli ve manevi değer düşmanlığı yaparak, emperyalistlerle beraber münhasır hedef bölgesi oluşturuyor, devletin güç ve etki alanını genişletip, küresel baronlara daha güçlü ses çıkarmasına gölge olmaya çalışıyor. Sağ olsun Devlet Bahçeli iktidarla münhasır siyasi bölge, kendi tanımımla; siyasi vatan oluşturdu, kazanan Erdoğan değil Türkiye oldu. Devlet Bahçeli’ye, bahçeler dolusu çiçekler ile teşekkürler...
Particilik bunu gerektirir…
Particilik; partin ve liderin, kundaktaki bebeleri delik deşik etmişlerin içi kanlı dışı siyasi görüntülü olanlarıyla gönüldaş ve hedefdaş olduğunda asla itiraz etmeyeceksin, kuzu kuzu taraftarlık yapacaksın. Particilik; iktidar dünyanın en faydalı ve harika işlerini yapmış olsa bile karabulutları ruhuna, âmâlığı gözüne çekip, inkâr edeceksin veya küçük göreceksin. Hatta yalanını ve cesaretini modifiye edip, biz yaptık diyeceksin. Particilik bunları gerektirir: İktidar milli hedefler peşinde koşarken, her şeyin bizden ve ahlaklısı olmasına çalışırken, sözde düşman olduğun emperyalistlerin itirazlarını dinleyip, baltalamak ve engellemek için elinden geleni yapacaksın… Particilik bunu gerektirir: Muhabbetini ne kadar uğursuz ve ahlaksız hatta gökkuşağının renklerine sığınmış ahlaksız kanalizasyonculara bile vereceksin, milletin hizmetinde gece gündüz çalışana ve Allah’ın arzu ettiği şekilde yaşamaya çalışana asla vermeyeceksin…