Kerbelayı an(mak)lamak
Hz. Hüseyinin şehadeti ve kerbela olayı İslam tarihinde kuşkusuz önemli bir sayfadır.
Dinî ve siyasî gerekçelerle Emevi iktidarına karşı bir
duruş sergilenmiş, söz konusu duruş nedeniyle etkisi yüzyıllarca sürecek bir
miras bırakılmıştır.
Bu miras İbrahim ve oğlu ismail’den gelen. Direniş,
özgürlük ve evrensel değerler adına verilecek mücadelenin Fragmanı olacaktı.
Bu fragman, insanlık tarihinin şahit
olduğu/Olabileceği en acı olaylardan birisidir. Müslümanların bilinçaltına,
seçilmiş ve transfer edilmiş bir travma olarak kazınmıştır.
İslam tarihinde sosyal ve siyasi sonuçlar ve
gelişmelere sebep olan bu hadise Kısa vadede, Emevî yönetimine karşı duranların
sayısının hızla artmasına, bu çerçevede Mekke-Medine gibi şehirlerde çok sayıda
isyanın çıkmasına ve Emevi yönetimine son verecek olan Abbasî hareketinin
güçlenmesine sebep olmuştur.
Uzun vadedeki etkisi ise Şiî düşüncenin güçlenmesine
ve bu düşünceye yakın birçok dinî-siyasî mezhebin ortaya çıkışına kaynaklık
etmiş olmasıdır.
Şunu bilmemiz gerekir ki Hz. Hüseyin’in öldürüldüğü
Kerbela hadisesi bir sonuçtur. Kerbela’nın öznesini ve sebeplerini sağlıklı bir
şekilde irdelemeden, Kerbela’yı doğru okumak mümkün değildir.
Öncelikli olarak yapılması gereken, Hz. Hüseyin’i
anmaktan anlamaya geçmektir. Hz. Hüseyin anılmayı değil, anlaşılmayı ve örnek
alınmayı beklemektedir. Bu çerçevede, Hz. Hüseyin’in dinî-siyasî görüşlerini,
Yezîd b. Muâviye’ye hangi gerekçelerle biat etmediğini ve tüm uyarılara rağmen
onun neden Kûfe’ye gittiğini anlamadan Kerbelâ hadisesini sağlıklı bir şekilde
anlamak, zikredilen olaydan doğru dersler çıkarmak mümkün değildir.
Bugün İslam coğrafyasının İran, Irak, Lübnan, Yemen,
Bahreyn, Azarbaycan ve Türkiye gibi muhtelif yerlerinde Kerbelâ’yı anma
etkinlikleri yapılmaktadır. Bu etkinliklerin; Ehl-i Beyt’in hatırlatılması,
tanıtılması ve sevilmesinin yanı sıra, Hz. Hüseyin’e yapılan zulmü hatırlatma
ve zulme karşı çıkma şeklinde ortak bir şuurun oluşmasına katkı sağlama gibi
güzel bir yanı vardır elbet.
Kerbelayı anmak Hz. Hüseyin’in kişiliğine,
fikirlerine, onun neden Kerbela isyanına giriştiğine ve Müslümanların
birlikteliklerinin zorunluluğuna dikkat çekmek demektir aynı zamanda.
Hz. Hüseyin’in merkezinde bulunduğu Kerbela olayını
bir kesimle özdeşleştirmek ve Kerbela üzerinden farklı mezhep mensuplarını
ötekileştirmek, İslâm’ın asli verileri ile çelişmektedir. Kerbela’nın yaşandığı
dönemde, bugün Kerbela’yı tekellerine almaya çalışan Şia-Alevilik ve Kerbela
üzerinden dışlanmaya çalışılan Sünnilik gibi kavram ve oluşumlar henüz yoktu.
Zira Hz. Hüseyin sadece belli bir kabile, mezhep ya da siyasî oluşum adına ya
da bu yapılar için mücadele etmemiştir.
Hz. Hüseyin Aziz İslamın, Muhammedi İslamın liyakatın,Hak
ve hakikatın hakim olması için bir duruş
sergilemiştir
Kerbela’da Hz. Hüseyin’i öldürenler, kendi
egemenliklerinin önünde engel tanımadıkları için onu öldürmüşlerdir. Öyleyse,
despotların canına ot tıkamak için, sorumluluk bilinci ile desteklenen
özgürlüklere ve sağlıklı demokrasiye ihtiyaç vardır. Sağlıklı demokrasi,
hukukun üstünlüğü bilincinin toplumun tüm kesimlerince benimsenmesi ve etkin
kılınması; adaletin etkin olması ve insan haklarına riayet ancak yeni
Kerbelaların oluşmasını engelleyebilir.
Doğru bir Tarih bilgisi ve bilinci, geçmişi doğru
anlamaya imkan sağlar. Müslüman dünyadaki sosyal ve siyasi sorunların önemli
bir kısmı, tarih bilgi ve bilincindeki eksiklikten kaynaklanmaktadır.
İslam Coğrafyalarında özellikle son iki asırda ortaya
çıkan zihin yarılması, ya geçmişin kutsallaştırılmasına, ya da yok farz edilmesine
sebep olmuştur.
Şuna kesinlikle inanmalıyız ki; Kutsallaştırmakla, yok farz etmek arasında fazla bir fark yoktur.
Her iki durum da, geçmişin doğru anlaşılmasını güçleştirir.
Geçmişi doğru anlayamayanlar, onun ağırlığı altında
ezilmeye mahkum olurlar.
Tarihimizi ve Kerbelayı doğru anlayabilirsek, ondan
gerekli dersleri çıkartma imkanına kavuşabiliriz.
Sağlam ve güvenilebilir bilgiyle, kendi geleceğimizi
inşa etmek için harekete geçmemiz gerekiyor. Sadece yaşanmış acıları anarak bir
gelecek oluşturulamaz.
Müslümanlar Kerbela’yı ve Günümüzde küreselleşmiş
Emevi ve Yezidi mekanizmayı doğru okumayı başaramazlarsa, İslam dünyasının her
yeri Kerbela haline gelebilir.