Dolar (USD)
35.26
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2966.83
BIST 100
9861.21
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Mart 2023

Kentsel dönüşüm mü kentsel dövüşüm mü?

Ülkemizde yaşanan 6 Şubat 2023 tarihli son deprem olan ve 11 ili etkileyen Kahramanmaraş Depreminin yıkıcı etkisi, son yüzyılın felaketi olarak beklenmedik bir şekilde tarihe geçti. Çok büyük bir alanı kapsayan ve şiddeti çok fazla olan bu deprem bize bir kez daha depreme hazırlıklı olmadığımızı gösterdi maalesef. Deprem neden oldu, niye oldu, neden bu kadar yıkıcı oldu sorularının havada uçuştuğu deprem sonrası yaşanan kriz anında sormamız gereken asıl soru “şimdi ne yapacağız” sorusudur kanımca.

Sokakta kalan vatandaşın hızlıca ev sahibi olması ve normal hayatlarına dönmeleri için gereken ne ise yapılmaya başlandı. Ama bunun yanı sıra deprem sonrası akla gelen ilk konulardan biri ise Kentsel Dönüşüm projeleri oldu. Yaşanan son deprem akabinde, neden kentsel dönüşüm projeleri uygulanmadı, kim engelledi soruları da sorulmaya başlandı.

…Ve acı bir gerçek olarak görüldü ki kensel dönüşüm projelerini uygulamamak için vatandaş, belediye, sivil toplum kuruluşları, sanatçılar, bürokratlar işbirliği ile ellerinden gelen herşeyi yapmışlar. Söz konusu projelerin iptal edilmesi ile deprem fay hattında ikamet eden, depreme dayanıksız riskli yapılarda oturan herkes depreme hazırlıksız yakalandı. Sonuçta da binlerce ölüm yaşandı.

Halbuki Kentsel Dönüşüm projelerinin uygulanması için Hükümet bas bas bağırmış, Cumhurbaşkanı her konuşmasında kentsel dönüşüm için vatandaşın işbirliği çok önemli demiş ama özellikle belediyeler bunu dikkate almamış. Vatandaş desen zaten, proje uygulaması için gereken bir yıllık süre bazında evini terketmeye yanaşmayan bir tavır içinde olduğu üzere işine gelmiş.

Bilinçsiz vatandaş ve bilinçli Kentsel Dönüşüm karşıtları birleşince tüm projeler iptal edilmiş. Eğer o projeler uygulansaydı, deprem bölgesinde yaşayan insanlar sağlam evlerde oturacaklardı.

Her ne kadar estetik olarak eleştirilse de mühendislik açısından son derece sağlam ve son teknoloji ile yapılan TOKİ evleri yaşanan depremde sağlam kalmış yıkılmamıştır. Bu durum TOKİ’ nin deprem karşısında verdiği imtihanı olumlu yapmıştır.

Kentsel Dönüşüm projelerini bir “Kentsel Dövüşüm” Projelerine çeviren Mimarlar Odası ve diğer sivil toplum kuruluşlarından ise bu süreçte ses çıkmadığı gibi “bugüne kadar niye depreme hazırlık yapmadınız, vatandaşı riskli binada niye oturttunuz, yapıları niye denetlemediniz” diyerek, alışılageldiği üzere yine hükümeti, devleti suçladı. Halbuki durum tam tersi idi.

Deprem gerçeği hükümet tarafından sürekli vatandaşa hatırlatılmış, projeler yapılmış ama iş uygulamaya gelince elele verip iptal sürecini başlatan kişi ve kurumlar, bu suçu hiç üzerlerine almayarak konuşmaya devam ediyorlar!

Depremde bu kadar kişinin ölümünden sorumlu olanlar “Kentsel Dönüşüm” projelerinin iptalini sağlayanlardır. Bu kişi ve kurumlar deprem için hiçbir önlem alınmasını sağlamadıkları gibi deprem için en iyi çözüm olan sağlam zeminde sağlam yapı olarak tasarlanan Kentsel Dönüşüm projelerinin “rant projeleri” olduğu konusunda yerel halkı ikna ederek projeleri engellemişlerdir. Ayrıca diğer deprem bölgelerine bakıldığında daha önceki depremlerde zarar gören vatandaşlara evlerini teslim eden TOKİ’nin yaptığı hizmet görülmedi.

Şimdi deprem bölgesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ilk kazma vurularak depreme uygun evler inşa edilmeye başlandı. Nihayet iptal süreci vs olmadan bir “Kentsel Dövüşüm” içine girmeden depremzedeler için sağlam evler yapılmaya başlanıyor. Artık karşı çıkan yok, TOKİ evlerine laf eden yok, bilakis vatandaş bir an önce evlerine taşınmak istiyor. Keşke projeler iptal edilmeseydi, bu evler daha önce yapılabilseydi ve bu kadar insan ölmeseydi. Umarım “çarşı her şeye karşı” zihniyetinin nelere malolduğunu malum çevreler görmüş ve ders almışlardır.

Dr. Mimar Gülay Kurt