Kendisiyle kavgası olanın başkasıyla savaşı bitmez!
Her şey
insanın özünde gizli. Hayata bakış açısı, hayatı sürdürme motivasyonu,
paradigmaları, yasak ve kabulleri, eylem ve düşünce biçimi ve dahası...
Davranış bilimcilerin insan eğitiminin en önemli dönemini 0-5 yaş olarak
belirtmeleri de buna ilişkin bilimsel bir belirteç. Algı, zihniyet, kodlar,
tutum işte hep çocukluğun dehlizlerinde saklı. Doğrular, yanlışlar, onaylar,
reddiyeler, önyargılar insan ömrüne nispeten kısacık görülen bir zaman
diliminde tohumlanıp yeşeriyor. Değer yargıları, inanç biçimi hatta ideolojik
bakış açısı işte bu dönemde filizleniyor.
Bu temelin
yanlış atılması yahut birtakım aksaklıklar üzerine inşa edilmesi insan
hayatındaki çoğu tıkanıklık ve sorunların kaynağını oluşturuyor. Eylem,
temeldeki bakış açısının tezahür ettiği son basamak. Düşüncenin eyleme
dönüşmesi için geçen süreç uzun. Dayandığı yer eski. Kalıplar ve kodlar temele,
en eskiye, aileye saplanıp duruyor.
Evrendeki
hiçbir şey tesadüf olmadığı gibi insana dair en küçük anekdot bile hep bir
sebebe, kaynağa dayanıyor. En küçük fikirden, düşünceden en büyük eyleme tüm
detaylar köklere uzanıyor.
Sözgelimi;
hazırcevap, her şeye anında laf yetiştiren, hiçbir sözün altında kalmayan
kişilerin yetiştikleri ortamda saygısız, sınırsız, sürekli sözlü saldırıların
yapıldığı bu tutumun kişinin bir tür öğrenilmişlik ve savunma mekanizması
olduğu iddiasını kabul etmekte zorlanmıyorum. Ya da agresif bir dil kullanan
kişilerin yetiştikleri ortamdaki söz savaşlarının, kendini göstermek için bu
yolla çaba harcadığını hatırlayınca bir nebze daha hoşgörülü olabiliyorum. Veya
sürdürdüğü siyaseti, ideolojiyi radikal bir üslup ve yöntem üzerine
kurgulayanların aile hayatlarına, ebeveynlerine ilişkin hemen bir ön fikir
sahibi olabiliyorum. Öyle ya tesadüf evrene bile yasak sayılmışken insana mı
serbest bırakılacaktı?
Çok
sağlıksız bir toplum olduğumuzu, kutlayıp durduğumuz aile kavramımızın da öyle
pek matah bir şey olmadığını bu kadar çok hasta ve hastalıklı tipleri görünce
yeniden anlıyorum. Herkes hasta, bunalımda ya da ağır travmatize yaşamaya
çalışıyor. Biliyorum, mükemmel diye bir şey de dünyaya özgü bir kavram değil!
Bununla birlikte iyi ve güzel neden kayıp ve yetersiz? Kötülerin yarım/eksik
bıraktığı kişiler neden diğer insanları hasta ediyor? Mükemmel yok amenna fakat
güzellik neden eksik...