"Kendimize zulmettik"
İnsan kendine zulmeder mi?
Zulmetme
ve cehalet potansiyeline sahip olan insanoğlu kendi kendine de zulmetme zaafı
taşıyor…
Belki
de insan en fazla kendine zulmetme özelliğine sahiptir… Çünkü dışarıdan gelen
zulme karşı duyarlı ve tepkili olan insanlar, içten içe büyüyen içsel zulme
karşı sessiz kalabiliyor…
Önce
şu soruyu tekrardan sormak gerekir…
Bir
insan kendi kendine nasıl zulmedebilir? Soru şaşırtıcı olsa da Kur'an-ı Kerim'in
sayfaları arasında gezindiğimiz vakit aradığımız cevabı bulabiliriz...
Özetle
şunu söyleyebiliriz; işlediğimiz her günah ötekine değil bizatihi kendimize
yaptığımız bir zulümdür…
Konuyu
fazla uzatmadan Kur'an'dan seçtiğimiz dört ayetle açıklık getirmek istiyorum:
Bir… ‘’(Âdem ile eşi) dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik eğer bizi bağışlamaz
ve bize merhamet etmezsen mutlaka ziyan edenlerden oluruz.’’(Araf, 23)
Cennette
meskûn olan Hz. Âdem ve Hz. Havva yasak ağacın meyvesinden yedikten sonra
yaşadıkları süreç ve sınav ve sonuçta gelen itiraf ve hubut…
‘’Biz kendimize zulmettik.’’ Bu
itiraf kimden sadır oluyor, bir peygamber ve eşinden…
İki…
‘’Zunnun’u ( Yunus'u da zikret). Öfkeli
bir halde geçip gitmişti (Ninova'yı terk etmişti). Bizim kendisini asla
sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içerisinde: ‘’Senden başka ilah yoktur; Seni noksan
sıfatlardan tenzih ederim. Şüphesiz ben kendine zulmedenlerden oldum.’’
(Enbiya, 87)
Mücadele
alanı Ninova'yı izinsiz terk eden Hz. Yunus (as) un ibtila ve imtihanı…
Allah'ın ikabı ve itabı… Ve sonrasında Hz. Yunus (as)un içtenlikle istiğfar ve itirafı…
‘’
Ben zalimlerden oldum.’’ diyebilme duyarlılığı…
Karanlıkları
dağıtmanın, aydınlığa yürümenin adı; Yunus…
Zulmü,
zulmeti ve zilleti aşmanın şifresi…Yunusca bir nedamet…Tevbe, tevhid ve tesbih…
Güzel bir teslimiyet…
Üç…(Musa):
‘’Rabbim!
Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım)beni bağışla dedi…Allah da onu
bağışladı.’’(Kasas,16)
Hz.
Musa (as)bulaştığı bir vakadan dolayı hemen arkasından gelen pişmanlığı
görüyoruz…
Dört…‘’Melike dedi ki: Rabbim! Ben gerçekten kendime zulmetmişim. Süleyman ile beraber âlemlerin
rabbi olan Allah'a teslim oldum.’’(Neml,44)
İlahi
adaleti görünce, bir beşer olarak içinde yüzdüğü zulmü izhar ve ilan eden Belkıs…
Şimdi
kendi günümüze ve gerçeğimize dönecek olursak kim böyle bir itirafta
bulunabilir?
‘’Ben
kendime zulmettim…’’ Kendini sorgulamak…Özeleştiride
bulunmak… Nedametini izhar etmek…Suçunu itiraf etmek… Yaptığı yanlışları fark
etmek… Kendini eleştiriye tabi tutmak… Nefsini kötülemek… Pişmanlık duymak…
Tevbe etmek… Kolay mı sanıyorsunuz?
Günaha
kılıf aramamak… Tevillerle kendine teselli vermemek…
Nefse
hoş gelen yorumlara yönelmemek, işi kitabına uydurmamak…
Ötekini
değil kendi nefsini kınamak… Günah keçisi aramamak…
Şeytani
gurura, nefsani kibre, behimi arzulara, enaniyet ve asabiyete yenik düşmemek.
‘’Ben
kendime zulmettim.’’Tevbesini, tevazusunu,
takvasını, terbiyesini, yaşamın şiarı kılmak…
Kötülüğü
emredici nefsin tuzağına düşmemek…Arzuların güdümüne girmemek…
Ve
de sorumluluk alanlarına dönmek…Ninova’da karar kılmak…
Davetsiz,
cihatsız yaşamların sonrasının karanlık, kaos, kâbus ve kriz olduğunu asla
unutmamak…
Mevzusuz
ve mevzisiz kalmanın sonuçlarını iyi okumak…
Ununu
eleyip, eleğini asmışlardan… Benden geçtim odunda gidenlerden…‘’Siz hâlâ oralarda
mısınız? ’’kulvarını tercih edenlerden… Okçular tepesinden firar edenlerden
olmamak azmi ve kararlılığı ile yaşamı yeniden formatlamak…
Hülasa;
rotamız, pusulamız, navigasyonumuz, Ninova'ya yönelik olsun…
‘’De ki: ‘’Ey kendilerinin aleyhinde (günahda) haddi
aşanlar, Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları
yarlıgar…’’ (Zümer,53)