Kendime Mektup
Hep başkasına yazmak ve(ya) başkasını yazmak yetti gayri. Yazısının merkezine ötekileri yerleştirmek kaleminin mürekkebini, daktilosunun vuruşunu, bilgisayarının tuşunu hep başkası için vurmak sanki bir marifet.
Her
bir olay karşısında –velev anlamlı olsun
olmasın– bir anda “ben” ötelenir “ben”in dışındakiler beri gelir. Hele bir
de ülke adına, hatta insanlık adına olsa bunlar ötekinin her türlü hakkı
çiğnenir. Kendine bir kerecik de olsa bakmayıverir. Bütün bunları yapanlar
kendilerine bir de akil güruh adını verir. Akıllarına ne gelirse kalemleri yazı
verir. Hakkın hatırı diye bir şey kalmaz. Konuşmanın şehvetiyle beraber
yazmanın şehveti de sınır tanımaz.
Ağraz-ı şahsiyenin naşirleri olan
gazeteciler
Hırsı ihtiras-ı siyasiye ve iktidariye olan muhalifler
Mazinin zulmünü halin çürümüşlüğünü göz ardı eden
muktedirler
Nefret ve şiddetin temsilcisi anarşist ruhlu kalemşorlar
Birlik ve beraberliğin düşmanı nasyonalistler
Huzurun ve saadetin karşısında duran yarasa yapılı sanatkârlar
Kendine bilim insanı süsü veren zavallı cahiller
Avrupa meftunu Asya münafığı mukallit entelektüeller
Dinin benliklerinde yer bulmadığı ham sofular
İnançları hor gören beşerî dogmalarda hürriyet arayan
sefiller
İlmin ihlasla sahiline vurmadığı cahil mollalar
Paranın kirli yüzlerinde kaybolmuş çiğ varlıklılar
Smokinin içindeki matruş ve mağşuş şehvetperestler
Masum ve mazlum görüşlü cüce kişiler dev eneler
İsminin önüne getirilenlerle övünen aciz ve zaifler
Neden “ben”
diye başlamıyoruz. “Ben”i unutup her türlü hukuku çiğniyoruz. Sadece doğruyu
gören bizler miyiz? O sesi çıkmayan ariflerin kimler olduğunu bilir misiniz?
Ve her
gün evimize misafir ettiğimiz, aşımızı soframızı paylaştığımız, cebimiz ve
cüzdanımızı sizler için boşalttığımız hatta bütün mahrem mekanlarımızı dahi sizlere
açtığımız ekranın meyyit-i müteharrikleri ve ceridelerin zehirli balları…
Nolursunuz
bir ayna alalım elimize. Önce bir selam verelim kendimize. Sonra da aynayı tutalım
her yönümüze.
Kendimizde
gördüğümüzü ve kendimizi ne gördüğümüzü dökelim yazımıza.
Ellerimiz
titremeye, dillerimiz kekelemeye, gözlerimiz buğulanmaya, kulaklarımız uğuldamaya
ve ayaklarımızın bağı çözülmeye mi başladı o halde “ben”deyiz.
Gördünüz
mü başkasını anlatmak veya yazmak kolay, hele bu tenkit ve tahkirse. Ama
kendimizi yazmak ve kendimize yazmak çok zor.
Başkasına
malumat ve marifet vermek hem heyecanlı hem de gurur saikalı. Ama kendimizi bilmek
ve tanımak ne sıkıntılı ve netameli.
Ayıbımızı
ve eksikliğimizi görmek elem ve endişe verici. Başkalarının kusurlarını ve
noksanlarını ifşa etmek lezzet ve ümit verici.
Olayların
merkezine “ben”imizi koymak yiğit işi kalenderlik meşrebi. Lakin ötekilerini
merkezileştirmek korkaklık ve kaypaklık meşalesi.
Ey
mahremimizi ve maddemizi paylaştığımız ekran ve sayfalardakiler. Lütfen bir
mektup da kendinize yazın. Bir selam da kendinize verin. Hatta bu yazıyı okurken
dudak bükerek ve öfkelenerek ‘benim işim başkasına bakmak ve aynayı dışarı
tutmak diyen’ zavallı! Kendine apaçık
bir mektup yaz! Çünkü “ben”in bedenini öyle sarmış ki hep “ben”ini başka
bedende aramaktasın. Entelektüel sorumluluk yaftalamalarındasın. Bilim adamı
vartalarındasın. Sanatkâr aforizmalarındasın. Sen hazreti insanı anlamayan bir
anlamdasın.
Ey
ötekilerini yıpratanlar, n’olursunuz gelin enemizi yırtalım. İnsanlığımızı ortaya
koyalım. Okları hep başkasına atmak yerine kendimizi tanıyalım. Kusurun bizde
olduğunu bilelim. Toplumu inşa eden birey olarak kendimizden kaçalım ve kendimize
kaçalım. Pelikanvarî bağrımızı yaralım. Hem kendimiz yaşayalım hem de başkalarını
yaşatalım. Başkalarına yazalım ve başkalarını yazalım derken insanlığı ve
insanlığımızı karalamayalım. Başkalarına açık veya kapalı mektup yazacağımıza
insanlık var olalı en gizemli ve anlamlı bir mektup olduğumuzu unutmayalım.
Sen ki bir cücesin başkasında olursun dev
Başkalarına(ı) anlatacağına kendini bil.
Başkaları hakkında böyle söylenip durma
Kendi hakkında söyleyeceklerini unutma
Kemalât kendini nakıs başkalarını
kâmil görmendir
Gerçek kâmil olanlar daima eksikliklerini görenlerdir
Bir varmış bir yokmuş diyecekler bize de
Gök kubbeyi yaldızlasın yazılan benliğimize
“Biz”imle halvet edenler daima ağlayıp dursun
“Ben”imize yazdığımız mektubu herkes okusun.
Sözün özü ve kıssası mektubu kendine yaz