Kendilerine özgür basın!
AK Parti hükümeti döneminde basın özgürlüğünün ihlal edildiği, gazetecilere baskı yapıldığı, düşünce ve ifade özgürlükleri, eleştiri(!) hakları ellerinden alındığına dönük tuhaf bir algı operasyonu yürütülüyor. Sanırsınız muhalefet olarak takdim edilen bir kesimin medya organlarına ve yazarlarına dönük bilhassa Erdoğan tarafından büyük bir saldırı gerçekleştiriliyor. Öyle ki muhalif yazarlara gerekirse mafyatik usullerle dövdüren, gazete binalarını taşlattıran, camlarını kırdırtan baskıcı, otoriter bir yönetim anlayışına sahibiz! Dediklerine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkede tek sesli bir medya oluşturmak için tüm muhalif sesleri susturdu.
Bu gidişle kendisine eleştirecek, temel insan hak ve özgürlükleri alanında köşeye sıkıştıracak özgürlükçü muhalif tek bir yazar kalmayacak! Ülke öyle bir hale geldi ki tweet atan gazeteciler bile tutuklanır hale geldi. Öyle ki bu durum 95 kişinin yaşamını yitirdiği o hain terör saldırından bile daha vahim! Digitürk seçimlere üç hafta kala basını sansürledi. Özgür medya tehdit altında! Hukuk yerlerde sürünüyor. Kendi diktatörlüğü uğruna PKK'ya bile "hain" saldırılar düzenleyerek(!)ülkeyi harabeye döndüren Erdoğan bu gidişle özgür basın diye bir şey bırakmayacak! Peki, gerçekten ortada böyle vahim bir durum var mı? Bakalımu2026
*
Fethullah Gülen'in paralel yapıyı eleştiren medya mensuplarına açtığı dava sayısı geçen yıl itibariyle 1500'ü aşmıştı. Şimdi kaç oldu bilmiyorum..Sabah Gazetesi'nin haberine göre; Aydın Doğan, 2014-2015 yıllarında Turkuvaz Medya Grubu şirketlerine ve çalışanları aleyhinde 20'nin üzerinde milyonlarca liralık tazminat davası açtı. Akşam ve Güneş gazetelerinin içinde yer aldığı Türkmedya Grubu'na son aylarda toplam 11 dava açıldı. Bu davalardan 9'u hukuk, 2'si ise ceza davası. Aydın Doğan, Yeni Akit Gazetesi'ne ise son bir buçuk ay içinde tam 7 dava açtı. Bu davalardan 2'si tazminat, 5'i ise ceza davası. Gazete yazarlarına yönelik çeşitli suçlar (iftira, hakaret vs.) isnat edilerek açılan ceza davalarında gazetecilere 1 yıldan 6 buçuk yıla kadar değişen oranlarda hapis cezaları talep ediliyor.
Örneğin Star yazarı Cem Küçük hakkında 150 ayrı dava açılmış. Ahmet Kekeç'in devam eden 7 davası var. Hilal Kaplan'a attığı iki tweet yüzünden hakkında 15 bin liralık tazminat davası açıldı. Güneş gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Turgay Güler çeşitli suçlardan toplamda 12.5 yıl hapisle yargılanması için dava açıldı. Yazarların listesi o kadar uzun ki yazmakla bitiremiyoruz. Ne var ki sırf gazetecilik faaliyetlerinden ötürü haklarında onlarca dava açılan bu yazarların tümü bir Ahmet Hakan ya daBülent Keneş kadar tesir etmiyor. Kısacası muhafazakar medyanın yazarları söz konusu olduğunda kimse özgür medyadan bahsetmiyor.
Peki, kimler için özgür medya;
"Tayyip Efendi eninde sonunda asılacaktır. Halkı referanduma çağıracağız. Tayyip Bey'i iple mi asalım yoksa kazığa mı oturtalım?" diyen bir kişi için ancak özgür medyanın söz konusu edildiği tuhaf bir ortamdan bahsediyoruz. Öyle ki ülkemiz, Hitler tarzı bir faşist diktatörlüğe doğru hızla yol alırken, bu gidişe dur diyen, karşı çıkan Zaman Grubu'dur diyerek yayın yönetmeniyle birlikte özgür medya pozları verenler için ancak özgür medya susturulmamalı! 95 kişinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırının hemen ardından "Katil Erdoğan" şeklinde manşet atan ve "inadına oyum HDP'ye diyen provokatör yazarlar için özgür medya susturulmamalı!
"Sonun Menderes gibi olacak, asılacaksın hain" diyenlerin özgür medya kapsamına dahil edildiği bir düzenek var karşımızda. Özgür medyanın ülkesini DAEŞ'e yardım eden bir terörist ülke olarak ilan edenler için bir anlamı var! Devletin gizli bir operasyonunu çarşaf çarşaf yayınlayarak "Lahey yolu göründü" türünden haber ve tehditler savuranlar için özgür medyaya dokunulmamalı! Özgür medya, PKK'yı değil Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni terör örgütü olarak gördüğünüzde bir anlam kazanıyor.
Bu ülkenin Ermeni, Kürt ve Arap vatandaşlarının resimlerini yayınlayarak hedef gösterdiğinizde ve ırkçılık yaptığınızda ancak özgür medya olabiliyorsunuz. Kısacası halkın oylarıyla seçilen bir cumhurbaşkanına ve ailesine hakaret etmenin, ülkeyi karalamanın, hedef göstermenin, Türkiye'nin karşısında olan ülkeleri yüceltmenin, yalan yanlış haberlerle terörü ve dolayısıyla iç savaşı harlandırmanın adını özgür medya, kendi ülkesini savunan yazarlara da diktatör yalakası diyorlar!
Bakınız Türkiye'de toplamda 4.5 milyon satan gazetelerin 3 milyonu Ak Parti karşıtlarının tekelinde ve bu gazeteler hemen her gün AK Parti'ye ve Erdoğan'a rahatlıkla hakaret edebiliyor. En vahimi de toplumsal barışı hedef alan büyük terör olaylarında iç savaş kışkırtıcılığı yapabiliyorlar. Halkın oylarıyla iktidar olan liderlere tehditler savurarak onları alaşağı etmekten bahsedebiliyorlar. Ülkenin cumhurbaşkanına "seri katil" dedirtebiliyorlar örneğin! Yaptıkları illegal faaliyetlerin, yayınların, namı belli terör örgütü PKK'yı savunmanın, üstüne toz kondurmamanın adına bir de utanmadan muhalif gazetecilik koyuyorlar ve gözlerimizin önünde "özgür medya susturulamaz" diyorlar! Peki, bu denli Türkiye karşıtı bir medya bu ülkede nasıl barınabiliyor? Bunların asıl sahibi kim?
@sivildemokrat