Kemalist Macronların terör yalakalığı
Terör,
Hatay’da da orman yakıyor;
Çocukları
kaçırıyor…
Çevrecilik
adı altında Gezi Parkı olaylarını başlatıp ülkeyi ateşe verenler Hatay’da
ortaya çıktılar.
Diyarbakır’daki
ailelerin Evlat Nöbeti’nde 406. günü…
Apocu
Kemalistler, nöbetteki aileleri görmüyorlar, duymuyorlar. Orman yakan
teröristleri ‘çevreci, milletin imkanlarını dağa peşkeş çekenleri
demokrat, azgın işgalci Ermenistan
yönetimini ‘barışçıl’ gösterme çabasındalar..
İktidar hesabı
yapıyorlar.
Azerbaycan’ın
işgal altındaki vatanını kurtarmak için başlattığı cihada ‘terör’ diyor.
Macron’un
yasaklarını Türkiye’de 70 yıl uyguladılar. Bundan dolayı Macron, bunların eline
su dökemez.
Mesela,
Macron, kılıkkıyafetleri sebebiyle okullardan iş yerlerinden vatandaşlarını
attı mı? Camileri ahıra, müzeye çevirdi mi?
Apocu
Kemalist Macronların fikir babaları…
‘Tarih _i
Kadim’, ( Eski Tarih) Sis ve ‘Bir
Lâhza-i Teahhûr’( Bir Anlık Gecikme) şiiriyle bir nesil zehirlendi, sapkın
ideolojilerin tetikçileri haline getirildi.
‘İrtica’
İslam’a saldırının gerekçesi yapıldı.
Tevfik
Fikret’in, Tarhi Kadim’indeki hezeyanlarla çağdaş yaşamcıların, Emmanuel
Macronların söyledikleri birebir örtüşüyor.
‘Tarihi
Kadim’de:
“Yırtılır,
ey kitâb-ı köhne yarın / Medfen-i fikr olan sahîfelerin!”derken
‘Bir Lâhza-i
Teahhûr’de:
“Ey şanlı
avcı, dâmını beyhude kurmadın! / Attın… fakat yazık ki, yazıklar ki vurmadın!”
diyordu.
Bugün de
aynı herzeleri geveliyorlar…
Milletin
meydanlarda katledilişini evde kahvesini yudumlayarak seyrediyorlardı.
Darbelerden,
kandan besleniyorlar.
Diyarbakır’da
çocuklarının terör örgütünden kurtarılmasını isteyen aileleri de aynı şekilde
seyrediyorlar.
406 gündür
çocuklarına kavuşabilmek için gece- gündüz nöbetteler, feryat ediyorlar. Onların
bu feryatları, gözyaşları taşlaşmış yürekleri sızlatmaya yetmiyor.
Bu mücadele,
asil bir mücadeledir ve mutlaka zaferle sonuçlanacaktır. Çünkü millet ve devlet
bu mazlum ve mağdur ailelerin yanındadır.
‘Muhterem Emmanuel Macron Hocaefendileri’diyor
ki : “" İslam bugün dünyanın her yerinde kriz yaşayan bir dindir."
“Siyasal
İslam çökmüştür.” diyen Kraliçe Gül’üne
bir destek de Macron’dan…
İmamları,
(Hocaefendi kıvamında) Macron yetiştirecek.
Başörtüsü
kamusal alanların tamamında yasaklanacakmış;
Pensilvanya Şarlatanı zaten
30 sene önce başörtüsünü furuat ilan
etmişti…
Seçim
koordinatörü Bese Hozat…
Yalaka’nın
demokratik lideri, övünç madalyalı
ortağı…
Terör örgütü kurmak ve yönetmekten
tutukluya madalya takan bir anlayış iktidar hesapları yapıyor.
Terörle
ittifak kurarak iktidar hesabı yapan legal bir yapının olduğu başka bir ülke
var mı?
Terörle
mücadeleyi, terör örgütleriyle ittifak yaparak engelleyen ve bunu da ‘Demokratik Güç Birliği’ adıyla gizleyen
bir başka yapı yok.
Kendi ülkesini yabancılara kötüleyen muzırlara
yardım ve yataklık eden bir sapkın anlayışın ülkeyi esir alma girişiminin adı,
terör uzantılarına yalakalıktır.
Terörü,
iktidar belirleyen bir güç olarak sunmak ülkeye yapılabilecek en büyük
kötülüktür, bundan daha kötüsü de olamaz.
“Ne işimiz var?”la başlayan cümlelerle toplumsal
barışı, ülkenin birlik ve beraberliğini zehirliyorlar.
İktidar
olurlarsa belediyelerde teröre yaptıkları yardımların aynısını ülkenin
tamamında, merkezi yönetimde yapacaklar…
Farzı muhal
terör yalakalığıyla ülkeyi ele geçirdiklerinde neler olur?
Cumhurbaşkanı’na
da ‘malum’ belediye başkanlarına dedikleri gibi : “ Sen orada oturuyorsan bizim sayemizde orada oturuyorsun.”
diyecekler.
Bakanlar
kurulunu Kandil belirleyecek…
Mesela;
Cumhurbaşkanı’nın yardımcısı Öcalan Heykelcisi…
Cumhurbaşkanlığı
sözcüsü kod adı Bese Hozat ( Hülya
Oran)
İçişleri
Bakanı Cemil Bayık,
Savunma
Bakanı Murat Karayılan,
Maliye
Bakanı Mustafa Özcan
Millî Eğitim
Bakanı Şerif Ali Tekalan
Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanı LGBT’li…
Okullar,
üniversiteler, asker ve polis teşkilatlarının birer terör kampına
dönüştürülmesini hayal etmek bile kâbus…
Olmaz mı?
Uyanık
olunmazsa olur.
Bunu büyük
şehirlerde denediler.
Joe Biden, bu durumu “…şehirden çıkarmak”
olarak açıkladı bile…