Kemal Bey de mi kasetle gidecek?
BURADAN ilan ediyorum, CHP'de demokrasinin d'si bile yok. Eğer CHP'de demokrasinin kurallarına harfi harfine uyulmuş olsaydı, girdiği her seçimi kaybeden bir Genel Başkan tarafından yönetilmezdi.
Evet, yukarıdaki durum Kemal Kılıçdaroğlu'nun dilinden hiç düşürmediği diktatörlüklerde yaşanır. Demokrasilerde istifa müessesesi diye bir kavram vardır. Kişi partisini iktidara taşıyamazsa, o müesseseyi kullanır ve görevinden ayrılır. Ayrıca, demokrasilerde deneme tahtası diye bir kavram yoktur. Yani demokrasiyi içselleştirmiş insanlar olmadı bir daha olmadı bir daha demezler.
Değerli dostlar, üzülerek söylüyorum ki ülkenin koskoca ana muhalefet partisi diktatörlükle yönetilir oldu. İşte bakın, CHP'nin mevcut Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, girdiği her seçimi kaybetmesine rağmen koltuğunu bırakmıyor. Bu beyefendi, başarısızlığını örtmek içinde AK Parti ve Tayyip Erdoğan'a saldırıyor.
CHP'nin bir önceki Genel Başkanı Baykal da böyleydi. O da seçimlerde başarısız olduğu halde internette kasedi yayınlanıncaya kadar koltuğunu bırakmamıştı. Şimdi zihinleri kurcalayan şu soruyu soruyorum: Kemal Bey'de mi kasetle gidecek?
Rahmetli Babaannem, bir şeyi çok istediği halde onu açık açık söyleyemeyenlere "Senin karnında yatıp duru" derdi. Dostlar, bu günlerde Deniz Baykal'ı televizyonlarda izlerken Rahmetli Babaannemin bu sözünü hatırlıyorum ve kendi kendime Baykal'ın karnında Genel Başkanlık yatıp duru diyorum.
Bir ara, Baykal'ı iyi tanıdığını düşündüğüm Savcı Sayan'a, bu durumu sorumuştum. Savcı Bey de "Deniz Baykal kesinlikle ben Genel Başkan olmak istiyorum demez. Ancak sen gel Genel Başkan ol denildiğinde de hayır demez" demişti.
Farkında mısınız? Sayın Baykal Savcı Bey'in dediği gibi, "Ben Genel Başkan olmak istiyorum" demiyor. Lakin katıldığı her TV programında bunu ima eden sözleri söylemekten geri durmuyor. Galiba Sayın Baykal, ima yoluyla çözümün adresi olduğunu göstermek istiyor. Buradan CHP'lilere sesleniyorum. Anlayın işte, adamın karnında Genel Başkanlık yatıp duru...