Kedilerin hac planı
İnsanlar kimi zaman hayvanlar ya da bitkiler arasındaki ilişkiler üzerinden meramlarını anlatırlar. Bunu yaparken fabl, intak sanatı ile asıl amaçlarını, okuyucuya anlatmak istediklerini ve uyarılarını hayvanlara söyletiyorlar.
Biz de bu yazımızda meramımızı bu yöntemle
anlatmak istedik. Buyurun:
Memleketin birinde artık öyle bir zaman olmuş
ki kediler fareleri avlayamaz olmuşlar, çünkü fareler kediler tarafından
avlanmalarına dair bütün oyunları, hile, desise ve tuzakları bir bir öğrenmişler.
Bu yüzden fareler artık kedilerin kurdukları plan ve tuzaklara düşmüyorlarmış. Durum
gittikçe içinden çıkılmaz bir hal almış. Kediler buna bir çare bulmak için
kedilerin kralına gidip yardım istemişler. Kral kedi epeyce düşünmüş, sonunda bütün
kedileri toplantıya çağırmış. Kısa bir süre içinde toplanan kediler aynı
şikâyette bulunmuşlar:
“Durumumuz
hiç de iyi değil, uzun zaman oldu bir tek fare dahi avlayamadık. Bu fareler
bizim bütün tuzaklarımızı öğrenmişler. Ne yapsak, ne etsek nafile...”
Kedilerin kralı her kediden bu sorunun
giderilmesi için önerilerini de dinlemiş lakin ortaya atılan çareleri
beğenmemiş.
Geriye son bir kedi kalmış. Biraz yaşlı olan
bu kedi Kedilerin kralına hitaben:
“Efendim
demiş, fareler bizim tüm oyunlarımızı, tuzaklarımızı öğrenmişler. Onları eski
yöntemlerle yakalamamız artık mümkün değil, bu yüzden çok farklı, onları
tavlayabileceğimiz bir plan yapmalıyız” demiş.
Kral kedi heyecanlanmış:
“Söyle
bakalım, planın nedir?”
Yaşlı kedi:
“Efendim,
farelere bir elçi gönderip, ‘Kedilerin kralı tövbe etmiş ve bütün kedilerle beraber
Hacca gitmeye karar verdik. Dönüşte de aramızda artık sulh olacak. Ancak Hacca
gitmeden önce sizinle helalleşmemiz şart, bu yüzden sizin uygun gördüğünüz
yerde kralımız ve biz, siz fare kardeşlerimizle helalleşmek istiyoruz’ desin, böylece
fareler oraya geldiklerinde biz kediler de hep birden saldırıp onları yeriz” demiş.
Kral kedi planı beğenmiş ve bu yaşlı kediyi elçi
olarak farelere göndermiş.
Elçi kedi, farelerin yanına varmış, oldukça duygulu
bir sesle:
“Fare
kardeşler, kralımız ve biz bütün kediler tövbe edip Hacca gitmeye karar verdik.
Size vakti zamanında çok zulüm ettik. Çok kardeşinizi yedik. Malumunuz bu
kutsal beldelere gitmeden evvel helalleşmek lazım. Biz de sizlerle helalleşmek
istiyoruz, dönüşte de aramızda artık sulh olacak. Sizin uygun göreceğiniz bir
yerde buluşalım ve orada helalleşelim”
demiş.
Fareler bu konuşmadan oldukça etkilenmişler
ancak yine de tedbiri elden bırakmamışlar. Neticede farelerin kralı elçi
kediye, “Çok mutlu olduk, artık aramızda
helalleşme ve sulh olacak. Biz de bu
konuyu aramızda istişare ettikten sonra kararımızı size bildireceğiz”
demiş.
Elçi kedi gittikten sonra herkes fikrini
söylemeye başlamış. Kimisi “bu kedilerin
yeni bir tuzağıdır, buna aldanırsak bizi yerler”, kimisi, “belki de doğru söylüyorlar, tövbe etmiş,
Hacca gitmeye karar vermişler, helalleşmeye gidelim, artık sulh olacak”
demiş. Fareler bu konuda ikiye ayrılmışlar.
Farelerin kralı, “Durun bakalım. Biz de bir elçi gönderelim, baksın, bunlar Hacca
gitmeye gerçekten karar vermişler mi? Gerçekten niyetleri helalleşme ve sulh
mu, yoksa yeni bir tuzak mı öğrensin. Onun vereceği rapora göre hareket ederiz”
demiş ve tecrübeli bir fareyi elçi olarak kedilere göndermiş. Farenin geldiğini
öğrenen kedilerin kralı, böyle bir durumun gerçekleşeceğini tahmin ettiği için önceden
tedbirini almış.
Elçi fare, kedilerin mekânına girince şaşkınlıktan
adeta küçük dilini yutmuş. Başta Kral tahtında oturan kedi olmak üzere bütün
kedilerin ihrama büründüklerini, ellerinde tespih, Allah Allah diye zikir
çektiklerini görünce çok şaşırmış. Kedilerin kralı, “Fare kardeş, bak sen de gördün, bizim kötü bir niyetimiz yok. Biz
gerçekten tövbe ettik. Sizlerle de helalleşip Hacca gitmek istiyoruz. Fare
kardeşlerimize selam söyle. Helalleşeceğimiz yeri bize söylesinler, orada
helalleşelim” demiş.
Şaşkınlıktan gördüklerine inanamayan elçi
fare, gerisin geriye dönerek farelerin yanına gitmiş. Büyük bir heyecanla elçi
fareyi bekleyen fareler hep bir ağızdan, “ne
gördün, hele bir anlat” demişler. Elçi fare, “vallahi gördüklerim karşısında adeta küçük dilimi yuttum kardeşlerim”
demiş. “Başta kedilerin kralı olmak
üzere bütün kediler Hac için ihrama girmiş, ellerinde tespih Allah Allah diye
zikir çekiyorlardı. Çok şaşırdım. Bizim derdimiz sadece Hacca gitmeden evvel
fare kardeşlerimizle helalleşmektir dediler. Gördüğüm budur kardeşlerim”
demiş.
Farelerin çoğu kedilerin gerçekten de hacca
gitmeye karar verdiğini ve helalleşme konusunda da samimi olduklarını düşünmüşler.
Tam bu esnada farelerin kralı, elçi fareye, “sen onu bunu bırak da söyle bakalım,
kedilerin gözlerine baktın mı?” demiş.
“Baktım
efendim” demiş elçi fare.
Kral fare, “Sana kediler nasıl bakıyorlardı?”
Elçi fare, “Her zamanki gibi efendim, tam kedi gibi bakıyorlardı” demiş.
Farelerin kralı: “Öyleyse tövbe de hac da yeni bir tuzak, helalleşmeye gitmek yok”
demiş.
Bu planı da tutmayan kediler giydikleri
ihramı, tesbihi kenara fırlatıp eski adetlerine dönmüşler.
Hikâyenin son zamanlarda olan-bitenlerle bir
alakası yoktur(!)