Kayseri tipi belediyeciliğe doğru
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mahalli seçimlere hazırlık startını geçtiğimiz yaz vermişti. Mehmet Özhaseki’yi yanına çağırmış “Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayımız sensin, hazırlan” demişti. Aynı zamanda Özhaseki’yi AK Parti’nin mahalli seçimlerden sorumlu genel başkan yardımcılığına getirmişti. Bu şu anlama geliyordu. Türkiye’deki tüm belediye başkan adaylarını Özhaseki ve ekibi elemeye tabi tutacaktı.
Onlar da sağlam kriterler belirlediler. Bu kriterlerin başında şüphesiz en önde geleni işi yapacak olanların “Gönülden” çalışacak olmasıydı. Makam, mevki ve ikbal için, belediye bütçesini akraba ve yandaşlarına peşkeş çekmek için aday olanlar değil, vatandaşa gerçek anlamda hizmet edecek olanlar belirlenmeye çalışıldı.
AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan için kritik noktalara ise özel olarak belirlenen tecrübeli yöneticiler kaydırıldı ve hazırlık yapmaları istendi. Mesela İstanbul’un Fatih ilçesine TOKİ Başkanı Engün Turan’ın, Eyüpsultan ilçesine Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Deniz Köken’in kaydırılması gibi…
Artık projeler konuşacak
Mehmet Özhaseki, Kayseri’de birçok ilki gerçekleştiren Büyükşehir Belediye Başkanıydı. Devletin bütçesinden beş kuruş almadan baraj yapmış, stadyum yapmış, Kayseri’nin gecekondu mahallelerini yıkıp yenilemişti. Kayseri’de şehir içine Avrupa ülkelerini bile imrendiren geniş otoyollar yapılmıştı. Şehirlerin dönüşümü için çok özel bir örnekti.
Özhaseki’nin Ankara için adaylığı açıklandığında projeleri de hazırdı. Önce bir anket yaptırarak halka ne istediklerini sormuş, ardından 11 başlık altında 111 proje geliştirip kitap olarak da bastırmıştı.
Özhaseki’nin bu hazırlığı ister istemez diğer il ve ilçelere de yansıdı. Herkes projeleri ile halkın önüne çıkmaya başladı. Mesela Eyüpsultan için aday adayı olup sessiz sedasız halkın arasına karışan Eyüplü Deniz Köken, daha adaylığı açıklanmadan halkın problemlerini dinleyip buradan yola çıkarak 53 proje geliştirmişti.
AK Parti’nin aday adayları harıl harıl proje hazırlarken CHP, nasıl seçtiririm değil, nasıl seçtirmem düşüncesiyle Şişli’den aday olmak isteyen Mustafa Sarıgül’e Eyüpsultan’dan aday olması için baskı yapıyordu.
Gülümseyen bir başkan
Belediyecilikte İstanbul’a ayrı bir sayfa açmak gerekiyor. İstanbul ayrı bir devlet olsa dünyanın 41. ülkesi olarak anılacak büyüklükte. Türkiye’nin vergisinin yarısı buradan toplanıyor. Türk şirketlerinin yarıdan fazlası İstanbul’da… Milli gelirin yarısını İstanbul üretiyor. Binali Yıldırım da adaylığı kesinleşir kesinleşmez, güçlü bir ekip kurup yeni projeler üretmeye başladı.
AK Parti’deki fırsatlar Binali Bey’i neredeyse bütün makamlara ulaştırmıştı. Ama İstanbul ayrı bir aşk, ayrı bir sevdaydı. 2004 mahalli seçimlerinde o da İstanbul aday adayları arasındaydı. Erdoğan, Kadir Topbaş’ı tercih ederken, Binali Bey Ulaştırma Bakanlığı’nı üstlenmişti… Şimdi İstanbul’a hizmet zamanı...
Bunca tecrübeden sonra İstanbul’un alt yapısını daha da güçlendirirken, “üst yapıya” yani insanın sosyal ihtiyaçlarına daha fazla eğilme zamanı geldi. Ulaşımı kolaylaştırarak zaman israfını önlemek, ailelerin yeşil alana ulaşımını kolaylaştırmak ve deprem kuşağında bulunan şehrin dönüşümünü sağlamak şüphesiz bu kadim kente en büyük hizmet olacaktır.
Refah Partisi, geçmişteki yükselişini belediyelerde insana verdiği değere ve hizmete borçluydu. AK Parti de o zeminden doğdu. Şüphesiz Cumhurbaşkanlığı sisteminin oturması ve yerleşmesi için yerelde de güçlü, sağlıklı ve verimli bir hizmet yapısına ihtiyaç var. Önemli olan hizmete talip olanların selam verenin selamını alması ve yüzlerindeki gülümsemenin hiç eksik olmaması…