Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Nisan 2023

​Kayıp değerlerimiz günışığında

Son 20 yıldan beri Türkiye’nin en büyük kazançlarından birisi, kayıp değerlerin yeniden günışığına çıkarılması olmuştur. Bunu kültür sanat, bilhassa edebiyat dünyasında görüyoruz.

Türkiye her alanda, bilhassa savunma sanayiinde çok büyük gelişmeler gösterirken kültür sanat dünyasında da önemli adımların atıldığını görebiliyoruz. 2000 yılında unutulmuş bazı şair ve yazarlarımıza dair, farklı sahalarda hizmet etmiş sanatkârlarımız hakkında dergilere yazılar yazıyordum. Birçok kişi, bu isimleri yeni duyduğunu söylüyor ve “Meğer ne çok kıymetli edibimiz, sanatçımız varmış da haberimiz yokmuş.” diyordu. Dergi ve gazetelerde çıkan bu yazıların bir kısmını sonradan genişletip Kayıp İstasyon adıyla kitaplaştırdım. Bu inceleme yazılarında adı geçenler, Abdülhak Şinasi Hisar, Bahaeddin Özkişi, Ercüment Ekrem Talu, Hamamizâde İhsan, Nahid Sırrı Örik, Nihad Sâmi Banarlı, Osman Cemal Kaygılı, Refi Cevat Ulunay, Safiye Erol, Sermet Muhtar Alus, Sofi Huri ve Ziya Osman Saba’dı. Kayıp İstasyon, 2005 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından “Yılın Biyografi Kitabı” ödülünü almaya hak kazanmıştı.

Bu çalışmalarım aralıksız devam etti. Şiir, deneme, roman, tiyatro ve edebiyatın farklı dallarında eser vermiş edebiyatçılarımız çoktu. Ama bir nisyan bulutu üstümüzde dolaşmış ve bu değerli kalem erbabını bize unutturmuştu. Bunun üzerine çalışmalarımı bu yönde yoğunlaştırdım. Yüzlerce yazı yazdım, sonra bu araştırma-inceleme ve biyografi yazılarımı, Unutulmayan Edebiyatçılar, Kalem Efendileri ve Aşina Çehreler adlı kitaplarımda bir araya getirdim. Arkadaşlarla 2008 yılında kurduğumuz Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER) adına düzenlediğimiz “Bâbıâli Sohbetleri”nde de unutulmuş değerlerimizi, edebiyatçı ve sanatçılarımızı andık, haklarında toplantılar yaptık. Konunun uzmanları, gelip bize yitiklerimizi anlattılar. Hatırladığımız bu şahsiyetler, bir şekilde gündeme geldi, medyada yer aldı. Yayıncılar bunun üzerine durumdan vazife çıkarıp yâd ettiğimiz yazarların kitaplarını yayımlamaya başladı. Benim yıllar önce “Nesillerin Buluşması” olarak adlandırdığım bu hayırlı uyanış hareketi, şükürler olsun ki meyvelerini vermeye başladı. Birçok yayıncımız daha önce adını anmadığı, hatta dudak büktüğü yazarların kitaplarını, şimdi toplu olarak kültür dünyamıza kazandırıyor. Şüphesiz bu sahipleniş ve vefa hareketi, edebiyatımız ve sanatımız adına sevindiricidir. Tabii bu müspet gelişmede birçok edebiyatçının, gazetecinin, vakıf ve dernek yöneticisinin, değerlerimize sahip çıkan bakanlıkların, belediyelerin, valiliklerin, kaymakamlıkların büyük rolü var. Bugünlerde külliyat olarak kitapları farklı yayınevlerinden çıkan yazarlarımızı hatırlayalım ve kitaplarından bahsedelim. İnanıyorum ki okuyucularımız, bu yazarlara ve eserlerine yönelip keşfedilen yitiklerimize sahip çıkacaktır.

SERMET MUHTAR ALUS KÜLLİYATI

Edebiyat ve yayın dünyamıza seçkin çalışmaları kazandıran yayınevlerimizden Büyüyen Ay, Sermet Muhtar Alus’un eserlerini, özenilmiş kapak ve sayfa düzenlemeleriyle titiz okuyuculara ulaştırdı. Bu kitapları Mustafa Kirenci ve Eren Yavuz birlikte hazırladılar. Serinin ilk kitabı İstanbul Sözlüğü adını taşıyor. Olaylar, Kişiler, Meslekler, Yiyecekler ve Mekânlar ile İstanbul Ansiklopedisi Maddeleri ve Notları, kitabı oluşturuyor. 65 yıllık ömrünü İstanbul’a hasreden Alus’un Dersaadet’e dair yazdıkları, yakından takip edilmiş ve büyük takdir görmüştür. Taha Toros, bu kültür adamını şu satırlarla tarif ediyor: “Küçük yaştan beri İstanbul’un her semtine âşık olan bu konuda değişik kitaplarla ve yaşlı insanlarla haşir neşir olan, İstanbul’un bütün semtlerini titiz bir tecessüsle inceleyen ve bütün bunları bilgisayar niteliğindeki hafızasına depo eden bir kişiydi.”

Yazarımızın, efsane kitabı olan ve tamamlanamadığı için bir türlü yayımlanamayan İstanbul Ansiklopedisi’nde yer alan maddelerinin, bu kitapta notlarıyla birlikte buluşturulması büyük kazanç. Âdeta ‘yangından kurtarılan maddeler’ gözüyle baktım bu metinlere. Zira Reşat Ekrem Koçu’nun malum ansiklopedisi, farklı zamanlardaki teşebbüslere rağmen bir türlü yeniden yayımlanamadı ve sahaflarda kalan çok nadir olan eski nüshaları, giderek daha da pahalı hâle geldi. Aynı zamanda ressam olan Alus’un kendi çizgisiyle portresi, kitabın başında okuyuculara tebessüm ediyor. Tabii kitapta maddelerle birlikte başta Münif Fehim olmak üzere farklı ressamların resimleri de sayfaları süslüyor. Kitapta pek çok madde var. Teberrüken bir kaçını sıralayalım: Acemin Evi, Borazan, Abdülhak Molla Yalısı, Âdile Sultan, Ârif’in Kahvesi, Atlıkarınca, At Cambazları, At Yarışları, Ayak Berberleri, Balat, Bohçacı Kadınlar, Bozacılar, Ciğerciler, Paçacılar, Destancılar, Kahveciler, Macuncular, Sakalar, Taze Cevizciler, Koz Helvacılar, Manavlar, Pilavcılar, Sucular, Şekerciler, Şerbetçiler, Tenekeciler…

25 YAŞINDA OLSAYDINIZ

Sermet Muhtar Alus’un ikinci kitabı, ‘İstanbul Söyleşileri’nden meydana geliyor. “25 Yaşında Olsaydınız?” sorusuna verilen cevaplar buluşturuluyor ve okura aynı isimle sunuluyor. Bu ilgi çekici anketin cevapları hakikaten düşündürücü. Sualleri cevaplayanlar arasında devrin tanınmış ve az bilinen şahsiyetleri bulunuyor. Alus’un “Eski Defterdekiler” başlığını taşıyan on sekiz röportajı, Akşam gazetesinde 3 Mart 1932-26 Nisan 1932 tarihleri arasında tefrika edilmiştir. Bazı eski metinler yayıma hazırlanırken cesurca sadeleştiriliyor. Birtakım hoyrat sadeleştirmeler ise ne yazık ki yazarın dilini, üslubunu âdeta katlediyor. Büyüyen Ay Yayınları’nda buna dikkat edilmiş. Metinler orijinal hâlleriyle ve dilleri korunarak kitaplaştırılıyor. Ancak bilinmeyen kelime ve kavramlar için açıklamalar da yapılıyor.

MASAL OLANLAR

Masal Olanlar, serinin üçüncü kitabı Eski İstanbul’da Hayat başlığıyla 1932’de kaleme alınmış bu metinler de yine yiten âdetleri, gelenekleri, ilişkileri öğreniyor ve günümüzle mukayeseler yapıyoruz. Kütüphanelerdeki İstanbul kitaplarının üstüne konulabilecek olan eserde Alus’un yaptığı sohbet yazıları ve kendisinin kaleme aldığı yazıları bir araya getiriyor. Yazılar “Masal Olanlar” başlığı altında Akşam gazetesinde 28 Nisan 1932-18 Ağustos 1932 tarihleri arasında neşredilmiştir. İstanbul’u sevenler çok. Bu sevdalıların muhabbetleri, eseri okuyunca inanıyorum ki katmerlenecektir. Mevzu çok ama bir kaçını numune olarak aktarmak gerek. İşte Masal Olanlar Eski İstanbul’da Hayat eserindeki konulardan bazıları: Eski Düğünler, Eski Gelin Hamamları, Mektebe Başlama, Eski Kına Geceleri, Görücü, Hıdrellezde Niyet Çekmek, Eski Doğumlar, Nişan Takma Merasimi, Eski Sokak Köpekleri, Kurşun Dökmek, Eski Fesler, Eski Arabalar, Eski Eğlenceler, Eski Meczuplar, Eski Bayram Yerleri, Eski Mirasyediler, Eski Ev İlaçları…

OSMAN TURAN’I HATIRLAYIŞ

Prof. Dr. Osman Turan, Selçuklu uzmanı büyük tarihçimiz. Ama o aynı zamanda Türk fikir hayatımızın da mümtaz simalarındandır. Hoca’yı vefatının 40. yılı münasebetiyle 18 Ocak 2018 tarihinde Bâbıâli Enderun Sohbetleri’nde rahmetle anmıştık. Bilim insanları ve yakınları, konuşmalarıyla bu abide şahsiyetin hayatını, hizmetlerini, ideallerini anlatmışlardı. Şüphesiz bu toplantı, bir hatırlayış olarak mühimdi ama başka mekânlarda da benzer anma toplantıları yapıldı daha sonra. Tabii merhum tarihçimiz, eserleriyle yaşadı bugüne kadar. 1980’li yıllarda rahmetli Cengiz Alpay, sahibi olduğu Nakışlar Yayınevi’nde Turan’ın birkaç kitabını basmıştı. Ötüken Neşriyat yıllardan beri, bir hazine değerinde olan Osman Turan Külliyatı’nı ilim dünyamıza, tarihçilerimize ve meraklı okuyuculara ulaştırıyor. Yayınevi, kitapların ardından Hoca’nın gazete ve mecmualarda kalmış bütün makalelerini de kayıt altına alıyor ve herkesin istifadesine sunuyor. Türk tarihçiliğinin dünya çapında önemli bir ismi olan Osman Turan’ın bu makalelerinde, Hoca’nın tarihî malumatı öne çıkarken arka plânda millî davalardaki hassasiyetini, dil ve medeniyete dair köklü tespit, tahlil ve tekliflerini, gösterdiği çözüm yollarını da görüyoruz. Osman Turan’ın, uzmanı olduğu Büyük Selçuklu ve Türkiye Selçukluları Devletleri hakkında kapsamlı makalelerini okurken müellifimizin iç ve dış siyasete, başta Kıbrıs olmak üzere Türklerin yaşadığı coğrafyalara ait derin malumatına şahit oluyoruz. Mütefekkir, tarihçi ve yazar Osman Turan’ın bütün eserleri ilim ve fikir dünyamızın başvuru kitapları olmaya devam edecek. Yunus Emre Kuleli’nin yayıma hazırladığı makalelerden oluşan dört cilt, “Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkuresi”ni zihinlerimize nakşetmiş bir öncünün alın teri, birikimi ve müktesebatı olarak dünden bugüne ulaştı. Kılavuz kitapların, yarına da ulaşacağına inanıyorum.

AYAŞLI VE KİRACILARI

Memduh Şevket Esendal, son yıllarda kıymeti yeni yeni anlaşılan edebiyatçılarımızdandır. Onun en çok bilinen, okunan ve sevilen romanı Ayaşlı ile Kiracıları’dır. İlk olarak gazetede tefrika edilmiş, 1934 yılında ise kitap olarak okurun önüne çıkmıştır. İlginç bir kurgusu olan ve Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki Ankara’dan sahneleri seyredebildiğimiz romanın başkahramanı Ayaşlı İbrahim Efendi’dir. Dokuz odalı bir apartman dairesinin sahibidir. Romanda, kiraya verdiği her kişi veya aile hakkında ayrıntılı bilgiler mevcut. Bu tipler arasında kahve dedikoducusu, kabadayı, iş adamı, oduncu, şoför, kumarbaz, hizmetçi, konsolos ve hepsinin hikâyelerinin anlatıcı bir banka memuru vardır. Âdeta bir filmin farklı ve renkli kareleri gibi seyrettiğimiz bu ilginç hayatlarda dostlukları, dedikoduları, evlilikleri, aldatmaları, eğlenceleri ve dertleri gözlemleyebiliyoruz. Apartmandan çarpıcı sahneler her an gözümüzün önünden akıp gidiyor. Romanda anlatıcı olarak karımıza çıkan banka memuru, apartmanda gözlemlediği şahısları ve başından geçen ilginç olayları bir hatıra tarzında anlatmaktadır. Memduh Şevket Esendal’ın hayatta iken yayımlanmış tek romanıdır Ayaşlı ile Kiracıları. Bir dönem ve insan araştırması olarak büyük önem arz eden romanın zihniyet maceramızı anlattığı söylenebilir. Cumhuriyet’in ilk yıllarına da yakından bir bakış, yakın tarihimizin panoraması… Esendal’ın yalın, akıcı ve canlı üslubuyla zevkle okunan bir kitap. 1942’de roman yarışmasında mükâfat kazanan eser, TRT tarafından da dizi olarak yayımlandı. Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları’ndan çıkan Ayaşlı ile Kiracıları, yazarın Miras ve Vassaf Bey romanları ile birlikte edebiyatseverlere ulaştı. Her üç eserin editörlüğünü İmdat Avşar yaptı. Memduh Şevket Esendal’ın Ayaşlı ile Kiracıları romanı, Ötüken Neşriyat ve Kapı Yayınları tarafından da vitrinlere taşındı.