​Kayıp 8 saate dair öngörüm...

Değerli okurlarım, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ABD ziyaretindeki kayıp 8 saat tartışılmaya devam ediyor.

Bu konuda insanların çeşitli öngörüleri var. en ağır basan öngörü ise: Kılıçdaroğlu'nun kayıp 8 saatte, fetöcülerle görüşmüş olabileceği yönünde...

Ben o ihtimali düşük buluyorum. Çünkü, seçim arefesinde en acemi siyasetçi bile bunu yapmaz... Hem günümüzde görüşmeler sadece yüz yüze yapılmıyor. Bunun telefonu,

interneti, şusu busu var.

Var da... Ama ortada net açıklaması yapılamamış, koskoca 8 saat de var. Peki bu sürede, Kemal Kılıçdaroğlu ne yapmış olabilir?

Evdeki hesap çarşıya uymayınca...

Tam ispat edemesem de... tahminime göre, Kılıçdaroğlu o 8 saatte moralini düzeltmeye çalıştı. Tabii etrafındaki görevliler, bu konuda kendisine yardımcı oldular.

Aslına bakarsanız, kayıp 8 saatin başka izahı yok... Siz tüm ümidinizi Amerikaya bağlamışsınız... Ancak, evdeki hesap çarşıya uymamış ve ziyaretiniz hüsranla sonuçlanmış. Bu durumda yapılacak belli...

Kılıçdaroğlu ve CHP'liler, akli dengenin bozulmadığına şükretsinler.

KADER konusunu tartışmaya açanlar okusunlar...

Değerli okurlar, ben KADER konusunun zihinler üstü bir konu olduğuna inanırım. Bu yüzden, tartışmalara direk katılmak yerine, aşağıdaki örneği vermekle yetineceğim.

Efendim, geçenlerde ziyaret ettiğim Görme Engelliler Rehabilitasyon Merkezi'nde, Nevzat isminde bir arkadaşla tanıştım.

Nevzat 16 yaşına kadar sağlıklı bir genç miş. 16 yaşında geçirdiği motor kazasından sonra, hem görme engelli, hem de kısmen felçli olmuş.

Olayın ders çıkarılacak kısmı: Nevzatın babasının kaza yapar diye motoru saklamış olmasıdır. Yani tedbirse tedbir alınmış. Tedbir alınmasına rağmen, kaza arkadaşının motoruyla gerçekleşmiş.

Hani birileri bu kelimeyi ağızlarından düşürmüyor ya...