Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.22
Gram Altın
2961.85
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Ağustos 2023

​Kaybettiklerimiz…

Yüce Allah (c.c.) insanı iki boyutlu yaratmıştır. Maddi ve manevi olan yönüyle insan diğer varlıklardan farklıdır. Maddi yönüyle yemeye, içmeye, nefes almaya ihtiyacı vardır. Bunlar olmazsa ayakta duramaz, yaşayamaz. Manevi yönüyle de inanca, imana ve ibadete ihtiyacı vardır. Bu yönünü de aksatırsa manevi olarak çöker. Maddi yönüyle dünyaya, manevi yönüyle ukbaya dönüktür.

Toplum olarak gidişatımız manevi değerlerden öte maddi değerler üzerine artmakta, değerlendirmelerimizi dini kıymetler üzerine değil de dünyevi değerler üzere kurmakta ve beklentilerimizi de ilahi kaynaklardan değil de yaratılanlar üzerine ihdas etmekteyiz. Bu yönümüzle gittikçe dünyevileşen toplumumuz maddi ve manevi olarak zayıflamaktadır. Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki: “Kimin bütün hedefi dünya olursa, Allah iki gözünün arasına (dünyanın) fakirliğini koyar, işlerini de darmadağınık eder. Netice olarak, dünyadan da eline, kendisine takdir edilmiş olandan fazlası geçmez.” (Tirmizi)

Önce Kur’an ve Sünnet’ ten yüz çevirdik. Tüm sosyal hayatımızdan Kur’an’ı çıkardık. Allah’a (c.c.) değil de insanlara bel bağladık. Peygamber efendimizin sünneti hiç aklımıza gelmiyor. Hatta sünnette neymiş diyecek kadar ileri gittik. Rabbimiz buyuruyor ki: “Her kim de benim zikrimden (Kur’an’ımdan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır.” (Taha 124) Kur’an ve Sünnet’ ten yüz çevirince de rızkın sahibinin Allah olduğunu unuttuk. İnsanların memnuniyetini öne aldık. İnsanlar ne der diye işlerimizi ona göre düzenledik. Hâlbuki rızkı veren de alan da Allah’tır. (c.c.) Rabbimiz buyuruyor ki: “Kullarından dilediğine rızkı genişleten, dilediğine de daraltan Allah’tır” (Sebe 39) Rızkın sahibini unutunca bunca nimetin kadrini bilemez olduk. Her türlü nimete karşı nankörlükler başladı. Elimizdekinin kıymetini bilemeyince onlardan da mahrum olmaya başladık. Sadece mahrum olmakla kalmayıp akabindeki sıkıntıları da göremez olduk. Çünkü Rabbimiz buyuruyor ki. “Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.” (İbrahim 7) Nimete karşı şükrümüz olmayınca da israfın içine düştük. İsrafın bir toplumu yakıp yıkan en büyük felaket olduğunu unuttuk. Rabbimiz buyuruyor ki: “Yiyin, için, israf etmeyin, şüphe yok ki o, müsrifleri sevmez.” (Araf 31) Bu ilahi emre uymayınca bolluğun ve bereketin yerini kıtlıklar alır. Kıtlıklar maddi açıdan ziyade aslında manevi açıdan zuhur etmeye başlar. İlahi değerlerden uzaklaştıkça haram ve helal kavramlarından da uzaklaştık. Küçük günahları önemsemez olunca büyüklerini küçük görmeye başladık. Toplumda günah yaygınlaşmaya başladı. Ekranlarda, gazete manşetlerinde, sosyal medya mecralarında her tülü çirkeflik normal hale gelmeye başladı. Bu da bizi belaların içine sevk etti. Her gün kavgalar, çekişmeler, sapkın faaliyetler, adam öldürmeler, saldırılar, boşanmalar, aldatmalar haber manşetlerinde yer almaya başladı. Rabbimiz buyuruyor ki: “Size gelen her bela ve musibet, kendi günahlarınızın cezasıdır. Bununla beraber Allah birçoğunu da affederek sizi musibete maruz bırakmaz.” (Şura 30) Toplumumuzda helal ve haram hassasiyeti azaldı. Fakir ve yetim hakkı korunmaz oldu. Dünya malı sevgisi artınca ahiret hazırlığı unutuldu. Rabbimiz buyuruyor ki, “Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz.” (Fecr 17-20) Ticaretimizde hile ve aldatmalara yöneldik. Yalan yere yeminlerle kazançlarımızı elde etmeye başladık. Ölçü ve tartıda aşırıya kaçtık. Rabbimiz buyuruyor ki: “Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay haline” (Mutaffifin 1) “Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret dışında, mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin.” (Nisa 29) Gözümüz karardı ve dünya malından başka bir şey göremez olduk. Bu da bizi yanlışa, haksızlığa ve adaletsizliğe itti.

Allah’ım! Bize verdiğin bütün nimetlere hamdolsun! Bizlere hayırlı işler, helâl ve bereketli kazançlar nasip eyle. Günahlarımızı rahmetinle af ve mağfiret eyle!