Kaybedeni olmayan eğitim
Yaratılış terbiyesi, “Allah’tan korkulması, özüyle sözüyle insan
olunması, edep üzere bir eğitim ve yüksek ahlaklı bir çevre ile beraber
olunmasını” gerektiriyorsa bugünkü durum gerçekten böyle mi? Ve çocukluktan
yetişkinliğe geçiş yapanlarda güzel ahlak duruyor mu?
İnsanın
yaratılışında, her insanın hoşlanacağı ve hürmet edeceği arı duru bir özellik
vardır. Sonraları bu arı duru oluş, şartlar ve usuller iyileşirse yüce bir hal
alır. Bu şartlar ve usullerin de iyileşme esasları doğan her çocuğun kendisi
ile beraber ailede başlayıp okulda devam eder. Bir ve beraber oldukları
insanlar da bu iyileşmeye kuvvet katar.
Bu durum, yaratılışın
iyileşmesinde olduğu gibi kötüleşmesinde de tam tersi olarak gerçekleşir.
Neticeleri, hem kötülük barındıran insanlar için hem de iyilik barındıran
insanlar için böyledir. Terbiye denilen işin esası, çekirdekten yani özün sözün
merkezinden çevreye yayıldıkça şartlar, usuller ve esasa göre ya iyileşir ya da
kötüleşir.
Dünya dediğimiz yer,
nefsin durumuna göre imtihan olunan bir mekân. Bir anlık durak sadece. İmtihanı
kazandıracak olan en büyük özellik de nefsin terbiyesine göre kazanılacak ahlak
ve sahip olunan insanlık. İnsan, nefsini terbiye etmedikçe, özü sözü bir
olmadıkça ne güzel bir ahlaka sahip olabilir ne de insanlık yolunda tek bir
adım dahi atabilir.
Bugün cinayet
işleyen, hırsızlık yapan, ırza ve namusa kasteden,.. vesaire kötü iş yapan
gençlerin varlığı sürekli olarak sorun haline gelmişse derhal aileye, eğitim
kurumlarına ve çevreye, “meslek ve
diploma” elbisesinden önce “illa
edep, illa ahlak” elbisesi giydirilmelidir.
Ne yazık ki insanlar,
bu konularda hiç mi hiç ibret almıyor. Ailede başlayan ve okullarda devam eden
herhangi bir çocuğa verilen yanlış bir terbiye, hem o çocuğun hem o aile ve
toplumun hayatını, cehenneme çeviriyor. Bu durum fark edildiğinde ise aradan
yıllar geçmiş ve belki de telafisi mümkün olmayan arızalarla baş başa
kalınıyor.
O çocuklar, ileride
sorunlu bir yetişkin oluyorlar. Sonuçta da arızalı eylem ve söylemleriyle aile
ve toplumu, yorgunluktan bitap düşmüş hale getiriyorlar. Bu arızaların bir
kısmını kısacık bir zamanda, bazısını ise ömrünüzün son deminde ancak
düzeltebiliyorsunuz. Ayrıca edep ve ahlakın, meslek ve diplomadan önce
öğretilmediği durumlarda ise tamir için milyarlar ve birkaç ömür harcansa asla
düzelme mümkün olmuyor.
İnsan, bir makine
değil ki yedek parça değişimi ile iki vida sıkmayla düzelsin. Nefs terbiyesi
ile kaliteli talim terbiyesi ile ruhu ve gönlü işlenmeyen her çocuk, sizin
toplumunuza ve ülkenize sosyal açıdan dinamit koyabilecek bir bela olacaktır.
Unutmayın ki herhangi bir çocuğun yetiştirilmesinde yoksa edep ve ahlakınızın
izi, gün gelecek döveceksinizdir dizinizi.
Bir ailenin,
özellikle bir okulun kalitesini, güzel iş yapış ahlakını belirleyen en büyük
özelliği, sorun çıkarmamak üzerinedir… Eğer mevcutta varsa sorun.. bu sorunları
çözme başarısıdır. Bir ailenin, bir okulun kalitesini, ahlakını, başarısını ancak
böyle tespit edebilir, değerlendirebilirsiniz.
Çocuk yetiştirip insan kazanmak istiyorsanız, her ne
alanda iş yapıyorsanız işinizin üzerine insanlık elbisesini, kalem tutacak
gönüllere de edep ve ahlak elbisesini giydirin. Böylece hem siz hem de ülkeniz
ve insanlık kazanacaktır. Böyle yaparsanız verdiğiniz eğitim ve terbiyede asla
kaybeden olmayacaktır.
***Hayatımızda bir tebessümü, bir fikri ve bir şiiri olan fikrin ve şiirin üstadı Sezai Karakoç büyüğümüze rahmetle… Yüce Allah, gani gani rahmet eylesin. Mekânı cennet, komşuluğu Hazreti Peygamber ile olsun.