Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.79
Gram Altın
2977.95
BIST 100
9759.17
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
19 Aralık 2014

Kavram Krizi

"İnsanları dönüştüren kavramlar mıdır, kavramları dönüştüren insan mıdır" sorusu kadim bir sorudur. Bu soruya net bir cevap vermesek bile insanın zihniyet, hayat ve akıbetinin oluşum ve dönüşümünde kavramların oldukça belirleyici olduğunu kimse küçümseyemezu2026

Yaşanan kavram krizleri özellikle Müslüman zihinlerde yeni kırılmalara, ciddi savrulmalara neden olmaktadır. Bunun etkisinde kalan nesiller belirsizlik ve bulanıklık içerisinde bunalıma sürüklenmektediru2026

Kavramların anlam boyutunu kısırlaştıran, muhteviyatını sulandıran algılar, hayatın akışını doğrudan etkilemektedir. Belki de Müslümanlara sirayet eden rehavet, gaflet, değerlerine yabancılaşma, kendinden uzaklaşma, derinden derine yozlaşma marazi hallerin bir nedeni de bu olsa gereku2026

Yerli yerine oturtulmayan kavramlar zihinsel bir karmaşayı beraberinde getirmektedir. Bugün kalbimiz, algımız, adımımız kayıyorsa bunu kelimelerdeki anlam kaymasından ayrı düşünemeyiz. Kundaklanan kelimeler, suikasta maruz kalan cümleler kimlik ve kişilik oluşumunu nasıl tahrip ettiğini kimse inkar edemezu2026 Çarpık cümlelerle gerçeğin tercümanı, vahyin şahidi olamazsınız. Çünkü süreç içerisinde görüldü ki; nice nezih kavram kerih işlerin kamuflajı olduu2026 Kavramlar katledildi ya da kirletildiu2026 Örneğin, ihlas kavramının başına neler geldi?

Şimdi bu bağlamda bir kavram tahlili, durum değerlendirmesi yapabilirizu2026 Çözüme gidebilmenin yolu gerçekçi tespitlerden geçmektediru2026

Sabır kavramından başlayalımu2026 Müslüman şahsiyetin oluşumunda en dinamik kavramlardan biri olan sabır, zilletle eşanlamlı kılınmışsa çürümeyi ve çözülmeyi nasıl önleyebilir siniz? Her türlü olumsuzluğu sineye çekmek ve sinmek buna sabır diyebilir miyiz? Müminin mukavemet ruhunu besleyen bu temel kavramı zilletten ayrıştırmak ve netleştirmek gerekmiyor mu?

Tedbir korkaklığın diğer ismi olmuşsa orada durmak lazımu2026 Bu gün fincancı katırlarını ürkütmemek adına her şeyden vazgeçme yanılgısı revaç bulabiliyoru2026 Bu bakımdan tedbirciliğimiz alanı terk etmek, sorumluluktan sıyrılmak anlamına gelmemeli diye düşünüyorumu2026 Çünkü aşırı tedbircilik, takiyyeciliğe, takiyyecilikte zamanla ikiyüzlülüğe neden olabilmektedir. Bizi zamanla tanınmaz, kimliksiz, kemiksiz hale getirebilecek tüm tedbirleri şimdiden gözden geçirmemiz gerekiyoru2026

Tevekkül, tembellik olarak algılanıyorsa orada da sorun var demektiru2026 Sanıyorum tevekkül konusunda en doğru tespiti Hz. Ömer (ra) sunuyor;

Medine de boşta gezen bir guruba Hz. Ömer (ra),

"Siz necisiniz?" diye sordu. Onlar da;

"Biz mütevekkiliz" dediler. Bunun üzerine büyük Halife;

"Hayır siz mütevekkil değil, müteekkil (yiyici) lersiniz. Siz yalancısınız, tohumunu yere atıp sonra tevekkül edene mütevekkil denir", dedi.

Şayet tevekkül anlayışımız, teşebbüs ruhunu söndürüyorsa geriye sadece atalet kalıru2026

Özgürlük iddiamız, hayatta kendi başına buyruk ya da başıboşluk şeklinde karşılık buluyorsa bunu savunabilir miyiz? Değerlerden ve ilkelerden azade bir özgürlük mücadelesi bize ait olamazu2026

İtaat kültürümüz, disiplin anlayışımız körü körüne bir teslimiyet ve iradesizlik şeklinde tezahür ediyorsa bunu nasıl tasvip edebiliriz? Veya disiplin katı kuralcılığa ve militarizme kapı aralıyorsa sıkıntı var demektiru2026

Eleştiri sınırlarımızda seçilmez oldu. Her türlü itiraz, isyan eleştiri hakkı adına fikri anarşi ve düşünsel kaosa kapı aralamaktadıru2026 Eleştirinin edep ve erdemi aranmaz olduu2026

İslami duruşta netlik hassasiyeti zamanla sertlikle karıştırılır hale geldi. Netlik-sertlik çizgisi ayrışmayınca zarar ve hasar bilançosu gittikçe kabarıyoru2026

Her uzlaşmayı yozlaşma şeklinde okuma yanılgısı da bitmiş değilu2026 Tabii ki yozlaştırıcı uzlaşmalara tepkili olacağız ama bu her şeyde ve her yerde aykırı olmamız anlamına da gelmese gereku2026

Muttaki olmayı da münzevi olmaktan, miskin olmaktan ayırmak durumundayız. Ruhi terbiyeyi ruhbanlığa bağlarsak vahiyle bağlantımızı riske atmış olmayız?

Tebliğimiz tacize, davetimiz dayatmaya dönüşmedikçe dava yolunda ilerleyebilirizu2026

Cihatla cinayetin sınırlarını netleştirirsek mücadelemiz rahmetin taşıyıcısı, hakikatin savunucusu ekseninde şekillenecektiru2026 O zaman mülayim mi, militan mı ikileminden kurtulup mutedil mustakim duruşumuzu vasat bir zeminde sürdürebilirizu2026

Aslında itidal her yerde, her zaman orta yolu bulmak değildir. İtidal aslında taraf olmaktır, rengini belli etmektiru2026 Haktan yana, sırat-ı mustakimde buluşmaktıru2026

Evet, kavramları konuşuyoruz, şimdi ne diyeceğiz?

"Unzurna" mı, "Raina" mı?

"Hitta" mı, "Hinta" mı?

Ramazan Kayan