Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.69
Gram Altın
2952.11
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 Şubat 2021

Kavgasız Meclis…

İnternet sayesinde oturduğumuz yerden geçmiş olayların bazıları ile ilgili bilgilenebiliyoruz. Bu nedenle arama motoru denilen sitelerde gezinen yani sörf yapanımız vardır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde olumsuz diye adlandırabileceğimiz yaşanılan olaylara bir göz atayım dedim. TBMM de bugüne kadar 3 milletvekilinin hayatını kaybettiğine dair haberleri kayıtlarda gördüğümde kayıtsız kalamazdım.

Her haber önemlidir, ama milletimizin seçip Ankara’ya yani milletin meclisi olarak bildiğimiz TBMM ye gönderdiği temsilcilerinin zaman zaman Gazi Meclis çatısı altında yaşanan olumsuz örneklerinde hatırlanması gerekmektedir. Uzun yıllar çalıştığım ve şeref duyduğum TBMM ile sadece maişetimizi temin ettiğimiz bir yer olarak kabul etmediğimizi, aidiyetimizin amir-memur ilişkisinden öte olduğunun altını çizerek yazma ihtiyacı duyduğumuzu ifade etmek isterim. Dedikten sonra ne olmuş veya nasıl olduğuna dair bilgilendirmelere göz atalım mı?

Kayıtlara geçenlere göre; İlki Ardahan Mebusu Halit Paşa’nın Afyonkarahisar Mebusu Ali Çetinkaya tarafından kurşunlanarak öldürülmesini tarihçi Mithat Sertoğlu ayrıntıları ile yazmış, oradan okuyoruz. 09 Şubat 1925 tarihinde TBMM de Başbakanlık bütçe görüşmeleri yapılırken Elaziz Milletvekili Hüseyin Bey bir önergeyi imzalaması için Halit Paşa’ya götürünce o da okumadan imzalamam dediğinde aralarında tartışma çıkıyor ve olaylar patlak veriyor. Ali Çetinkaya hiç alakası olmadığı halde kavgaya müdahil oluyor. Aralarındaki kavga devam ederken bir silah sesi ortalığın buz kesmesine sebep olmuş. Mustafa Kemal’de o dakikalarda mecliste olduğundan üzülmüş, Halit Paşa’ya “Seni Ali bey mi vurdu?” diye sorunca “Hayır Kel altımdaydı. Beni Rize Milletvekili Rauf Bey vurdu” demiş olmasına rağmen Ankara Savcılığı Ali Çetinkaya’nın meşru müdafaa dolayısıyla vurduğunu belirterek soruşturmaya gerek olmadığı kararını vermiş. Yaralı Halit Paşa ise 14 Şubat 1925 de vefat ettiğinden dosya kaldırılmış.

İkinci vaka: 19 Mart 1989'da ANAP Siirt Milletvekili İdris Arıkan ile Siirt bağımsız Milletvekili Zeki Çeliker arasındaki kavgayı önlemeye çalışırken, silahtan çıkan kurşunlarla DYP Siirt Milletvekili Abdürrezzak Ceylan hayatını kaybetmesidir. İdris Arıkan’ın tabancasından çıkan mermi olduğundan cezasını çekmiştir.

Üçüncü olayın faili direkt belli olmamıştır. 30 Ocak 2001 tarihinde TBMM İçtüzük değişikliği görüşmelerinde DYP ve MHP milletvekilleri arasındaki tartışmalar şiddete dönüşmüş. Meclis'te birçok milletvekilinin ‘‘Şıhım’’ diye hitap ettiği DYP Şanlıurfa Milletvekili Fevzi Şıhanlıoğlu ile MHP'li milletvekilleri birbirlerine kıyasıya yumruk atmaya başlamış.

Meclis kulislerine sıçrayan tartışmalar devam ederken DYP Şanlıurfa Milletvekili Fevzi Şıhanlıoğlu’nun Genel Kurul Salonu’nda aldığı yumrukların etkisiyle kalp krizi geçirerek vefatı, gözlerinin önünde cereyan ettiğinden kavga sırasında Başbakan Bülent Ecevit’in şoka girdiği söyleniyor.

Demokrasimizin arada bir darbe veya e-muhtıra ile kesintiye uğradığı günleri biliyoruz. Ancak yukarıda özetlemeye çalıştığım milletvekili ölümleri aklımızın ucundan dahi geçmiyor.

Milletvekillerimize nazar değmesin diyerek, milletimizin ortak yaşama kültürünü geliştirdiğini belirtelim. Aynı apartmanda, aynı sokakta, aynı mahallede ve aynı şehirde farklı siyasi görüş ve düşünceleri yanında ideolojik aykırılıklara pirim vermeden yaşayıp gidiyoruz. Milletin meclisinden beklediğimizde tam budur işte.

Milletvekillerimizin siyasi görüş ayrışmalarından uzak, milletimizin dertlerini dert edinmeleri, onlarla gülüp eğlenip, üzülüp kederlenmeleri, tasada ve neşede milletimizin ortak düşünceleri ifade etmeleri istenilen manzaradır.

“Adamın iyisi kavgada belli olurmuş” vesselam.