Dolar (USD)
35.17
Euro (EUR)
36.81
Gram Altın
2965.46
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 May 2022

Kavala'nın sahipleri

Türkiye’nin 14 Mayıs 2013 tarihinde İMF’ye borcunu bitirerek, uluslararası para babalarının boyunduruğundan kurtularak kendi ayakları üzerinde duracağı sinyalini vermesiyle ekonomi, siyaset ve sosyal barışımıza yönelik saldırıların düğmesine basıldı.

Osman Kavala’nın irtibatlandırıldığı hükümeti yıkmaya teşebbüs de, 27 Mayıs 2013 gezi provokasyonu ile başlıyor 15 Temmuz 2006 hain darbe girişimine kadar uzanıyor. 2016 sonrasında da Hanry Barkey’den Rahip Brunson’a birçok Amerikalı hükümeti yıkma girişimini organize etmekten suçlandı. Sadece Amerikalılar değil, Peter Steuntner, Deniz Yücel gibi 680 Alman şirket ve kişi terör örgütlerine desteğe varan eylemleri sebebiyle takibe alındı. Gerek Amerika, Gerekse vakıflarıyla örtülü işler yapan Almanya’nın bu süreçte FETÖ ve PKK terör örgütlerini kullanıp, kollayarak Türkiye’yi hizaya getirme çabaları ve istihbarat savaşları hiç eksik olmadı.

Tayyip Erdoğan’ı indirme projesinin sahiplerinin sadece Kavala’yı kullanmadığı herkesin malumu. BDP Milletvekili Sırrı Süreyya’dan, CHP’nin kelli felli darbe sevicilerine, Amerikanın kulu Sezgin’e kadar, Erdoğan gitsin de gerekirse Türkiye batsın yaklaşımında olanlar canla başla geziye destek verdiler.

Gezi olaylarının başlangıcı 4 Ekim 2012 İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin yol genişletme çalışmaları için birkaç ağacın yer değiştirmesini CHP grubunun da onayıyla kabul etmesi ile başlıyor. Aynı tarihlerde Taksim’e camii yaptırmayız, AKM’yi yıktırmayız, Gezi Parkı’na topçu kışlası ve AVM yaptırmayız güruhunun salvoları toplumun çeşitli kesimlerinde yankılanıyor. Şer güçlerin tüm tezviratlarına rağmen Taksim Camisi yapıldı, AKM yıkılarak yenilendi. Topçu kışlası projesi ise hala askıda. Meral Akşener’in Gezicilerle ittihatçıları aynı kefede buluşturmasına bakarsanız bu kavganın kökleri 1900’lü yıllara dayanıyor.

27 Mayıs 2013’te üç beş ağacın sökülmesine tepki gösteren bir grup ve onlara yardıma gelenler sebebiyle gerginlik artıyor, grup gezi parkında çadır kurarak nöbete başlıyorlar. 29 Mayıs’da müdahale ediliyor. Olayların tırmanmasında Cumhurbaşkanı Gül ve CHP’nin tavrının etkisini kimse yadsıyamaz. 1 Haziran’da CHP’nin zorlaması Gül’ün devreye girmesiyle polis alandan çekiliyor. Meydan terör gruplarına kalıyor. 3 Haziran başbakanlık ofisinin basılmasına kadar giden Çarşı grubunun meşhur Dolma bahçe olayları başlıyor. 15 Haziran’a kadar Türkiye geneline yayılan olaylarda 58 kamu binası, 68 mobese kamerası, 337 işyeri, 90 belediye otobüsü, 214 özel araç, 240 polis aracı 45 ambulans kullanılamaz hale geldi. Olaylarda aralarında polislerinde olduğu 10’un üzerinde kişi hayatını kaybederken 9 bin 63 kişi yaralandı.

Kavala, 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra 1 Kasım 2017 tarihinde tutuklanıyor. O gün bugün Osman Kavala gündemimizden bir türlü düşürülmüyor. AİHM, 10 Aralık 2019 tarihli kararında, Kavala'nın "makul şüphe olmadan, siyasi nedenlerle tutuklanması ve bireysel başvurusunun makul sürede incelenmemesini" gerekçe göstererek, hak ihlali kararı vermiş ve Kavala’nın derhal serbest bırakılması talimatını da iletmişti.

Geçtiğimiz ekim ayında ABD, Almanya, Danimarka, Fransa, Finlandiya, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç, Yeni Zelanda büyükelçilerinin mahkeme süreci devam ederken Kavala’yı bırakın hadsizliğine Türk yargısının baskılara boyun eğmeyiz, önümüzdeki dosyaya göre hareket ederiz mealindeki kararı birçok çevreyi şaşırtmışa benziyor.

Buarada, AB’nin, Osman Kavala ile ilgili Türkiye’ye yönelik prosedürü işletmesini, Tayyip Erdoğan gibi koltuğundan edilmek istenen Macaristan Başbakanı Orban önledi. Macaristan’ın Türkiye aleyhinde süreç başlatılmasına ret oyu vermesiyle Birliğin Dış İlişkiler ve Güvelik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrel cılız bir açıklama yapabildi.

Irak, Suriye, Kafkaslar, Akdeniz’de, Ege’de, Ukrayna’da Türkiye’yi çevreleme projesini sürdüren Kavala’nın sahiplerinin Irak’ta kimyasal provokasyonları ise son anda önlendi. Pençe Kilit operasyonunun devam ettiği bir sırada IKYB’nin Terör örgütü PKK’ya yönelik düzenlediği operasyonda, kimyasal silah yapımında kullanılan çok sayıda malzeme ele geçirildi. Yapılan tespitlere göre, terör örgütü PKK, Irak Ordusuna ve kendisini desteklemeyen Kürt Dernek ve Gruplara karşı kimyasal silah kullanmak üzere, başta Almanya ve ABD olmak üzere çeşitli devletlerin işbirlikçileri tarafından eğitildiği ortaya çıktı.

Sahada tutunamayan PKK’nın Suriye’de varlığını sürdürebilmesi için ABD Suriye’ye geri dönüyor. Türkiye’de ise terör örgütü belediyelere çöreklenerek şehirlerde uyuyan hücrelere dönüşüp ABD’nin emrini bekliyor.

Kimileri Osman Kavala kararının gerekçesini okumadan, algı operasyonunu sürdüredursun. Kavala’nın sahiplerinin Türkiye’yi dize getirme operasyonları devam ediyor. Bu savaşta Türk adaleti, ya operasyon yapanların yanında yer alarak Türkiye’yi açık hedef haline getirecek ya da hadsizlere haddini bildirecek. Vesselam….