Dolar (USD)
34.55
Euro (EUR)
36.46
Gram Altın
2964.05
BIST 100
9147.26
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Katliamın medyatik inşası

Olayların tersinden gidelim mi biraz? Hamas bir hastaneyi bombalasa tüm dünyada olağanüstü bir şekilde haber olur muydu?

Peki İsrail saldırdığında haber oluyor mu ya da nasıl oluyor gelin bakalım:

New York Times haberi "Filistinliler, Gazze'deki patlamada yüzlerce kişinin öldüğünü söylüyor" başlığıyla duyurdu. Üstelik New York Times haberi tam üç kez değiştirdi. Haberi önce "İsrail saldırısı" ifadesiyle verdi; sonra "Gazze'deki hastaneye saldırı" olarak değiştirdi. En sın "Gazze'deki hastanede patlama" ifadelerine yer verdi

Wall Street Journal ise uzun süren sessizliğin ardından “İsrail ve militanlar hastane patlaması için birbirini suçluyor" ifadesi kullandı

Reuters ise haberi, "Yerel yetkililer, Gazze'de bombalanan hastanede yüzlerce kişinin öldüğünü söylüyor" cümlesiyle servis etti.

BBC de "Filistinli yetkililer: Gazze'deki hastaneye İsrail saldırısından yüzlerce kişi öldü" başlığını kullandı. Ancak sonra bunu değiştirerek "İsrail saldırıyı reddederken, Gazze'deki hastanede yüzlerce kişinin öldüğünden korkuluyor." şeklinde düzenledi.

Bunun gibi birçok haber içeriğinde saldırının, pardon “patlamanın” kendisine dikkat çekildi. İsrail açıklamaları ve Biden’ın İsrail ziyaretine odaklanıldı.

Hatta The Guardian’da 40 yılı aşkın görev yapan Steve Beel, Netanyahu’yu resmettiği karikatür yüzünden işten çıkarıldı.

Yukarıda bahsettiğim haber içerikleri bile Gazze meselesinin bölgesel mi ya da küresel mi olduğu tartışmasına açıklık getiriyor. Yani medya gücünü yine siyasi rekabetin bilgiye sahip olma ve onu şekillendirme isteği üzerinden yürütüyor. Taraflar kendi tezlerini ve çıkarlarını savunmak, kamuoyunu kendi görüşleri doğrultusunda harekete geçirmek ve görüşlerine destek bulmak amacıyla yine medyayı kullanıyor. Bu durumda medya taraflı yayınlar aracılığıyla ‘medyatik savaşın’ inşasında da yer alıyor.

Evet doğru duydunuz medyatik savaş. Medyatik savaş gerçek savaşın aksine sadece görsel-işitsel unsurlardan yararlanarak ve duyarsızlaştırıcı bir temsille savaşın sınırlı aktarımıdır. Gerçek savaş ise ses, görüntü, koku, temas ve şahitlik gibi gerçeklik unsurlarıyla savaşın acımasızlığının doğrudan yansımasıdır. Dolayısıyla 7 Ekim’de başlayan çatışmada bazı yayın organlarının seçilmiş bilgileri ve görüntüleri verdiğini görmekteyiz. Yalnızca seçilmiş, yayımlanmasına izin verilmiş bilgi ve birkaç görsel-işitsel malzeme kullanılarak aktarılan çatışma, medyada bir gösteri olarak yer almaktadır. Böylece medya savaşın vahşetini sansürlerken onu seyirlik savaş haline getirmektedir.

Debord’un Gösteri Toplumu adlı kitabında da söylediği gibi:

“Kısmi olarak göz önüne alınan gerçeklik, ayrı bir sahte dünya olarak, salt seyrin nesnesi olarak kendi genel birliğinde sergilenir.”