Katledilen gazeteciler günü!
Gazze’de öldürülen gazeteci sayısı 112 oldu. Yazım baskıya girene kadar kaç olur bilmiyorum. Siyonist katiller dün Gazze’de, yaşanan soykırımı dünyaya duyuran en güçlü sesi, ailesinden onlarca insanı şehit vermiş gazeteci Wael Dahdouh'un oğlu Hamza ve gazeteci arkadaşı Mustafa’yı şehit etti. Gencecik gazeteciler, Siyonist Yahudilerin kesintisiz saldırıları altında gazetecilik görevlerini yapmaya çalışırken, soykırımı belgeleyip insanlara duyurdukları için hedef alınarak şehit edildiler.
İsrail, Filistinli gazetecileri susturmak için her türlü
vahşiliği yapmaya devam ediyor. Bu vahşeti destekleyen Amerika ve Batı ise Siyonist
katillerin yaptığı her vahşetin ortağıdır.
Ülkemizde her sene 10 Ocak, “Dünya Çalışan Gazeteciler günü”
olarak kutlanılırdı. Bu sene, Gazze’de katledilen gazeteciler için “Dünya
Çalışırken Şehit edilen gazeteciler günü” başlığıyla İsrail’in yaptığı
soykırımı lanetleme ve katlettiği gazetecileri anma programları düzenlenecek.
İsrail, üç ayda 112 gazeteci öldürdü. Özgür basın
susturulamaz naraları atan “özgür dünya sessiz kalsa da, Siyonist caniler
Gazze’deki gazetecileri görevlerini yaptıkları için aileleriyle birlikte hedef
alarak katletti.
Yetmiş beş yıldır işgal ettiği Filistin topraklarında
Müslüman halka akla gelmeyecek her zulmü uygulayan Yahudiler, son
saldırılarında askeri, siyasi ve enformasyon olarak hezimeti yaşayınca, adeta
kuduz bulaşmış bir hayvan gibi önüne gelen her canlıya saldırmaya başladı.
Askeri olarak Hamas karşısında yeniliyor. Bunun acısını ise bebek katlederek
dindirmek istiyor. Siyasi olarak hezimeti o kadar büyük ki, ABD, İngiltere ve
Fransa başta, birçok ülkeden paralı-gönüllü asker de dahil her türlü desteği
almasına rağmen kazanamıyor. Enformasyon- bilgiyi kontrol etme mekanizması ise
çöktü.
İsrail yıllardır Filistinlilere her türlü zulüm ve katliamı
yapar günün sonunda ise “Yahudiler çok medeni, sevimli, mazlum ve haklı,
Filistinliler ise vahşi, tehlikeli, saldırgan ve suçlu” ilan edilirdi. Şimdi
dünyadaki vicdanlı her insan Siyonist Yahudileri lanetle anıyor. Yaptıkları
vahşeti, arsız, hırsız ahlaksız saldırganlığı herkes gördü, görüyor. Bunun
acısını ise gazetecileri katlederek alma derdinde şeref yoksunu katiller.
Basın özgürlüğünden dem vurup ülkemizde teröristlerle
hareket eden gazeteci kılıklı bazıları için yeri göğü inleten Avrupa, basın ve
ifade özgürlüğünü ancak Müslümanların kutsallarına saldıran ve masumları
öldürenler için geçerli olduğunu bir kez daha gösterdi.
Bu aslında Batının ikiyüzlü oluşundan değil. Batı’nın gerçek
yüzü budur.
Diğer yandan, bu katiller el kadar bebekleri hiç acımadan
öldüren, soykırım yapan, keskin nişancıları zevk için sokakta Filistinli vurma
yarışına girmiş canilerin gazeteci öldürmekten çekineceğini düşünmek de absürt
olur.
On beş bin den fazla bebek öldüren cani, 112 gazeteciyi
öldürmekten mi çekinecek?
On beş binden fazla bebeği hedef gözeterek bombalarla
katleden soysuz, beş yüz sağlık çalışanını öldürmekten mi korkacak?
Enkaz altında kayıplarla birlikte on beş bini bebek olmak
üzere 30 bin insanı katleden, her gün her saat Filistinlilerin katledilişini
izleyen dünya, 112 gazeteci, beş yüze yakın sağlık çalışanı, yüzlerce yardım
görevlisinin hedef gözetilerek katledilmesini mi umursayacak?
Gazze’ye, neredeyse 6 atom bombasına denk 65.000 tondan
fazla bomba atan İsrail’i koruyan Batı, 2820 gün süren 2. Dünya Savaşı boyunca
78 gazeteci öldürülmüşken 96 günde Gazze’de 112 gazetecinin öldürülmesini mi
dert edinecek?
Kelimeler yavan, cümleler anlamsız aslında. Bunca vahşeti
yapmaktan çekinmeyen canilerin anladığı şey ne kelimeler ne kınamalar ne
protesto ne şu ne bu.. Böyle alçaklar ancak kılıcın parlaklığını boynunda
hissedince aklı başına gelir. Şeref yoksunu zalimlerin tek korkusu onu böcek
gibi ezecek, yaptığı zulmün hesabını sorabilecek bir gücün olmasıdır.
Dünya zalimlerin elinde ve dur diyecek bir güç, durdurup
hesap soracak bir irade, yaptıklarını yanına bırakmayacak bir adalet
mekanizması yok.
Müslüman Dünyanın ise, özellikle iktidarlar olarak ne kadar
aciz, zayıf, bencil ve korkak olduklarını göstermiştir. Korkaklıkta öyle bir
seviyedeler ki, bırakın soykırımı engellemeyi, açlıktan susuzluktan soğuktan
öldürülen Gazzeli Müslümanlara ekmek, su çadır ilaç gibi basit insani
ihtiyaçlarını bile yollamaktan aciz olduklarını gösterdiler.
Bunun farkındayız.
Biz, eylem, protesto, boykot ve katliamlara tepkimizle, söz
ve yazılarımızla zulme rıza göstermediğimizi, zalimin safında olmadığımızı ilan
ediyoruz. Allah ve kul katında bunu duyuruyoruz ki, yarın bunca acziyetimize
rağmen zalimin safında durmadık, zulmünü engelleyemesek de razı olmadık, bu
vahşeti durduracak güce sahip olanlar görmezden gelse de biz mazlumların
acısına ortak olmaya çalıştık. Feryadına kulak tıkasa da biz o feryatlarla
ciğerimizi dağladık Rabbim diyebilmek içindir.
Gücümüzün yettiğince elimiz, dilimiz ve kalbimizle zalimin
karşısında durduk. Mazlumlara merhem olamasak bile zalime nefes olmadık
diyebilmek içindir.
Bu gün dudaklarımızdan dökülen her kelimenin ve kalemimizin
yazdığı her cümlenin bir gün zalime sıkılan bir kurşun olacağını ve bu gün
meydanlarda slogan atarak yürürken yarın fırsatını bulduğumuzda zalimlerin
üzerine doludizgin koşacağımızı haykırmak içindir.
Ateş bizi yakmasın, zalimin suçuna ortak olmayalım diye…
Gazze’de katledilen masumlara ve özellikle bu günün manasına
uygun olarak katledilen Gazeteci kardeşlerimize rahmet olsun.