KATILIM BANKACILIĞI EKONOMİYİ CANLANDIRIR
Türkiye'de katılım bankaları hızla büyümeye devam ediyor ve bankacılık sektöründe ağırlıkları gittikçe hissediliyor.
Türkiye Katılım Bankaları Birliği'nin verilerine göre 2015 yılında Katılım Bankacılığı sektörünün toplam aktifleri yüzde 15 artarak 120 milyar TL'ye, bankalar mevduatı ve reeskontlar dahil toplanan fonlar yüzde 13 artarak 76 milyar TL'ye ulaşmıştır.
Aynı dönemde, net takipteki alacaklar, reeskontlar ve finansal kiralama alacakları dahil nakdi kullandırılan fonlar ise yüzde 15 oranında artış göstererek, 81 milyar TL olmuştur.
İki yeni kamu katılım bankasının (Ziraat ve Vakıf) sektöre katılımı ile birlikte ülkemizdeki katılım bankası sayısı 6'ya çıkarken personel sayısı 16.554 kişiye ve şube sayısı ise 1.080'e yükselmiştir.
Katılım Bankacılığı Nedir?
Faizsizlik prensibine göre çalışan bankacılık faaliyetleridir.
Kar ve zarara katılma esasına göre fon toplayıp ticaret, ortaklık ve finansal kiralama yöntemleriyle fon kullandıran bir bankacılık modelidir.
Bu modelde bankalar, tasarruf sahiplerinden toplandıkları fonları faizsiz finansman prensipleri dahilinde ticaret ve sanayide değerlendirerek meydana gelen kar ve zararı bölüşürler.
Katılım bankacılığının en temel kuralı 'faiz'in olmamasıdır.
Katılımcılara kar ve zarar esasına göre gelir sağlamayı amaçlamaktadır.
Sistem Nasıl Çalışır?
Kredi talep edenlere doğrudan anapara ödemesi yapılmaz.
Müşterinin ihtiyaç duyduğu malı satıcıdan peşin alıp kendisine vadeli satmak veya kiralamak esasına dayanır.
Klasik bankalar sahiplerinden başta belirlenen faiz oranı karşılığı para toplarken bu modelde, toplanan fonların sahiplerine belli bir gelir taahhüdünde bulunulması söz konusu olmaz.
Yatırılan anaparanın dahi garantisi yoktur.
Katılım bankacılığı her ne kadar faizsiz kazanç esasında çalışsalar da gelir elde etmeleri şarttır.
Bu kazanç faize değil bir mal alım satımına konu olduğu için İslam dini açısından faizsiz kazanç olarak nitelendirilir.
Bu durum dünya nüfusunun beşte birini oluşturan Müslümanlar açısından katılım bankacılığını cazip hale getirmektedir.
Katılım bankacılığı ülkemizde de bu nedenle yaygınlaşmaktadır.
Dünyada 40 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren katılım bankacılığı, Türkiye'de 1985 yılında Albaraka Türk ile başladı.
Daha sonra Asya Katılım Bankası, Kuveyt Türk Katılım Bankası, Türkiye Finans Katılım Bankası, Vakıf Katılım Bankası ve Ziraat Katılım Bankası sisteme katıldı.
Anlaşılan faizsiz yatırım aracı üretmek hedefiyle kurulan katılım bankalarının finans sektöründeki geleceği parlak görünüyor.
Çünkü bu sistemde hem banka, hem de fon sahibi kazanıyor, öte yandan dinine uygun davrandığı için Müslümanların vicdanı rahat ediyor, huzur buluyor.
Son olarak şunu da ifade edelim:
Ekonomide paranın dolaşıma girmesi çok önemlidir.
Faizin haram olduğu gerekçesiyle paranın banka yerine yastık altında ya da altın olarak saklanması ekonomide dolaşım bozukluğuna sebebiyet vermektedir.
Katılım bankacılığı, sisteme girmeyen bu paraların piyasaya sürülmesine, dolayısıyla ekonominin canlanmasına katkıda bulunacaktır.
Bu bakımdan da teşvik edilmesi doğru bir yaklaşımdır.