Katil babalar…
Cahiliye döneminde, dönemin cehaletinden dolayı; babalar kızlarını diri diri toprağa gömerdiler… Şimdi bazı babalar ve analar cehaletlerinden dolayı; çocukları öldürmeden ve topağa vermeden, hayata diri diri gömmekteler… Sadece bizde mi? Hayır, bütün dünyada bu durumun var olduğunu görebiliyoruz, en azından filmlerden, dizilerden bu anlaşılmaktadır.
Dikkat ediyor musunuz? Aile yapısının bozulması, sağlıklı evliliklerin olmaması için ve çocuk sahibi olunmasın diye bir yerlerden düğmeye basılmışçasına son yollarda ana ve babalara kafa tutmalar, hatta babaları yumruklamalar filmlerde ve dizilerde bolca artmış durumda. Oysa eskiden yabancı filmlerde bile kolay kolay bu kötü sahneleri göremezdik; anne ve babaya saygı vardı, babaya el kaldırma sahnesi asla olmazdı. Önce dışarıda başladı bu tür görüntüler, sahneler, şimdi bizde yaygınlaştı... Bu bilinçli yapılan senaryoları bir kenara bırakarak, asıl meselemize dönelim.
Çocukların ebeveyne şiddetleri ne Allah’ın kanunlarında nede beşeri kanunlarda asla affedilecek bir şey değildir. Böyle bir hal en alçak canavarlıktır ve bunun asla mazereti olmaz ve kabullenilmez! Bu böyle sarsılmaz hakikat olduğu gibi özellikle babaların çocuklarına şiddeti – baskısı da bir cinayettir ve yaşadığımız bu son yüzyılda büyük bir cehalettir. Allah, çocuklara, ebeveynlerine karşı saygı ve hürmette hassas olmayı emrederken, çocuklarında hukukunu muhafaza ediyor. Kur’an ve sünnete uygun yaşamak için iki tarafında İslam ve vicdana göre davranış sergilemesi iman etmişliğe aynı zamanda büyük bir göstergedir... Şuurlu ebeveynler çocuklarından hakları olan hürmet ve saygıyı beklerken, çocuklarına gereken sevgiyi – ilgiyi göstermekten geri kalmayıp, her halleri ile evlatlarının yanında olduklarını, duaları ile arkalarında dağ gibi durduklarını, başarılarını seve seve alkışladıklarını göstermekten, hissettirmekten geri durmamışlardır.
Ehli dünya ebeveyn ve çocuklar, üzerlerine düşeni yapmadıklarında, elbette ayıp karşılanır ama özellikle dindar insanların iyi ve İslam inancına göre anne ve baba olmamaları yada hayırsız evlat olmaları, babaların evlatlarını diri diri cemiyet ve aile hayatına gömmeleri asla kabullenilmez! Hele hele evladımın, ben ne yaparsam yapayım, bana saygı ve hürmet göstermesi boynunun borcudur, düşüncesi ile şımarıklık edip, sadece beklemek, sadece ezmek sevgiyi ve şefkati boğazlamak, al sana bal gibi bir din istismarı ve baskıcı zihniyettir... Anlı secde görenlerin bu hassas meselede diğerlerinden çok daha titiz davranması boyunlarının borcudur!
Mutlu ve huzurlu yuvalar kurulması, verimli iş hayatlarının oluşması, vatana olumlu katkıların var olması için çocukların diri diri gömülmemesi lazım. Dışarıda, iş ortamında, otobüste yanınıza oturanlardan, ya da aynı safta namaz kıldığınız insanlar arasında ne çok diri diri gömülmüş çocuklar vardır... Başarısızlıkların arkasında, özgüvenin yerlerde süründüğü kişiliklerin arkasında, ya da mutlu kurulmayan evliliklerin temelinde ne çok diri gömülmüş çocuklar var. Özellikle tebessüm etmeyi beceremeyen insanların ruh dünyası röntgene alınsa, aslında görünürde canlı ama hakikatte diri diri gömülmüş çocuklar olduğunu göreceğiz…
Çocuklarımızın riyadan uzak, yalandan uzak ve İlahi ve beşeri kanunlara riayet ederek hayat sürmeleri için; gerçek şekilde, yapmacık olmayan sevgimizi göstermemiz lazım, sahiplenmemiz, sadece bekleyen değil aynı zamanda vermemiz lazım…
Çocuklarımızın adil olmaları, en küçük bir canlıya haksızlık göstermemeleri için; onları eşit tutmalı, ayırım yapmadan sevmeli, ilgimizi esirgememeliyiz… Evet, adil insanlar, adaletli davranan anne ve babaların eseridir.
Çocuklarımızın samimi Müslüman ve ahlaklı insan olmaları için; kendimizi de bu hal içine samimi olarak sokmamız lazım…
Çocuklarımızın mutlu ve tebessüm etmeleri için; sevgimizi ve başarılarını alkışladığımızı ve iftihar ettiğimizi riyasız göstermeliyiz…
Katil çocukların olmaması için; katil babalar olmamak lazım!