Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Katar ve Suudi Arabistan antlaşması: Körfez'de barış mı?

Uzun süreden beri Katar ve Suudi Arabistan arasında kriz düzeyinde bir gerilim bulunmaktaydı. Katar’a uygulanan abluka ve yalnızlaştırma politikaları, bu gerilimin zirve noktasını oluşturmaktaydı. Suudi Arabistan, sürpriz bir şekilde Katar’la ilişkilerini normalleştirmeye başladı ve iki ülke arasında gerilimi dondurma olarak niteleyebileceğimiz adımlar atıldı. 5 Ocakta Körfez İşbirliği Konseyi’nin 41. toplantısında açıklanan El-Ula Deklarasyonu, Körfez krizinin bittiği şeklinde yorumların yapılmasına neden olmuştur. Katar ve Suudi Arabistan arasında nihai barışın yapıldığı şeklinde bir sonuca varmak için vakit çok erkendir. Sorunlar olduğu gibi durmasına rağmen sürdürülebilir tarzda ilişkileri devam ettirme şeklinde yeni bir politikanın devreye sokulduğunu söyleyebiliriz. Suudi Arabistan’la var olan sorunları soğutmayı tercih eden Katar’ın Birleşik Arap Emirlikleri’yle benzer adımları atması kolay gözükmemektedir. Katar, Birleşik Arap Emirlikleri’yle uzun bir süre daha gerilimler ve krizler yaşamaya devam edecektir.

Suudi Arabistan, Katar’a yönelik maksimalist taleplerinden vazgeçmiş gözükmektedir. Katar’ın İran’la ilişkilerini kesmesi, Türkiye’ye ait askeri üssün kapatılması ve Müslüman Kardeşler Örgütü’nü desteklemesi gibi taleplerin artık gündeme getirilmediği görülmektedir. Körfez İşbirliği Konseyi Toplantısı’ndan çıkan antlaşmaya göre Katar’a uygulanan kara, hava ve deniz ablukası kalkmaktadır. Katar’ın üç Körfez ülkesine karşı açtığı davalardan vazgeçmesi ve ülkelerin birbirlerini medya üzerinden suçlamamaları konusunda anlaşmaya varılmıştır. Kuveyt’in arabuluculuğunda varılan mutabakat, Körfezde barış rüzgarları estirip estirmeyeceği konusunda bir öngörüde bulunmaya henüz imkan vermemektedir.

Suudi Arabistan, Katar’ın Türkiye’yle kurduğu askeri ve ekonomik ilişkilerden rahatsız olmaktadır. Katar’ın Türkiye’yle olan ilişkilerinin derinleşmemesi için Suudi Arabistan’ın Katar’la uzlaşma zorunluluğu hissettiğini söylemek mümkündür. Ayrıca İran’ın Katar üzerinden Körfez’de güçlenmesini istemeyen Suudi Arabistan, Katar’la uzlaşmak dışında hiçbir seçeneği kalmadığını fark etmiştir.

Katar’ın Suudi rejimiyle uzlaşması, Türkiye ve İran’la olan ekonomik ve askeri ilişkilerinin biteceği anlamına gelmemektedir. Katar, stratejik müttefiki Türkiye’yle ilişkilerini yoğun bir şekilde sürdürmeye devam edecektir. Katar’ın İran’la ilişkilerini bozması ve onu karşısına alması için de hiçbir sebep bulunmamaktadır. Türkiye’yle ve İran’la güçlü ilişkilere sahip olmanın kendisini Arap dünyasında güçlü kıldığının farkında olan Katar, hiçbir şekilde bu iki stratejik müttefikinden vazgeçmeyecektir.

Suudi Arabistan ve Katar, Biden dönemine birbirleriyle kavga eden iki Arap ülkesi görüntüsü vererek girmek istemiyorlar. Var olan derin anlaşmazlıklarını dondurmak suretiyle iki ülke, Biden dönemine birlik içinde girerek Washington’la olan ilişkilerinde ellerinin güçlü olmasına dikkat ediyorlar. Yaşadıkları krizler ışığında Doha ve Riyad, düşmanlığın kendilerini Amerika ve Avrupa’da zayıflattığını fark etmişlerdir. Trump, İran düşmanlığı etrafında Körfezi bütünleştirmeye çalışmaktadır. Amerika’nın hedefinde bu olmasına rağmen, Katar, bu antlaşmayı İran karşıtı olarak sunmamak konusunda çok dikkatli davranmaktadır. Suudi Arabistan, İran’ın en tehlikeli düşman olduğunun altını çizmekte, ortak düşman olan İran’a karşı işbirliğini bir beka meselesi olarak görmektedir. Körfez ülkeleri arasında İran, en büyük anlaşmazlık konusu olmaya devam etmektedir.

EL-Ula Deklarasyonu, üç yıla yakın süredir devam eden Körfez krizinin bitmesi anlamına gelmektedir. Katar’a yönelik ablukanın kaldırılması ise, Körfez’in bir barış bölgesi olacağı anlamına gelmemektedir. Katar, Suudiler ve Emirlikler, El-Ula Bildirisiyle Biden dönemine güç bir hazırlık yapmış olarak girme niyetlerini ortaya koymuşlardır. İran yüzünden Körfez, birçok yeni gelişmeye gebe bulunmaktadır.