Kasımpaşalı Mursi
Mursi, Kasımpaşalıdır, Erdoğan da Rabiatü’l Adeviye’dendir.
Bundan dolayı zalimlere karşı direnişin sembolü Rabia’dır. ‘Minyeli Abdullah’ da aslında bir Kasımpaşalı değil midir? Hekimoğlu İsmail bu romanında “ Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” demek istemiyor mu?
Mursi, Menderes, Özal, Erbakan ve Erdoğan…
Davaları da kaderleri de aynı.
Menderes’i astılar, yan odada kokteylle kutladılar, on yedi yıl bayram diyerek kanı üzerinde tepindiler.
Özal’ı zehirlediler.
Erbakan namı diğer ‘Savunan Adam’ı her fırsatta tahkir ettiler.
Haysiyet cellatları onu düzmece ‘Kayıp Trilyon Davası’yla mahkum etmek istediler.
Erbakan’a da ancak bir yıl tahammül edebildiler. Hükümet süresi: 26 Haziran 1996 -18 Haziran 1997
17 Haziran 2019 Mursi’yi şehit ettiler….
Recep Tayyip Erdoğan’a şiir okumasına, milletin, mazlumların hakkını savunmasına, ‘one minute’ demesine düşmanlar.
Mursi ve Erdoğan kardeşler…
Tahrir ve Taksim aynı anda ihanetin merkezi yapıldı. Gezi Darbe Girişimi’nde Taksim’de darbe toplantısı yapanların Tahrir’de de toplanmaları, Mısır ve Türkiye’nin Sorosçuların hedefinde olduğunu göstermiyor mu?
“ Mursi gitti, sıra Tayyip’te”, sloganı atanlar Tahrir’i ve Taksim’i aynı amaç için işgal etmediler mi?
Mursi’nin yüzde elli iki oyla seçilmesiyle Erdoğan’ın da aynı oy oranıyla seçilmesinden benzetme yaparak müstehzi, bir eda ile “Yüzde elli iki yetmedi.” demekle darbeye kılıf arıyorlardı. Erdoğan’ı Mursi’nin akıbetiyle tehdit ediyorlardı. 15 Temmuz’da onu da şehit edeceklerdi.
Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesine şiddetle karşıydılar.
Tehditlerine devam ettiler;
3 Temmuz 2013 Sisi darbesi ve Gezi sonrası…
Gezi çapulcuları derdest edilince, FETÖ’yü açıktan devreye soktular. Ekim 2013’te ABD’de PKK’nın da katıldığı toplantıda çözüm sürecini bitirip tekrar ‘silahlı, çatışmalı dönemin’ başlatılmasına karar verdiler. 14 Kasım’da FETÖ’nün , dersaneler bahanesiyle ipini çözdüler. 16 Kasım’da Diyarbakır’daki Barış Mitingi’ni sabote ettiler. 17-25 Aralık darbe girişiminden altı gün sonra (1 Ocak 2014) MİT tırlarına saldırdılar…
Haziran 2014’te Musul Başkonsolosluğu’nu işgal ettiler ve çalışanlarını rehin aldılar. 10 Ağustos’ta Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyemediklerinden 6-8 Ekim 2014’te aralarında kurban eti dağıtan Yasin Börü ve arkadaşlarının da bulunduğu elli üç kişiyi katlederek kanlı yüzlerini bir kez daha gösterdiler. 2015’in 1 Kasım’ında yapılan genel seçimlerinden hemen sonra başlattıkları ve 2016’nın İlkbaharına kadar süren, 650 güvenlik görevlisinin şehit edildiği çukur-hendek terörüyle 15 Temmuz’a zemin hazırladılar: 15 Temmuz 2016 İşgal Girişimi…
Sisiler üç yıl sonra Türkiye’de ortaya çıktılar.
Sisigiller, her yerde: Arabistan’da, BAE’de, Bahreyn’de…
Sisi, Savunma Bakanı idi, Cumhurbaşkanı Mursi’ye, ülkesine ihanet etti. Erdoğan’ı da devletin en üst makamlarında görev verdiği, ‘kardeşim’ dediği kişiler hançerlemeye kalkıştılar, ihanetlerine devam ediyorlar.
“Ölsek de sevinin, eve dönsek de…”
Mursi evine dönemedi…
Onun da “kanına ekmek bandılar.”
Rabia’yı terör sembolü sayanlar Türkiye’ye de saldırmaya devam ediyorlar.
15 Temmuz zaferinin bir kahramanı da Muhammed Mursi’dir. Mısır’ın direnişi Türkiye’ye ilham oldu.
Erdoğan, 15 Temmuz gecesi halkı direnişe davet ederken elbette üç yıl önce Rabia’da yaşananlardan ders çıkardı. Bir ay meydanlarda millet nöbet tuttu.
Batı,15 Temmuz’da suskundu, Mursi’nin şehadetinde de suskun…
Rabia sembolünden kurt görmüş eşek gibi kaçıyorlar. Esmaların katilleri, Hamas’ı, İhvan’ı, Müslüman Alimler Birliğini ve Mursi’yi terörist ilan ettiler.
3 Temmuz darbesi de Mursi’nin şehadeti de ‘tiyatro’ bu alçaklar için.
‘Bilge Mankurtlar’ Sisi’yi meşrulaştırmak için Türkiye’yi Mısır’la işbirliğine zorluyorlar.
Mursi: "Hakkı ve hukuku korumanın bedelini gerekirse hayatımla öderim.", Erdoğan da :“ Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık.” diyor.
