KASIM İHRACATI REKOR KIRDI AMA\u2026
Kasım ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8,8 artarak 13,8 milyar dolara ulaştı. Gazeteler 'tüm zamanların rekoru kırıldı' diye manşet attı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı (TİM) Mehmet Büyükekşi de kasım ayı ihracatı için, 'Rakam, Cumhuriyet tarihimizin en yüksek aylık ihracat tutarı' dedi.
Otomotiv sektörünün ilk kez 2,08 milyar dolar ihracat gerçekleştirmesi, rekorun kırılmasında önemli rol oynadı.
Otomotiv sektörünü hazır giyim ve kimyevi maddeler sektörü takip etti.
Rakamlar memnuniyet verici.
Ne kadar övünülse azdır.
Yalnız ekonomide rakamları dans ettirerek kara veya pembe tablo çizmek mümkündür.
O yüzden rakamlara önyargısız ve objektif yaklaşmak, gerçek durumun kavranması bakımından zaruridir.
Aksi halde eksik ve yanıltıcı kanaat doğar ki, sorun tedavi edilmek yerine halının altına süpürülmüş olur.
İhracat rakamlarını da bu çerçevede değerlendirirsek, öyle manşete taşınacak parlak bir durumun olmadığı anlaşılacaktır.
Evet, Türkiye'nin en büyük ortağı Euro Bölgesi ekonomilerinin toparlanması, Uzakdoğu ve Ortadoğu'ya satışların artması ve liradaki değer kaybının etkisiyle ihracatta 'tarihi rekor' kırılmıştır ama...
İşte şu ama olmasa, işler yolunda diyeceğiz.
Diyemiyoruz, şundan dolayı; yıl keşke sadece kasım ayından ibaret olsa idi. Oysa hesaba katılması gereken 11 ay daha var. Ve bu süre zarfında ne yazık ki hiç de başarılı bir performans sergilenememiş.
Şöyle ki: Ocak-kasım döneminde ihracat geçen yılın aynı dönemine göre, bırakınız artmayı, binde 3 oranında azalmıştır. Rakamları okurken işimize geleni cımbızla çekip kendimizi kandırmayalım, bu olumsuz tarafı da görmezden gelmeyelim. Tekrar altını çizersek, kasımda ihracat şaha(!) kalksa da, yıl bazında gerilemiştir. Vites büyütülmezse, 2013 hedefinin tutması çok uzak ihtimal.
2013 yılında hedef 158 milyar dolardı.
Yılın ilk 11 ayında gerçekleştirilen ihracat 138,3 milyar dolar olduğuna göre, hedefin yakalanabilmesi için Aralık'ta 20 milyar dolarlık ihracat yapmalıyız. Bir mucize (!) olmazsa zor görünüyor, geçen yılki 152,5 milyar dolar seviyesine çıkabilirsek sevineceğiz.
Öte yandan 2023 için öngörülen 500 milyar dolar hedefine ulaşmak için, ihracatın her yıl yüzde 10-12 oranında artırılması gerektiğini de hatırlatalım. 2002- 2008 döneminde, 36 milyar dolardan 132 milyar dolara çıkarak 3,5 kattan fazla artan ihracat, küresel krizin tesiriyle yavaşlamış, son 5 yılda ancak 20 milyar dolar artabilmiştir. Yüzdeye vurursak 15'e tekabül ediyor ki, yıllık yüzde 3 artışa denk geliyor.
Son derece kifayetsiz bu tempo ile 2023 hedefinin yanına dahi yaklaşamayız.
Üzerinde uzun uzadıya düşünülmesi icap eden bir diğer mevzu da, ihracatın ithalata aşırı derecede bağımlı olmasıdır. İhracat kalemleri arasında ilk sıralarda yer alan motorlu kara taşıtları, kazan makineleri, elektrikli makineler, demir çelik üretip ihraç edebilmek için daha fazla ithalat yapmak zorunda kalmamız, daha açık ifade ile bu mallarla ilgili döviz gelirimizin giderimizden az olması sorunu da masaya yatırılmalıdır.
Son olarak, 'yükte hafif pahada ağır' ihraç ürünlerine ağırlık vermemiz gerektiğine parmak basıp yazımızı noktalayalım.