Kaşıkçı ve Brunson üzerinden istihbarat oyunları
Geçen haftanın iki önemli konusu vardı. Biri, rahip/papaz ve aynı zamanda CIA Ajanı Andrew Brunson’un serbest bırakılması… Diğeri de Suudi yönetimine muhalif olan Cemal Kaşıkçı’nın kaçırılmış ya da öldürülmüş olma ihtimalleri. Cemal Kaşıkçı ile ilgili Yeni Akit Gazetesi, 11 Ekim tarihinde bizim de görüşümüzü almıştı:
“Başlı başına bir ihanettir”
“Cemal Kaşıkçı’yı başka yöntemlerle ortadan kaldırmaları mümkünken neden İstanbul Başkonsolosluğu seçildi? Kaşıkçı’nın son bir yıldır Washington Post’ta yazdığı yazılar, ABD ve İsrail’in Körfez planlarını ifşa eder nitelikte. Suudi Arabistan, ‘sınırlarım dışında operasyon yapabiliyorum’ mesajını veriyor.”
***
Suikast mı? Kaçırılma mı?
Kaşıkçı’nın kaçırılması ya da öldürülmesi olayı, basit bir hadise olarak değerlendirilemez. Tam bir istihbarat savaşları ile karşı karşıyayız. Eldeki verilere baktığımızda, Kaşıkçı’nın kaçırılmış olma ihtimali daha yüksek görünüyor. Ama öldürülmüş olma ihtimalini de göz ardı etmememiz için yeterli sebepler var. Her şeyden önce, başkonsoloslukta insan öldürülmesi ve bu kadar açık verilmesi normal bir durum değil. Daha çok mesaj niteliği taşıyor gibi görünüyor.
Cemal Kaşıkçı'nın, Suudi Arabistan vatandaşı en büyük oğlu Salih Kaşıkçı, yabancı ülkelerin babasının ortadan kayboluşunu politik bir hale getirmeye çalıştıklarını öne sürerek, bunu tamamen kabul edilemez bir durum olduğunu söyledi.
Al Arabiya'ya verdiği röportajda Salih: "Bu sorun bir Suudi Arabistan vatandaşının kaybolması olayıdır. Suudi yetkililerle olayın iç yüzünü açığa çıkarmak için işbirliği içerisindeyiz" dedi. Salih Kaşıkçı ayrıca babasıyla en son Washington'dayken haberleştiğini de söyledi. "Babamın Türkiye'de olduğuna ya da oraya gittiğine dair hiçbir fikrim yoktu" diyen oğul Kaşıkçı, Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı olduğu iddia edilen Hatice isimli kadını tanımadığını, kadını basın aracılığıyla öğrendiğini de söyledi.
Buradan baktığımızda, Cemal Kaşıkçı’nın sağ olma ihtimali daha ağır basıyor.
Başkonsolosun tıp fakültesi öğrencisi olan oğlunun da konsolosluğa gitmiş olması, profesyonel suikast, delilleri yok etme düşüncesini oluşturmak için olduğu izlenimi veriyor
Sonuç:
Türkiye’ye, Türkiye’de operasyon yapabiliyorum mesajı veriliyor.
Cemal Kaşıkçı, Belki de öldürülmedi ve kaçırıldı.
Ama aynı zamanda profesyonel bir suikast olarak da gösterilmek istendi.
1. Kral Selman’ın halifelik ilanı için mıntıka temizliği
2. Muhaliflere gözdağı
3. Yurtdışında operasyon yapabilme gücünü göstermek
Kaşıkçı olayından bu sonuçlara varılabilir.
***
‘SUUD Selman'ın ılımlı halifeliği!’ yazımda daha önce yazmıştık.
Kral Selman - ABD (İsrail) işbirliği ile Selman’ın saltanatı ve Halifelik ilanı için, mıntıka temizliği devam edecek gibi görünüyor.
***
Kaşıkçı ve Brunson olayları arasında bir bağlantı var mı? Böyle bir soru akla gelebilir. Benim de aklımda bu soru var ve cevabı da var.
***
Haftanın Twiti:
9 Ekim 2018, Rahip/Papaz Andrew Brunson'un 12 Ekim Cuma günü duruşması var. Hakim, iktidardan bağımsız olarak, Bronson'u serbest bırakır... İktidar, hakime soruşturma açar ve mesele böylece kapatılma yoluna gidilebilir.
***
NOT: Pakistan lideri Müşerref’e göre, ABD 11 Eylül’den sonra Afganistan’a karşı operasyon başlatırken Pakistan’a şu tehdidi savurdu: "Teröre karşı işbirliği yapmazsanız bombalanmaya, Taş Devri’ne geri gitmeye hazır olun" (23.09.2006)
ABD bu tehdidi, nükleer güce/silahlara sahip olan bir devlete bile yapabiliyor. Türkiye bira an önce, adeta saman altından su yürüterek, nükleer silah üretimine başlamalıdır. İsrail’i de durdurmanın yolu da büyük ölçüde buradan geçiyor.