Kaşıkçı cinayeti, Suudileri sarsıyor!
Suudiler, Kaşıkçı cinayetinin gerçek anlamda ortaya çıkarılmasıyla hiçbir şekilde ilgilenmemektedirler. İstanbul’a gelen Suud’lu Başsavcı, Türkiye’nin elindeki kanıtların kendilerine verilmesini talep etmiştir. Suud’lu savcı, cinayeti işleyen 18 kişilik ölüm timinin sözde ifadelerini, İstanbul Başsavcısına vermiştir. Aslında bu ifadeler, cinayet timi mensuplarının gerçek ifadeleri değil, Suudlu yetkililerin kendi yalanlarına uygun bir şekilde kurguladıkları senaryolarıdır. Cinayetin başından beri Suudilerin oyunlarının ve yalanlarının farkında olan Türk yetkililer, Suudi’den gelen Başsavcının kendilerine verdiği ifadelerin geçerliliğine ve güvenilirliğine inanmamışlardır.
Suudi rejimi, imkansız olan bir şeyi gerçekleştirmeye çalışarak dünyayı aptal yerine koymayı hedeflemektedir. Cemal Kaşıkçı’nın Suud Kralı’nın ve Veliahdı’nin emriyle bir cinayet ekibi tarafından konsoloslukta öldürüldüğü ve bedeninin ortadan kaldırıldığı açık bir gerçekliktir. Cinayeti günlerce inkar eden ve türlü yalanlar uydurarak dünya kamuoyunu manipüle etmeye çalışan Suudi yönetimi, Türkiye’nin soğukkanlı ve dengeli bir şekilde dünyaya sunduğu bilgiler ve belgeler karşısında Kaşıkçı’nın konsolosluk binası içinde öldürüldüğünü kabul etmek zorunda kalmıştır. Cinayeti kabul etmesine rağmen Suud yönetimi, kendileri tarafından planlı ve profesyonel bir şekilde gerçekleştirilen bu uluslararası suçun, hiçbir şekilde Kral ve Veliahtla ilgisi olmadığına dünyayı inandırmaya çalışmaktadır. Suudiler, Kaşıkçı cinayetiyle ilgili her gün yeni yalanlar uydurdukça, dünya kamuoyu Suud düzeninin karanlık, kirli ve kanlı yüzünü daha iyi tanımaktadır. Kaşıkçı cinayeti sayesinde, Suud rejimini gizleyen, karanlık ve kanlı perde düşmüş durumdadır.
Suud rejimi, Türkiye’nin haklı ve meşru sorularını cevapsız bırakma politikasını sürdürmektedir. Türkiye, Kaşıkçı’yı öldürme emrini veren gerçek gücün kim olduğunu, Kaşıkçı’nın bedeninin nerde olduğunu ve cinayet timiyle işbirliği yapan İstanbul’daki kişinin kim olduğunu sormaktadır. Suudi’li başsavcı, ülkemiz makamlarının bu kilit sorularına şimdiye kadar tatmin edici hiçbir cevap vermemiştir. Suudiler, işledikleri Kaşıkçı cinayetinin vahşiliğine rağmen, sorumsuz, ciddiyetsiz ve laubali tavırlarını sürdürmeye devam etmektedirler.
Suudi yönetimi, Kaşıkçı cinayetini unutturmaya ve önemsizleştirmeye çalışmaktadır. Kaşıkçı cinayetini önemsiz bir olay olarak gördüklerini ve dünya kamuoyunun tepkisini gereksiz ve abartılı bulduklarını Kralın ve Veliaht’in tutumlarından anlamak mümkündür. Bütün önemsizleştirme ve sıradanlaştırma çabalarına rağmen, Kaşıkçı cinayetini, dünya kamuoyu unutmamakta ve Suud yönetiminin hesap vermesi konusunda baskı yapmaktadır. Dünya kamuoyunun baskısı, Suud yönetimini köşeye sıkıştırmıştır. Köşeye sıkışmışlık ve acizlik hali içinde olan Suud yönetiminin, Muhammed Bin Selman liderliğinde bir geleceğinin olup olmadığı ciddi bir şekilde tartışılmaktadır. Muhammed Bin Selman liderliğindeki bir Suudi Arabistan’ın bölge ve dünya için bir istikrarsızlık kaynağı olacağı konusunda şüpheler, kaygılar ve sorular sürekli olarak gündeme getirilmektedir. Kaşıkçı cinayeti, Veliaht Prens Bin Salman liderliğindeki Suudi Arabistan’ın Kuzey Koreleşme yoluna girdiğini göstermektedir. Bin Selman’ın Suudi Arabistan’a liderlik edemeyeceği ve Ortadoğu’nun geleceğinde etkili ve verimli bir rol oynama kapasitesinden yoksun olduğu dünyada yaygın bir şekilde anlaşılmıştır. Dünyada ve Suudi Arabistan’da Bin Salman’a alternatif olacak seçenekler konusunda çok ciddi bir arayış bulunmaktadır. Kaşıkçı cinayetinden sonra Suudi Arabistan’da hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Kral Selman ve oğlu, bundan sonra hiçbir şey olmamış gibi davranma lüksüne sahip değildirler.