KASET SİYASETİ
Sandık demokrasilerde en önemli argümandır. Ancak yeterli değildir. Sandığın yanında muhalefet, özgür basın, adil yargı, güçlü STK lar bulunması gerekir. Bunlar olmalıdır ki iktidar denetlenebilsin. İktidarın denetlenemediği bir sistemin o iktidar kimler tarafından oluşturulmuş olursa olsun dezenformasyona uğrama, nitelik kaybı vs. sonuçlarla karşılaşacağı aşikardır. Burada iki tane temel sorun bulunmaktadır. 1. si güçlü ve yeterli olmayan bu kurumlar iktidarın başarısızlığına neden olur. 2. si başarısız iktidar da ülkenin geri gitmesine neden olur.
Tüm bunların başlangıç noktası sandıktır. Eğer sandığı ortadan kaldırırsanız sadece bol miktardaki "0" kalır. Sandık hepsinin önündeki "1" dir. İlk şart olan sandığa sahip çıkmamız gerekmektedir. Yerel seçimler öncesinde kaset çalışmaları ile siyasetin dizayn edilmesi denemeleri önceki seçimleri hatırlatmaktadır. Bir genel başkanın değişmesini ve 7 civarında vekilin seçimlerden çekilmesi bu sayede sağlandı. Amaç hasıl olmuştu. Şimdi yeni bir seçim ve aynı senaryo uygulanıyor.
Bizim yapmamız gereken "1" e sahip çıkmak. Son günlerde gelen bilgiler hiçte iç açıcı değil. Halkın tercihine hiçbir zaman saygı duymayan, kabul etmeyen, 28 Şubat döneminde "iktidar olursunuz ancak muktedir olamazsınız" diyen zihniyet bugün seçimi engellemek istiyor. Zira iktidar olan parti muktedir de olmak onu getiren halkın taleplerini hayata geçirmek istiyor. Bu istek ile menfaatleri örtüşmeyen gruplar seçime "şaibe düşürmek" için her türlü çalışmayı yapmaktalar. Seçim unutulmaması gerekiyor ki halkın elindeki en güçlü argüman bunu kaptırmak demek halkın temsilen de olsa bulunduğu idareden tamamen dışlanması demektir.
Bu tespitlerden sonra kim hangi partiye oy verecek? Bu sorunun hiçbir önemi yok. Zira kim hangi partiye oy verirse versin partiler halkın iktidara taşındığı araçlardır. Bu araçlardan hangisini kendisine yakın buluyorsa onu tercih etmelidir. Burada sorunun kaynağını partiler oluşturmamaktadır. Meşru siyaset yapan partilerin tamamı bizim için çeşitliliktir ve olması gerekir. Sorun siyaset arenasına çıkmadan perde gerisinde siyaset yapan, kişilerin tercihleri üzerinde manipülasyonlar yapan veya seçime "hile" karıştırmaya çalışan, "şaibe" damgası vurarak halkın tercihinin saygınlığını ve geçerliliğini etkilemeye çalışan kişi ve grupların olmasıdır. Dikkat edilmesi gereken noktada budur. Bizlerin vatandaşlar olarak buna fırsat vermememiz gerekmektedir. Zira kastedilen bizim özgürlüğümüz, bizim tercihlerimizdir.
Seçim konusunu halletmiş olan bir ülke için ondan sonra gelen konular halkın temsil ve karar noktasında ne kadar yer alabildiği, adalet, basın ve stk ların işlevidir. Bu ikinci aşamaya biz hiç geçemiyoruz. Zira her seçim bize dayatılmaya çalışılan onu seçme bunu seç veya bu olmaz ise şu olur dayatmaları öyle fazla zaman almaktaki bu ikinci aşamaya geçilememektedir. Zira bunun sorgulaması seçim öncesi yapılması gereken bir süreçtir. Oysa seçim önceleri yaşanan, yaşatılan sorunlar herkesi sadece sandığa ve karşımıza sunulanların partiler üzerinden seçilmesine kilitlemektedir. Seçimden sonrada bu kişilerin çapı, bakış açısı, önümüzdeki 4-5 yılı şekillendirmektedir. Bu nedenle bu seçimde de bu sorgulamaları yapamamaktayız. 1. Aşamayı yapabilmek bize lütuf olarak gelmektedir. Bizler ne zaman 2. Aşamayı konuşmaya başlayabilirsek gerçek temsil, gerçek sorunlar ve gerçek çözümlere ulaşmış olacağız.
Saygılarımla.