Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Kasım 2016

Kaşan'a güz mevsiminde vardık

Hava, renk ve iklimiyle ruhları coşturan Kaşan şehri, İran'ın tam ortasında İsfahan eyaletine bağlı şirin ve tarihu00ee bir şehir. Şehrin her yerinden tarih kokulu binalar ve yapılar göze çarpar. Buradaki nüfusun İsfahan'a, Kum'a ve Tahran'a göç etmesi bir nevi şehri modernleşmekten kurtarmıştır.

Şairin mısralarında dile getirdiği

"Götür beni ey yüreğimi okşayan umudum.

Götür, şiirlerin ve coşkuların şehrine."

Gibi biz de bu emre uyarak bu kadim şehre vardık. Kaşan'a girerken ümidimizi tazeleyerek girdik. Fakat bu şehre talihsiz bir zamanda gelmiştik. Biz buraya gül mevsiminde değil meğer güz mevsiminde gelmişiz.

Kaşan'a vardığımızda başka bir şey daha öğrendik. Meğer burada gül festivali de yapılıyormuş. Gül festivalinin Bahar aylarında Mart'ın bitimi Nisan'ın başlangıcında yapıldığını öğreniyoruz. Bu da meşhur Nevruz ayının içinde oluyormuş. Gül mevsiminde gül dermeye gidiyorlar Kaşanlılar. Herkes burada işçi olmak istemez mi. Gül mevsiminde ve gül bahçesinde. Acaba Sinan Paşa'nın "Gül alırlar, gül satarlar. Çarşı pazarı güldür gül" diye tarif ettiği daha doğrusu iltifat ettiği bu şehir Kaşan mıdır?

Kaşan'da kapalı çarşı boylu boyunca uzayıp gidiyor. Burada doğunun bütün güzelliklerini bulabilirsiniz. Ara sıra çarşı kenarlarına açılmış büyük hanlara dalıyoruz. Buraların yeni hali de Kaşan'ı ziyaret edecekleri memnun edecek cinsten. Lokanta ve yaşam alanına dönüştürülmüş bu hanlarda özel olarak hazırlanmış halıların üzerine oturup çaylarımızı yudumluyoruz. Belli bir süre sonra soğuk havanın sırtımızı okşamasıyla artık kalkma vakti deyivermemiz bir oluyor. Otele varıp uykuya dalıyoruz.

Ertesi sabah güneşin bütün yaz boyunca tepemizde kaynadığını unuturmuşcasına kendimizi güneşli bir yere atmak istiyoruz. Fakat önce kahvaltı diyoruz. Kaşan'da Darvaz-e Devlet denilen caddede ilerlerken eski binaların yavaş yavaş yıkılıp yerlerine otel ve işyeri gibi binaların yapıldığını görünce üzülüyoruz. İslam medeniyetinin ortak mimarisi bir bir yok oluyor. Binalar arasında sıkışıp kalan küçük bir kapı görmüştüm de bu kapı beni küçüklüğüme götürdü. Dev binalar arasında sıkışıp kalan bu kapı aynen benim çocukluğumda büyüdüğüm evin kapısına benziyordu. Yine biraz ilerde otelin hemen yanında Karvansaray-ı mir penç ayakta kalmaya çalışıyor. Büyük tahta kapısının alt kısmı kırılmış ve modern insanlar tarafından teneke yapıştırılmış.

Burucurdlar evinin bahçesinde yerde bulduğum bir gül yaprağını u2013çok da tazeydi- ceketimin ön cebine kymuştum. Tahran'a dönerken en azından bu gül şehrinden bir hatura ile döndüğüme bir işaret olsun...