Kartları açık oynuyorlar
Artık sadece biz söylemiyoruz! Her şey ALENİ… Belki de onca hadiseye nazaran, bazılarının hala tereddütleri vardı, kim bilir? Ama adamlar şirazeyi öyle kaçırdılar ki, eteklerindeki taşları teker teker dökmeleri bizleri yine doğruladı. Kimden ve hangi meseleden mi bahsediyorum? Tabi ki Netanyahu’nun asker kaçağı oğlu Yair Netenyahu’dan ve geçen gün sosyal medyadan paylaştığı SKANDAL HARİTADAN söz ediyorum. Zira bu zibidinin “BÜYÜK İSRAİL” hedeflerine uygun olarak paylaştığı; Irak, Suriye ve İran’ın bir kısmını içeren, Türkiye’nin ise Doğu ile Güneydoğu topraklarını kapsayan "4 parçalı sözde Devlet" haritasının, kelimeleri kifayetsiz bıraktığı ortada. Çoğu stratejistin senelerdir Arz-ı Mevud şeklinde değindiği şey de, tam manasıyla bu demekti zaten. Öyle ki Siyonistlerin bu bereketli toprakları, kendilerinin uç beyliğini yapan PKK/YPG’ye de BIRAKMAYACAKLARI, bugün çocukların dahi idrakinde… Gerçi değişen Başkanlarına rağmen, ABD’nin DEĞİŞMEYEN PKK/YPG politikaları, görmek isteyene çok şeyler anlatmıştı geçmişte. Terör örgütüne tırlarca, uçaklarca yolladıkları silahlar da, bir nevi bunu işaret etmişti. Gelinen aşamadaysa “hak, hukuk, özgürlük algısıyla bölgede terör kantonları oluşturma, bunları birleştirme, akabinde devletleştirip en nihayetinde de İsrail ile bütünleşme projesi” tartışılmaz konuma sahip.
Anlayacağınız “ARTIK KARTLARI AÇIK OYNUYORLAR” demek mümkün. Hem de fütursuzca. O yüzden PKK/YPG’nin 11 Haziran’da K.Suriye’de planladığı sözde yerel seçimlerin, aslında kimlerin projesi olduğunu kavramak çok da güç değil. Bu minvalde adına sözde “Cezire Kantonu, Deyrizor Kantonu, Rakka Kantonu, Fırat Kantonu, Minbic Kantonu, Efrin-Şehba Kantonu ve Tabka Kantonu" koydukları yerlerde yapacakları seçimin, Türkiye sınırda bir “TERÖRİSTAN” tehdidini büyüttüğünü yadsıyamayız. Siz bakmayın ABD Dışişleri Bakanlığından gelen; “Türkiye’nin şiddetle karşı çıktığı yerel seçimler için gerekli olan özgür, adil, şeffaf ve kapsayıcı koşullar yok. Bölge aktörlerine seçime gitmeme çağrısı yapıyoruz” şeklindeki açıklamasına! Çünkü ABD böyle teknik ve kısa bir açıklamayla konuyu geçiştirip, arkadan da terör örgütüne seçimleri yapması için destek veriyor olması kuvvetle muhtemel. Buna yakın tarihten tecrübeliyiz nede olsa. Keza PKK/PYD/YPG/SDG elebaşlarından Salim Müslim’in; “Washington'ın Türkiye'yi kışkırtmamak için diplomatik bir açıklama yaptığını” iddia etmesinin de, fazla söze hacet bırakmadığı muhakkak.
Fakat burada bir “TUZAK” olma İHTİMALİNDEN de, söz etmeden geçemeyeceğim. Zira TÜRKİYE böyle bir oldubitti ‘ye, MİLLİ GÜVENLİĞİ adına kati surette İZİN VERMEYECEKTİR. Zaten olması gerekende bariz budur. Nitekim Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı Harekâtları gibi, kısa süre içerisinde başlaması beklenen K.Irak operasyonun da aynı mantıkta temellendiği açık. Ama bu sefer RUSLARIN SESSİZLİĞİ ve ABD’nin KAYPAK TAVRI göz önüne alınırsa, olası bir K. Suriye operasyonuna razı olacaklarını pek sanmıyorum. Üstelik hem ABD’nin hem de Rusya hava sahalarını kapatırlarsa, buna da şaşırmamak gerekiyor. Sahada bunlarla kafa kafaya gelme senaryolarıysa cabası… Elbette Devletimiz tüm önlemlerini, tıpkı geçmişte olduğu gibi kesinlikle alacaktır. Ancak burada kastettiğim EN BÜYÜK TUZAK, Devletimize yönelik “TOP YEKÛN BİR ALGIYA SOYUNMALARI” olacaktır. Neticede sosyal medyadan Türkiye'nin toprak bütünlüğünü hedef alan Yair Netanyahu’nun, şimdiden Türkiye'yi “SOYKIRIM YAPMAKLA” suçlamasının, bizlere ipucu verdiği aşikâr. Yani Millet olarak UYANIK olmamız gerektiği bir döneme girdiğimizi, tekrar hatırlatmakta yarar var kısaca. Kaldı ki bizler bu FARKINDALIKLA hareket ettiğimiz müddetçe, bu tür oyunların vücut bulması imkansızlaşacaktır. Terör örgütleri eridikçe de, demokrasimiz serpilecek ve bundan bütün Türkiye kazanacaktır. Özetle; SÖZ KONUSU VATANSA, GERİSİ TEFERRUATTIR diyebiliriz. Duyanlar, duymayanlara anlatsın lütfen!