Karşınızdakini ne kadar dinliyorsunuz?
Gündelik hayatımızda iletişim, gerek deneyimlerimizi ve gerekse de ihtiyaçlarımızı paylaşmamıza imkân veren ilişkiler kurmamıza ve başkalarıyla bağlantı kurmamıza yardımcı olan önemli bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Hem duygularımızı ifade etmemize, hem bilgi aktarmamıza, hem de düşüncelerimizi paylaşmamıza izin veren önemli bir faaliyettir. Tüm insanların iletişim kurması hayatın olmazsa olmazıdır. Fakat özellikle yüz yüze iletişime ayrı bir parantez açmakta fayda vardır. En etkili iletişim yüz yüze iletişimdir. Yüz yüze iletişimde jest ve mimikler devreye girmekte, bu durum iki tarafından da daha iyi anlaşmasına zemin hazırlamaktadır. Çağımızdaki dikkat dağıtıcı hususlar bu durumu zedeleyebilmektedir. Akıllı telefon ve tablet kullanımının yaygınlaşması, sanal iletişimin farklı boyutlara ulaşması dinleme sorunlarının sıklıkla yaşanmasına sebebiyet vermekte, bu durum arkadaşlık ilişkilerini zedelemekte, iş ortamında önü alınamaz problemler oluşturabilmektedir. Dinleme eylemini yerine getiremeyen bireylerin iletişim kazalarına uğraması kuvvetle muhtemeldir.
Çevrede olup biteni anlamak ve
değerlendirmek etkin bir dinleme faaliyetiyle gerçekleşmektedir. Fakat bir anda
dinlemeyi kesmek ya da dinler gibi yapıp dinlememek ilişkilerin bozulmasına
neden olmaktadır. Bir anda dinlemeyi bırakmak büyük bir özgüven sebebiyle
gerçekleşebileceği gibi; “ne söyleyeceğini zaten biliyorum” manasına da
gelebilmektedir. Dikkat eksikliği de dinlemeyi aniden bırakmaya neden
olabilmektedir. Söylenene odaklanamama bireysel bir problem olarak karşımıza
çıkmaktadır. Depresyon ve karmaşık bir ruh hali dinleme sürecini sekteye uğratabilmektedir.
Bazı kişiler sadece duymak istediklerini dinlemektedirler. Dolayısıyla
kendileri için hoş olmayan bazı ifadeler duyduklarında dinlememeyi tercih
etmektedirler. Kısacası sevmedikleri veya kendi inançlarına uymayan birçok şeyi
duymazdan gelebilmektedirler. Kızdığınız ya da şahsi olarak sevmediğiniz bir
kişi her ne kadar doğruları söylese de bilişsel uyumsuzluk devreye girer, bu
durum dinleme sürecini olumsuz bir şekilde sonuçlandırır. Narsisizmin de
dinlemeyi bırakmaya neden olmaktadır. Narsist kişiler başkalarının fikirlerine,
görüş ve bakış açılarına değer vermedikleri için kişiyi merkeze
almamaktadırlar. Bu da dinlemeyi bırakmayı sağlar. Sürekli “ben” diliyle
konuşan insanların da dinlemeyi aniden bıraktığı göze çarpmaktadır. Nomofobi
olarak da bilinen cep telefonu bağımlılığı da bir anda dinlemeyi bırakmaya
sebebiyet verebilmektedir. Özellikle çocuklar ve gençlerde bu durumun daha
yoğun yaşandığı araştırmalar neticesinde ortaya konmuştur.
Özel hayatta dinleme sorunları
yaşayan çiftlerin iletişim sorunları yaşaması zaman zaman boşanmalara da
sebebiyet verebilmektedir. Niyet okuma, yargılama gibi unsurlar da dinleme
noktasında sorunlar yaşatabilmektedir. İş hayatında da dinleme noktasında sorun
yaşayan bireylerin performans ve veriminin düştüğü görülmektedir. Özellikle
ekip çalışması açısından etkin bir dinleme oldukça mühimdir. İletişim
kazalarının yaşandığı iş ortamlarında temel sorunun dinlememe ve karşısındaki
saygı duymama olduğu ifade edilmektedir. İş yerinde dinlemesini bilmeyen ya da
dinlemeyi bir anda bırakıp başka noktalara odaklanan insanlara güven giderek
azalmaktadır. İş ortamında saygının oluşabilmesi adına önce empati ve
karşısındakini dinlemek çok mühimdir. Tabii iş ortamında karşısındakini
dinlemek kadar, konuşanın da aynı şekilde karşısındakine saygı göstermesi ve
ifadelerini özenle seçmesi uyum açısından önemlidir. Aile ortamında eşler
arasında dinlememe sorunu da ilişkilerin zedelenmesine neden olabilmektedir.
Bunun üzerine öfke, kırgınlık meydana gelebilmektedir. Hatta bu durumun
çocuklara yansıması da aile düzenini ve birlikteliğini bozabilmektedir.
Dinleme öncelikle karşısındakine saygı
duymayla başlar. Gerek iş ortamında, gerek arkadaş ortamında, gerekse de
profesyonel yaşantımızda sorunlar yaşamamak, sıkıntılarla karşılaşmamak adına
etkin bir dinleme gerçekleştirmek elzemdir. Empati kurmak karşımızdakini daha
iyi dinleme ve anlama noktasında ciddi bir fayda sağlamaktadır. Yargılmak
yerine anlayabilmek, iletişime açık olmak modern dünyada etkin dinleme
gerçekleştirebilmek adına olması gerekendir.
Bu hususları kendine alışkanlık eden bireylerin gerek iş, gerek özel
hayatında, gerekse de arkadaş ortamında sorunlarının minimum düzeye
indirgeneceğini söyleyebilmek mümkündür.