Dolar (USD)
34.60
Euro (EUR)
36.31
Gram Altın
2985.83
BIST 100
9649.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Kasım 2015

KARLOFÇA-AYESTEFANOS VE SURİYE MUHAREBESİ

Bir yanda NATO diğer yanda Varşova Paktı,

İki kutuplu dünya,

Birisinin başını ABD, diğerinin Sovyetler Birliği çekiyordu,

Biri diğerine diklenirlerken paktlara üye küçük devletler tirtir titredi, en küçük kıvılcım telafisi asırları bulacak savaşlara sebep olacaktı.

Bu korkulu bekleyiş yaklaşık yarım asır sürdü.

Sonuç,

NATO üyesi hiçbir ülke ile bir Varşova Paktı üyesi ülke savaşmadı.

Hiçbir NATO ülkesi Varşova Paktı'nın, hiçbir Varşova Paktı ülkesi de NATO üyesi ülkenin sınırlarına "tecavüz" etmedi.

Ve 66 yıllık NATO tarihinde ilk defa Türkiye bir NATO ülkesi olarak Rus uçağını düşürüyor. Hem de 1699 Karlofça ve 1878 Ayestefanos/Yeşilköy komplekslerini yerle bir ederek.

Geçtiğimiz Pazartesi günü sabah saatlerinde Rusya'ya ait bir savaş uçağı F16 savaş uçaklarımız tarafından düşürüldü. Türkiye sınırlarına yaklaşan iki Rus savaş uçağı uyarılıyor. Bir uçak rotasını değiştirirken diğer uçak rotasını değiştirmeden Türk Hava Sahasına giriyor, 5 dakika boyunca 10 kez uyarı yapıldıktan sonra uçak Türkiye sınırları içinde vuruluyor. Bu uçakların uçuş sebebi Türkmenlere bomba yağdırmaktır biline.

Ama bunun öncesi var, 3 Ekim günü Rus savaş uçakları Yayladağ'da Türk hava sahasını ihlali oluyor ve 2 F-16 engellemede bulunuyor, Rus pilotlar pilotlarımızın uyarılarını dinleyip geri dönüyorlar ve Moskova protesto notasına muhattab oluyor.

Rus savaş uçakları 4 Ekim günü de iki F-16'ımızı taciz ediyor, uyarılınca, "bir navigasyon hatası" olduğunu söylediler ve olay kapanıyor. Sonuncu ihlalde Türkiye Rusya'nın Ankara Büyükelçisine, "bir daha olmasın, şayet olursa siz de biz de üzülürüz" uyarısını yapıyor. Meydana gelen taciz ve ihlallere binaen Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Angajman kurallarımız bellidir, TSK tam olarak talimatlandırılmıştır"diyerek gerekli müdahalenin yapılması için yeni bir emre gerek olmadığını, ihlal ve taciz durumlarında pilotlarımızın emir gereği müdahalede bulunmalarının gerekliliğine vurgu yapıyor. Pilotlarımız da ihlal gerçekleşmeden önce ve sonrasında on kez uyarıda bulunmuş, bu uyarıya kulak asmayan Rus uçağını düşürmüştür. Yani, ilk defa olan bir olay değil, bu uçağın düşürülmesi kaçıncı ihlalden sonradır.

Rusya olayın sıcaklığıyla önce "bir ihlal yoktu" dedi, ihlal ispatlanınca bu sefer "uyarılmadık" demeye başladı. Ses kayıtları ortada, bunun saklısı gizlisi olmaz.

Hatırlarsanız 2003 1 Mart tezkeresi geçmemiş, içimizdeki "İrlandalılar" koro halinde "eyvah bittik, ABD bunun hesabını çok ağır sorar, artık bizi kimse kurtaramaz" demeye başlamıştı.

2009 ONE MINUTEsonrası "asıl şimdi yandık, İsrail ABD'den de tehlikeli, görün bakın neler olacak" diye zırladılar. Ama Allah var, İsrail onları kırmadı, 9 kardeşimizi MAVİ MARMARA'da şehid etti.

Aynı İrlandalılar bu kez de Ruslaşıp "bittik, bittik mahvolduk"şarkısını çiftetelli makamında söylemeye başladılar. Adına Milli sporcu falan denilen ve şimdilerde BAĞIŞ TOPLAYACILIĞI yapan Nasuh Mahruki, "bunun hesabını AKP'ye sor Putin" diyerek Erdoğan düşmanlığının insanı nasıl da mahruklaştırdığını göstermiş. Aynı Mahruki Türkiye DAEŞ bağlantısını kurduktan sonra "Dünyanın süper gücüyle kafa kafaya gelme"riskini gözlerimize sokuyor.

Yani dünyanın süper gücü olunca her ne yaparsa yapsın siz Ok Sirdiyeceksiniz öyle mi?

Bakın Rusya müdahale sonrası "Uçak seferleri iptal edilmeyecek. Doğalgaz sevkiyatı devam edecek. Askeri yanıt düşünülmüyor"dedi bile.

Kabul,

Rusya ile savaş isteyen yok, olmasın da, lakin Rusya hem Esed'in yanında yer alarak 400 bin Suriyeli insanın katledilmesine yardım edecek hem de gelip burnumuzun dibinde Türkmenleri katledecek, üstelik bunu da Türkiye hava sahasını kullanarak yapacak ve biz de Rusya süper güç yapar ise yapsın diyeceğiz.

Peki, ne zaman büyük devlet olacaksınız?

Ne zaman kendi kardeşlerinizin hak ve hukukuna sahip çıkacaksınız?

Kendi sınırlarını yani hak ve hukukunu "süper güç" diye feda edecek ülkeler, milletler daima ezilmeye mahku00fbm olurlar.

Dünya biliyor ki Rusya Suriye'ye DAEŞ'i vurmaya değil, Esed karşıtı güçleri vurmaya geldi. Rusya Türkmenler üzerinden ve "Lazkiye Devleti"ni hazırlamak için geldi.

Rusya'nın Türkmenlere ağdırdığı bombardımanlar şu anlama geliyordu: "Ey Türkmenler, bakın tek dostunuz, kardeş bildiğiniz Türkiye üzerinden sizi vuruyorum." Türkiye de buna "Öyle yağma yok"diyerek Ruslara cevap verdi. Çünkü Türkiye Türkmenler konusunda son derece hassas. Bunu Rusya anlamalı, kavramalı, ABD de Türkiye'nin bu hassasiyetini aklından çıkarmamalı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın söylediklerini anlamaya çalışalım. Rus tehditlerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "özür dilemek bize değil sınırlarımızı ihlal edenlere düşer" ya da "Bu coğrafyaya bakışımız başka ülkelerinki gibi olamaz, Suriye, Mısır, Balkanlaru2026 bizim meselemizdiru2026" cevapları mirasını iftiharla taşıdığı medeniyetin değeri ve gücüdür. Bu sözler "çevre ülke" kompleksinden kurtulup "merkez ülke" olmanın bilinciyle söylenmiş sözlerdir.

Peki, bunun karşısında Putin ne diyor? Fetullahçı Terör Örgütüne ait medya ve sosyal medyanın yalan haberlerini esas alıyor. Onlarla beraber Putin de uğradığı irtifa kaybıyla DAEŞ'in petrolünden söz ediyor. Cumhurbaşkanımız "ispatlasın istifa ederim" diyerek iftiranın sahip(leri)ne tokadı bastı.

Aynı Putin FETÖ'nün "CİHADİST ERDOĞAN"jurnallemelerini esas alarak "Erdoğan Türkiye'yi İslamlaştırıyor" diyerek cehaletini ispatlıyor.

Türkiye Ortodoks'muş da Erdoğan İslamlaştırıyor! Bu sözün sahibi, bu ülke insanının % 99'unun Müslüman olduğunu bilmiyorsa kendi ayıbı. Ama Sayın Putin "yeğenlerinin" Müslüman olacağından endişe ediyorsa yapılacak bir şey yok.

Son olarak,

Asil Alperen Yalçın Topçu'nun da dediği gibi "Rus uçağı gelip evimizin üstünde racon kesiyorsa onu indirmek milli ve haklı bir davadır."Korkaklar ve Ak Partiyi Rusya krizi üzerinden vurmak isteyenler bu fırsatı kaçırmasın, yoksa 2223 yılına kadar beklemek zorunda kalırlar. Merak etmesinler, Rusya cesetleri dondurucu özelliğe sahip makinalar icat edecekniş.

Olay budur, seyre doyamayacaksınız.