Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Haziran 2022

Kardelen

Sahip olduğumuz nimetlerin farkına varanlardan olmak ne iyi. Zamanın ruhuna nüfuz edebilmek ve ömrü verimli kılmak ne güzel! Geçmişi bilmek ve okumak bu bakımdan çok önemli. Neler yaşanmış geçmişte ve bugün biz hangi değerlere sahibiz acaba? Gücümüzün farkında mıyız? Keşke bunun için ara sıra zihnimizi yorsak, mazi ile günümüz arasında mukayeseler yapsak.

Geçmişte ‘bir lahana yaprağı’ kadar dergimiz, gazetemiz yoktu. Büyüklerimiz o hayalin hasretiyle yaşadı ömür boyu. “Neşriyatımız olsa da derdimizi anlatsak!” dediler. Artık var, aslolan farkına varabilmek. Zira nimete şükür gerek. “Nimet, şükür görmezse gider.” buyurmuş büyüklerimiz. Şikâyetçilerin, müzmin muhaliflerin göz ve kulağına ne oldu ki, bir türlü gelişmeleri görmez, iyilikleri duymazlar.

Pazar günü bereketli geçti. 11. Dergi Fuarı’nın son günüydü. Sirkeci Garı’na koşarcasına gittim, stantları ziyaret ettim. Ömürlerini kültüre, sanata, medeniyete adamış insanlar karşılıyor sizi. Yüzlerinde tebessüm, ağızlarında dua. Şehir ve Kültür dergisinin standında sohbetim olacak. Mehmet Kâmil Berse Bey ve dostları orda. Selam veriyorum. Yanda Diksiyon ve Edebiyat standında Mahmut Topbaşlı konuşuyor. “Komşu hakkı”na uyulmalı. Oturup dinledim. Mustafa Aydın ve Uğur Canbolat oradalar. Az sonra Şerif Aydemir abi geldi. Mahmut Topbaşlı iyi bir şair ve kıymetli bir yazar. “Vatan”ı anlattı, bir sevgiliyi anlatırcasına. Söz dağarcığından inci mercanlar çıkardı. Şiir mızrabıyla gönül telimize dokundu. Okudu, anlattı, söyledi. Sadece dimağlarımızı değil yüreklerimizi de açıp kulak verdik, can kulağıyla dinledik. Faruk Yılmazer, Mehmet Ballı, Zekeriya Yılmaz, Kul Garip vd. Az sonra Şehir ve Kültür standına geçtik. Aynı ekip sandalyelerini çekip mekânı şereflendirdi. Üzeyir İlbak göründü, Şamil Kucur oturdu, Şenol Tombaş ve evladı iştirak ettiler.

Konumuz dergi. Rahmetli Asım Gültekin derdi ya: “Dergin mi var, derdin var.” Dertlerimizi konuştuk. İflah olmaz mecmua sevdamızı dillendirdik. Mesela onca laf arasında şunu da söyledim: “Bazı belediyeler ne yazık ki lüks kâğıda pahalı ve kötü dergiler çıkarıyor. Hâlbuki onların yerine, çıkmakta olan bir kültür sanat dergisine hamilik etseler, bu hizmete omuz verseler çok daha hayırlı olur.” Bu teklif alaka gördü ama sesimizi kim duyar, kim uygular? Bu yazıyı birkaç belediye yetkilisi okur da tatbik eder mi? İnşallah diyelim, ümit dünyası! Zira kapanan her edebiyat dergisi ile bir kültür kalemizi teslim etiğimizi bilelim.

Az sonra hattat Prof. Dr. Hüsrev Subaşı Hocamız geliyor. Yanında hanendeler ve sazendeler. Hocadan, Bûtimar dergisini kızı Şeyma Hanımın çıkardığını öğreniyoruz. Telmih ekibinden Özgür Çoban’la selamlaşıyoruz. Mustafa Burhan ile ayaküstü konuşuyoruz. İstanbul şarkılarını, “Yemen” türküsünü dinliyoruz sanatçılarımızdan. Bilahare Şehir ve Kültür dergimizin paneli için salona geçiyoruz. Profesör dostlarım Süleyman Kızıl toprak ile Abdulhamit Avşar’ı dinliyorum. Çıkışta, fuarı düzenleyen Fatih Bayhan’la karşılaşıyoruz. Milat gazetemize hazırladıkları “Dergi Dostu Gazete” plâketini, bana teslim ediyor. Emanetle yola koyuluyorum. Ver elini Eyüp sultan!

Eyüp sultan Hazretleri’ne sırtlarını dayayarak başarıdan başarıya koşan Ekrem Erdem Bey ve ekibi Üzeyir İlbak, Elif Tokkal ile Elif Sönmez ışık, Kardelen’in doğum gününü kutlamak üzere dostları davet etmişler. Kardelen, derneğin beşinci ve yeni dergisi. Çocuk dünyamız! Başında edebiyat öğretmeni, bizim de yazı kursumuzdan Elif Tokkal Hanım var. Olağanüstü bir heyecan içinde. Gayret timsali, ilk sayının tatlı telaşını yaşıyor. İyi gazeteci dostum Bünyamin Yılmaz’la oturup hâlleşiyoruz. Toplantı başlıyor. Başmisafirimiz eski Kültür ve Turizm Bakanımız Atilla Koç. Kanaatimce siyaset dünyamızda en çok kitap okuyan büyüğümüzdür. Veciz konuşmasını tebessümle dinliyoruz.

Hasbelkader mikrofonu fakire de uzatıyorlar. Çocukluk çağımızda Doğan Kardeş ve Mavi Kırlangıç gibi dergilerle büyüdüğümü, daha sonra Türkiye Çocuk’ta müdürlük yaptığımı, ilk kitabımın Edebiyatçılarımızın Çocukluk Hatıraları olduğunu ve nihayetinde 23 Nisan’da doğduğumu söylüyorum. Çocuk dünyamı kuşatan Kardelen’in doğumunu da yürekten kutluyorum. Sonra bizim neslin yetişmesinde merhum iki mühim zatı, Kemalettin Tuğcu ve Vehip Sinan’ı rahmetle anıyorum. İlk göz ağrımız Tuğcu, 500 kitabın yazarıydı. Vehip ağabey “Topuz” ve karikatürleriyle nesiler yetiştirdi. Onlar adına “edebiyat” ve “çizgi” yarışmaları düzenlenmesini teklif ediyorum. İnşallah gerçekleşir. Torunum Ahmet Alp şanslı! Zira gönül huzuruyla ona teslim ettiğim Kardelen var. İlk sayısı ümit vadediyor. Ömrü uzun, istifade edeni bol olsun. Hey çocuklar! Kardelen sizin için çıktı, biliyorsunuz değil mi? Aman alıp okumayı ihmal etmeyin. Sahip çıkın ki ardından “Kardelen Yayınları” da geliversin. Kim bilir, belki ilerde Topuz maceralarıyla keyifli yolculuklara bile çıkabilirsiniz.