Dolar (USD)
34.45
Euro (EUR)
36.07
Gram Altın
3008.36
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Mart 2017

Karargah mı rahatsız, Aydın Doğan mı?

Aydın Doğan'ın Amiral Gemisi Hürriyet son yıllarda prestijini, okuyucusunu, güvenirliğini büyük oranda kaybetse de yine yazdıkları ile mesela bir Sözcü'den, Milliyet'ten, Takvim'den hatta Milat'tan daha çok ses getirmeye devam ediyor.

28 Şubat sürecini hatırlayanlar Amiral Gemisi'nin darbeci generallere "sopa" olup sivil siyasetin, sivil vatandaşın, sivil iradenin omuzlarını dövdüğünü görmüştü. Aydın Doğan'ın Hürriyeti'nin "sopa"lığı 28 Şubat'taki darbe amacına ulaştıktan sonra da devam etti. Öyle ki, vatandaş 21 Şubat 1999 gecesi bankalardan hortumlanan 75 milyar doları göremediği gibi, gecelik faizlerin 45.000 (yazı ile kırkbeşbin) liraya çıktığını da göremedi. Hayat pahalılığı ölümlere yol açtığı halde, yüz binlerce insan işini kaybettiği halde, onbinlerce işveren iş yerini kapattığı halde, IMF'in kapısında el pençe duran FETÖ'nün dürüst! Ecevit'i iflasın Kemal'ine erdiği halde vatandaş olan biteni yeterince göremedi.

Göremezdi, çünkü Amiral Gemisi karartmalardaydı. Liseli öğrencilerin namaz kılmasını, "irtica okulların bodrum katında saklanıyor." manşetleriyle gösterip ortalığı bulandırıyordu. Açlık, ülkenin her yerine sirayet ettiği halde Hürriyet ve Aydın Doğan Medyasının diğer gazete ve kanalları gözlerimiz görmesin diye Amirallerinden aldıkları gaz ile vatandaşın sakalını, kız öğrencilerin başörtüsünü "şeriat geldi" alçaklığıyla gözlerimize sokuyordu.

Bildim bileli Hürriyet Gazetesi için "darbecilerin sesi" diyenler yine haklı çıtı. Çünkü bu gazete geçen gün, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın dediği gibi "Devleti birbirine düşürme" tehlikesine imza attı.

"Karargah Rahatsız" manşetinin doğrudan devletin birliğine yönelik bir kundaklama olduğu açıktır. 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünün üzerinden 9 ay geçti. Ne bedeller ödendi, ne acılar yaşandı. 15 Temmuz'da Türkiye büyük bir felaketi, iç savaşı, işgali bertaraf etmişken atılan bu manşetin iyi niyet ile uzaktan yakından alakası olamaz.

Suriye'de TSK destan yazarken, millet 15 Temmuz şokunu atlatmaktayken orduyu yıpratan, devleti acze düşürmeye yönelik bu manşet ülkeye, millete, TSK'ya, hükumete sabotaj girişimidir.

Ama bu haberin başka bir yönü daha var, bunu es geçemeyiz, geçersek asıl o zaman hata yapmış oluruz.

Anladık, Aydın Doğan ve medyası suçlu, manşeti kötü niyetli, maksadı tehlikeliu2026 Peki, Allah aşkına bu "Karargah" dedikleri -her neresi ise- suçsuz mu?

Hande Fırat asparagas haber mi yaptı?

Hayır. (Ama eğer bu haber asparagas ise Aydın Doğan da Hande Fırat da gazete yönetimi de vatana ihanetten yargılanmalı, bu ayrı mesele)

Hürriyet 28 Şubat sürecinde olduğu gibi darbeye yol temizliği yapmak için masa başı haber mi hazırladı?

O "Karargah" dedikleri yer her neresi ise oradan birileri Aydın Doğan'ın Hürriyet'ine darbe süreçlerindeki rolünü hatırlatmış. Tezekkür konusunda sakat olan Doğan'ın Hürriyet'i de görevini eksiksiz yerine getirmiş oldu.

Acaba diyorum, Amiral Gemisi ve sahibi 15 Temmuz FETÖ darbesi sonrası oluşan ordu-millet kaynaşmasını mı kundaklıyor?

O zaman başka bir soru daha akla geliyor:

TSK içinde milletin ordusunun milletle kaynaşmasını tehlikeli bulan "Karargah" sözcüleri kim/ler?

Zira 7 maddeye tek tek baktığımızda sadece "TSK'da başörtüsü serbestisi"nden duyulan rahatsızlık ön plana çıkıyor. Diğer maddeler başörtüsü maddesinin yanında yeşillik olarak duruyor. Elbette TSK'nın yıpratılması bizi de rahatsız ediyor. Bu konuda hassasiyet gerekli. Lakin işin aslına baktığımızda aslında "Karargah"ın derdinin orduyu yıpratmak olduğu da görülüyor.

Şimdi biz de o "Karargah"a soralım:

Başörtüsünden, yani dini bir tercih olan kıyafetten rahatsız olan "Karargah"ın içine 40 yıldır dinin en kırma, en sahte, en aşırı, en sinsi, en alçak, en tehlikeli inanç ve söylemine sahip olan FETÖ'cülerin sızmasından bir rahatsızlık duymamanızı nasıl izah edelim?

Teravih namazı kıldığı için "dinci/mürteci!" diye yaftalayıp ordudan atılan subayların yerini FETÖ ile doldurmayı nasıl anlayalım?

Genelkurmay Başkanını Karargah'ında koruyamayan "Karargah" onları da, Genelkurmay Başkanını da, ülkeyi de o gece koruyan aziz millet ile Karargah'ımızın, ordunun hiçbir dönem olmadığı kadar yakınlaşması, kaynaşması kimleri rahatsız etti?

"Karargah"ı tamamen ele geçirip tarihin en hain darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ bu planlarını hangi ülkenin karargahında planlayıp yürüttü? TSK'nın istihbaratı bütün bu hazırlıklar yapılırken nerelerdeydi?

Yoksa rahatsız olan Amiral Gemisi'nin "Karargahı" mı?