''Karar Alıcılar'' ve ''Maşalar''
“Sosyalizmin tek bir ülkede kurulması olanaksızdır. Ancak tek merkezden yönetilen bir dünyada küresel bir yönetim biçimi olursa hedefine ulaşabilir. Kapitalist dünya ekonomisi; farklı ülkelerin ekonomilerinin bir toplamı değil, bir bütünüdür”
Özetle yazdığım bu tanım; “Troçkizm” diye bilinen, aslında Marksizm’in Kızıl Ordu’nun da kurucusu da olan Troçki tarafından yapılan yorumlamasıdır. Bugün halen bu tanım üzerinden ülke siyasetlerini belirleme, dünya siyasetini yönlendirme gayretinde olan birçok isimden bahsetmek mümkün. Bunlardan birisi de Trump’ın 2019 yılı başında Venezuela’dan sorumlu temsilci olarak atadığı Elliott Abrams…
Reagan döneminde etkin şekilde sahne alan, neo-con hareketin kurucularından birisi olan ve Troçkist olduğunu çeşitli vesilelerle ifade etmekten çekinmeyen Abrams; dünyanın ancak merkezi Kudüs’te yer alan bir küresel hükümete sahip olduğunda huzura kavuşacağını savunan Siyonist Yahudi ve Siyonist Hristiyanların da (Evanjelistler) öncülerindendir. Reagan döneminden sonra baba Bush döneminde tekrar ABD siyasetinde etkin olmaya başlayan Abrams’ın, Irak’ın işgali için strateji üreten ekibin başında olduğu da biliniyor. Yani Irak işgali için gerekçe gösterilen ve hiçbir zaman bulunamayan kitle imha silahlarının varlığı yalanı Abrams’a ait… Meşhur “Irangate” skandalında da ceza alanlar arasında da yer alan Abrams, şu anda Venezuela temsilcisi olarak yeni bir görevin başında…
Venezuela’da ve daha ötesi bundan sonra “Karayipler Havzası”nda yaşanacak tüm olayları bu bilgiler ışığında okumak gerekiyor. Bölgeyi şekillendirmek isteyen akıl ve o aklın en önemli temsilcilerinden birisi olan Abrams, insani noktada hiçbir hassasiyeti olmayan, konulan hedefe ilerlerken hiçbir kural tanımayan ve tanımayacak olan bir zihniyete sahip. Maduro’yu devirme konulu tiyatronun “Venezuela ordusu insani yardımları ülkeye almadı” konulu perdesinde, söz konusu yardım kolilerinin içerisinden tüketim süresi/son kullanma tarihi dolmuş gıda maddelerinin çıkması da bu tespitin ispatı niteliğinde…
Tek merkezden yönetilen, “tek dil, tek din, tek bayrağa” sahip bir “Dünya Hükümeti” hayali kuran ve bu hedefi bölgesel hamlelerle zamandan bağımsız olarak nesillerce sürecek olsa dahi nihai hedef olarak kendilerine belirleyen, kendilerini kat’i karar alıcılar olarak gören bir oluşum var ve varlığını her alanda hissettiriyor. Bugün Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerin tamamında, kurulan “Küre İttifakı”nda, Suriye’de, Yemen’de bu oluşumun ayak izlerini, ham-maddesi insan olan terör örgütlerinin işlediği tüm cinayetlerin suç aletlerinde yine bu oluşumun parmak izlerini görmek mümkün.
Hangi ideolojik akımın temsilcisi, hangi inancın mensubu olursa olsun; tıpkı bir kısım Hristiyanları; “ahiret sizindir, dünya bizim” diyerek evanjelizm ile hedeflerine maşa yapıp “devşirdikleri” gibi herkesi farklı bir noktadan yakalayarak kendilerine hizmet ettiriyorlar. Ve ne yazık ki, hizmet etmeye gönüllü o kadar çok insan ve grup var ki, bu konuda çok da zorlandıkları söylenemez. Tıpkı ülkemizde maşa haline getirdikleri hainler ve maşa olmak için can atanları bulmakta zorlanmadıkları gibi…