Karantina garanti değil
Muhasebe zamanı…
Dünya, koronavirüs tehdidi altında. Hemen hemen her ülke karantina şartlarına mahkûm.
1Aralık 2019’da Çin’de ortaya çıkan bu virüs dört ay içinde tüm dünyayı etkisi altına almış durumda. Başta Amerika ve Avrupa olmak üzere dünya salgınla mücadelede çaresiz.
Türkiye, 12 Mart’ta aldığı kararla 16 Mart 2020 itibariyle tüm okulları ve üniversiteleri tatil etti. 28 Mart itibariyle de şehirlerarası otobüsle yolcu taşınmasını yasakladı. Camilerden sadece ezan okunuyor. Çünkü virüsün yayılmasını önlemenin başka çaresi yok.
Evlerimizdeyiz…
Sokağa mecbur kalmadıkça çıkılmıyor.
Kendi elini kendi yüzüne sürmek bile riskli…
Ya evleri, vatanları, devletleri olmayanlar ne olacak? Milyonlarca mültecinin akıbeti karanlık. Yunanistan’ın sınırdaki mültecilere karşı gösterdiği tutum ve davranış da artık vicdanların kuruduğunun ilanıydı.
Muhasebe zamanı…
Milyonlarca insanı mülteci durumuna düşürenlerin ve mültecileri terörist ilan edenlerin kaçabilecekleri bir yer var mı?
Kızının akli dengesini korumak için atılan bombaların bir oyundan ibaret olduğunu anlatmaya çalışan Suriyeli babanın yürek yangınını hissedebilirler mi? Babası gözlerinin önünde katledilen ve babasının kanı yüzüne fışkıran Afrinli Şiyar’ın acısını biraz olsun yüreğinde duyabilir mi?
Terör örgütünün dağa kaçırdığı evladını isteyen anne/ babanın kin ve hasret yükünü omuzlayabilirler mi?
Kibir abidesi devletler, şaşkın.
Obezitenin pençesindekiler gıda yağmalıyorlar.
Bombalanan şehirleri, köyleri, evleri, kahkahalarla seyreden çağdaş firavunlar kendi canlarının derdine düştüler.
Binlerce tır dolusu silah verdikleri terör örgütleri ne olacak?
‘Bombaların anası’ dedikleri bombayla yüzlerce kişiyi düğün konvoyunda katledenlerin de ölüm enselerinde.
Depremden sonra, seçmen sandık sonuçlarını açıklayarak enkaz altında kalanları siyasileştirenler, şimdi de korona virüsten ölenlerin orta yaş üstü olduğunu dolayısıyla da iktidar partisi seçmenlerinin azaldığını söyleyecek kadar zıvanadan çıkmış durumdalar.
Bunlar nerede beslendiler, zehirlendiler?
Mehmet Akif, Bir Gece şiirinde cahiliye dönemini “Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!” diye anlatıyor.
Bugün de değişiklik yok…
Cemal Kaşıkçı’yı 2 Ekim 2018’de nasıl ne amaçla ve kimler katledilmişlerse Suriye’de, Irak’ta, Arakan’da, Keşmir ve Doğu Türkistan’da da öldürmeye devam ediyorlar.
Türkiye’de yıllardır cinayet işliyorlar, aynı mahfiller..
Çin’in Doğu Türkistan’da korona virüsle mücadele etmediği, aksine onu bir kitle imha silahı gibi kullandığı iddia ediliyor. İran’ın da Fars kökenli mahkûmları evlerine gönderdiği, Türkmen mahkûmları ölüme terk ettiği haberleri basına yansımış durumda.
“Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,”
Tam da durum bu.
Yine, Üstadın ifadesiyle:
“Tırnağı, en yırtıcı hayvanın pençesinden,
Daha keskin eliyle, başını ensesinden,
Ayırıp o genç adam, uzansa yatağına;
Yerleştirse başını, iki diz kapağına;
Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi? ”
Daha neler!..
BAE Emiri, Esad ile telefonda korona virüsü görüşmüşler. Ateşkesi virüsle ihlal etmeyi planlıyor olmalılar.
ABD- Meksika sınırında El Salvadorlu babayla on bir aylık kızı ve Bodrum’da sahile vuran Aylan bebek…
Cunta tetikçilerinin gözleri önünde otuz dakika can çekişen Mursi’ye duyarsız egemenler;
Karantina garantili bir dünyanın müsebbipleri…