Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Ağustos 2019

Karakoç Umudu

Üstat Sezai Karakoç’un her sene dostları ve okuyucularıyla bayram buluşması vardır. Bu bayramın ikinci günü de gelenek değişmedi. Haseki’deki Yeniden Diriliş Partisi binasına gittiğimde salon tıklım tıklım doluydu. Üstada selam verip bayramını kutlarken yeni baskısı yapılan Unutulmayan Edebiyatçılar kitabımı takdim ettim. Teşekkür edip “Hayırlı olsun.” dedi.

Herkesin bayramını tebrik ederek söze başlayan üstat, “Bizi yoldan çkarmak istediler. Yoldan çıkarılmak istendik. Ama şükürler olsun ki Müslüman kaldık. Yoldan çıkabilirdik, çıkmadık. Bu bayramda Müslüman kaldığmız için Allah’a şükrediyoruz. Yoldan çıkanlar, ayağı kayanlar için üzülüyoruz ve onların kurtulmaları için dua ediyoruz.” dedi. Ufuklu konuşma şöyle başladı:

“Müslümanlar için en büyük nimet hacdır. Hac, Müslümanlara Allah’ın büyük bir iyiliği, imkânıdır. Haccı idrak edebilirsek, Müslümanlar için yenilgi yoktur. Hac, zekât ve namaz tekrarlandığı için alışkanlık hâline geliyor, kıymetini bilmiyoruz. Sonra tesbih: Subhanallar, Elhamdülillah, Allahu ekber!”

İbadetin ruhumuzda uyandırdığı güzellikleri anlatan Karakoç, İslam âleminin günümüzdeki durumuna temas etti ve şöyle dedi: “Müslümanlar bugün yabancıların tesiriyle dağılmış, parçalanmıştır. Libya, Suriye, Irak, Pakistan, Afganistan, Doğu Türkistan ve diğer İslam ülkeleri perişan vaziyette. Avrupa, ezanı okutturmuyor. Aynı şeyi Çin, Doğu Türkistan’da yapıyor. Müslümanlara ezanı dinletmiyorlar. Afganistan ve Doğu Türkistan, bu acıya lâyık değiller. Ruslarla Çinlilerle, İngilizlerle, Amerikalılarla çarpıştılar. Sonuna kadar kahramanca çarprıştılar. Onların başına gelenlerden biz Müslümanlar sorumluyuz, biz suçluyuz. İran ve Pakistan, Afganistan’a sahip çıkmadılar, bu ülkeyi topraklarına katmak istediler. 10 Sene Ruslarla harbeden Afganlılar, şimdi de ABD ile savaşıyorlar. Doğu Türkistan, Afganistan ve Filistin, ümmetin çocuklarıdır. Ümmet, bu küçük ülkeleri korumayamadı. Hâlbuki buralar, medeniyetimizin ilk topraklarıdır. Doğu ve Batı, bu medeniyetin izlerini yok etmek istedi. Bu Müslüman kardeşlerimiz suçsuz ama ceza çekiyorlar. Biz sahip çıkmazsak, onlarla ilgilenmezsek vebalimiz artar. Zalim devletler birbirlerinden çekinmese dünyayı işgal edecekler.

İslam’ı yaşamamız gerektiğini kaydeden üstat Karakoç daha sonra İslam birliğinden ve Müslümanların kardeşliğinden bahsetti. Şu ölümsüz sözler ona ait: “Bütün Müslümanlar kardeştir. Sınırlar geçicidir. İslam devleti ve İslam milletine sahip çıkmalıyız. Kur’an’ı Kerim’de geçen İslam milleti bir ırka tekabül etmez. Kur’an’da ‘İbrahim Milleti’ denilir. Bu ifade, tevhin inancına bağlı olanlar içindir. ‘İbrahim Milleti’, İslam milleti demektir. İbrahim’in dini tevhid dinidir. Bügün tek din vardır. O da İslam’dır. Diğer dinler, sapmadır, bozulmuştur. Hıristiyanlık ve Yahudilik yoldan çıkmış, tamamen bozulmuş ve asliyetini bozmuştur. Hazreti Musa’nın, Hazreti İsa’nın, Hazreti İbrahim’in söylemediklerin i yayıyorlar. Bizim bilim adamlarıızın, araştırmacılarımızın bunları ortaya çıkarması lazım.”

“Biz Batı karşıtı değiliz, hiç bir ülkeye düşman değiliz. Müslümanların birliğinden yanayız. İslam’ın huzur ve barış içinde yaşamasını istiyoruz. Doğu ve Batı’nın da kendi barışı içinde olmasını isteriz. Halklar masumdur. Ama Batı ve Doğu, bir savaşa hazırlanıyor.” diyen üstat konuşmasını, “Zülkarneyn ve Mehdilik” kavramlarına açıklık getirdikten sonra umut dolu şu sözlerle bitirdi: “Müslümanlar, hidayet devrini yaşayacak ve İslam’ı dünyaya yayacak. Asla ümitsiz olmamak lazım. Küçük ayrılıkları abartmamak gerek. Her şeyi yöneticilerden beklememek lazım. Onların dış bağlantıları, ticari münasebetleri olabilir. Biz aydınlar, bütün Müslümanları birleştirmekten asla vazgeçmemeliyiz. İlkelerimizden vazgeçmemeliyiz. Tek toprak, tek devlet, tek bayrak altında birleşebilir Müslümanlar. Karamsar olmayacağız. Hiç bir zaman ümidimizi yitirmeyeceğiz. Azimle çalışacağız. Müslüman ümitle canlanır, direnir, dirilir ve ayağa kalkar.”