Kar deyip geçmeyin!
Gökyüzünden alelade düşen parçacıklar olarak görmeyin kar tanelerini. Hammaddesi topraktan yükselen toz, denizlerden yükselen buz ve atmosferden karışan havadır. Toz zerresi etrafında üşüyen bulut ve suya doymuş hava ile oluşur gökyüzünde. Her biri büyük mimarın bilgisi ve haberi dâhilinde, her biri diğerinden farklı, her biri bir mimarlık şaheseri ve her biri nakış nakış işlenerek, biçim biçim süslenerek inerler gökyüzünden.
Kar taneleri yeryüzüne vurulmuş
mühürdür adeta. Hem Allah’ın (c.c.) eşsiz sanatını gösterirler hem de Allah’ın
(c.c.) kudretini haykırırlar. Başımıza konan bu minicik kelebeklerin farkında
olmayız çoğu kez. Yüce sanatkârın harikalarıdır onlar. Tek bir tanesini bile
tüm dünyanın bir araya gelse de var edemeyeceği bu kelebeklerin milyarlarcası
birbirine dokunmadan inerler gökyüzünden ve beyaz bir örtü gibi örterler
yeryüzünü. Biz onları aynı görürüz ama her biri farklıdır diğerinden. Bize çok
şey anlatırlar ama hiçbirini anlamadan seyrederiz onların inişlerini.
Sadece toprağı örtmekle kalmaz
kar taneleri. Tabiatın değişimini de gerçekleştirirler aynı zamanda. Üç mevsim
kirlenen yeryüzünü temizlerler adeta. Yeryüzü ve yeraltı su kaynaklarını
beslerler. Bitkileri donmaktan kurtarırlar. Baharı müjdelerler. Bereket
taşırlar. Neşe kaynağı olurlar herkese. Özlemle bekleriz gökyüzünden inmelerini
ve çocuklar gibi karşılarız gelişlerini. Perdeyi aralayıp gelişlerini
seyrettikçe mutluluk dolar hanelerimize. Sıcak odalarımızdan şiirler yazarız
soğuk ama sıcak gelişlerine.
Kimimize neşe kaynağı olurken
kimimize de çile olurlar aslında. Kimsesizleri ansızın yakalar, üşütür ve
korkuturlar. Evsizlerin kâbusu olurlar ıssız sokaklarda. Hazırlıksız olanların
hışımla çalarlar kapılarını karanlık gecelerde. Ölümü hatırlatırlar yaşını
başını almış olan fanilere. Yarını hesap etmeyenlere unutulmayacak çok özel bir
ders verirler. Umursamaz kişilerin
ayağının altında kaygan zemine dönüşür ve yere serer koca bedenlerini. Çatı
kenarlarında bir oka dönüşür ve düşerler zeminde dolaşanların başına. Ayağını
yere sağlam basamayanların altında bir kızağa dönüşür ve hesap edilemeyen
yönlere taşır insanları.
En çok çocuklar sever karları.
Tatil demektir onlar için kar taneleri. Geleceğe tatlı hatıralar bırakırlar kar
taneleriyle. Kardan adamlar yaparlar geleceklerini yansıtarak. Kartopu yapar
hayallerine atarlar. Hayal kurarlar kar taneleri ile yeni baharlara. Bazen
içine taş koyar intikam alır kızdıklarından. Bazen üzerlerinde dolaşır
ayaklarının altında çıkardıkları sesleri dinlerler. Onları seyrettikçe çocuk
olmak isteriz. Çocukluğumuza gideriz onlarla. Anılar canlanır gözümüzde onların
mutluluklarını görünce. Kaybettiklerimiz gelir aklımıza, hüzünleniriz.
Tevhidin göstergesidir kar
taneleri. Muntazam ve muazzam bir dönüşümü gösterirler bize. Yeryüzünü beyaza
boyayan kar taneleri Allah’ın (c.c.) sıfatlarını düşündürür bize. Yeri
nemlendirmesiyle nimete şükrü, yeri örtmesiyle tövbeyi, yeryüzünün üzerine
atılan ölü toprağı ile ölümü, üzerinde titizlikle yürüyerek takvayı, düşe kalka
giderken sabrı öğretir bize. Tabiatın kefenidir karlar. Gökyüzüne yükselmek için
süzülürler toprağın bağrına. Renkleri yoktur ama renkli günler yaşatırlar bize.
Kar deyip geçmeyin!