Kapsayıcı Kapitalizm Konseyi
İki büyük dünya savaşı sonrasında 1920'lerde Milletler Cemiyeti ve 1940'larda da Birleşmiş Milletler kuruldu. Muhtemelen bir üçüncü dünya savaşı sonrasında da küresel hükümeti kuracaklar.
1992 yılında Strobe Talbott, Time Dergisi’nde “Küresel
Ulusun Doğuşu” başlıklı bir makalesinde şöyle diyordu:
“İster çok uluslu devlet düzeyinde isterse bir bütün olarak
gezegen düzeyinde olsun, demokrasi için en iyi mekanizma, her şeye gücü yeten
bir Leviathan veya merkezileştirilmiş bir süper devlet değil, bir
federasyondur, belirli yetkileri bir merkeze tahsis eden ayrı devletlerin
birliğidir.”
Açıkçası söylemek istediği şuydu: “Gelecek yüzyılda,
bildiğimiz gibi ulusların modası geçmiş olacak; tüm devletler tek bir küresel
otorite tanıyacak. Ulusal egemenlik o kadar da iyi bir fikir değildi.”
1974 yılında, Richard N. Gardner de Foreign Affairs’de yazdığı
bir makalede şöyle diyordu:
“Kısacası, “dünya düzeni” yukarıdan aşağıya değil, aşağıdan
yukarıya inşa edilmelidir. William James'in ünlü gerçeklik tanımını
kullanırsak, bu büyük bir "patlayan, vızıldayan kafa karışıklığı"
gibi görünecek, ancak ulusal egemenliğin etrafından dolaşıp onu parça parça
aşındırmak, eski moda cepheden saldırıdan çok daha fazlasını başaracaktır.”
Elbette bu tür söylemleri farklı yerlerden de duymuş
olmalısınız. Time ve Foreign Affairs gibi küreselcilerin dergilerinde çok
farklı analizlere de denk gelebilirsiniz.
Bu planlama, “Yeni Dünya Düzeni”, “4. Sanayi Devrimi”,
“Büyük Sıfırlama” gibi farklı isimlerle karşımıza
çıkıyor. İsimler değişse de plan hep aynı.
Şimdi size bir konseyden bahsedeceğim. Brandon Smith adlı
bir yazarın makalesinde detaylı bir biçimde anlatılıyor.
Küresel hükümet çalışmaları bugün “Kapsayıcı Kapitalizm Konseyi”
(The Coalition for Inclusive Capitalism) denilen bir oluşumla çoktan başladı
bile.
Kapsayıcı Kapitalizm Konseyi’nin kurucusu, Rothschild
Hanedanlığı'nın üyesi Lynn Forester de Rothschild'dir.
Konsey, her yıl Papa Francis ile bir araya gelen “Kapsayıcı
Kapitalizmin Koruyucuları” olarak bilinen bir çekirdek küresel liderler grubu
tarafından yönetiliyor.
Bu liderler, yönetim altındaki varlıklarda 10.5 trilyon
doları, piyasa değeri 2,1 trilyon doları aşan şirketleri ve 163'ten fazla
ülkede 200 milyon işçiyi temsil ediyor.
Dupont, Motorola, Bank of America, Salesforce, Merck, TIAA,
Visa ve Mastercard gibi 300’e yakın şirket bu konseyin bünyesinde.
Herkes için adil bir toplum ve ekonomi inşa etmek için tüm
dinlerin sermaye liderleriyle birleşmesi gerektiğini düşünüyorlar. Hatta başlamışlar
bile.
Son yıllarda kriz üstüne krizle, kitleleri böyle bir dünya
yönetimini kabul etmeye doğru itiyorlar.
WEF'e düzenli olarak üst düzey küreselciler katılırken,
bunlar daha çok üst düzey bir düşünce kuruluşu iken, Kapsayıcı Kapitalizm
Konseyi üyeleri teoriden çok uygulama ile ilgileniyor.
Kapsayıcı kapitalizmin temel amacı, kitleleri komünizmin
yeniden tasarlanmış bir versiyonunu kabul etmeye ikna etmektir. Hani “ekonomik
geleceğiniz için artık endişelenmenize gerek kalmayacak” diyorlar ya, işte bunu
kastediyorlar.
Ancak bunun bedeli
özgürlüğümüz olacak.
Kapsayıcı Kapitalizm Konseyi, adil bir enerji dönüşümü
konusunda şirketlere yön verecek bir çerçeve yayınladı. Tahmin ettiğiniz üzere “iklim
değişikliği” adına karbon kontrolleri ve vergilendirme ile alakalıydı.
Bu süreçte, ekonomimizde ve endüstrimizde tam bir altüst
oluş olmadan net sıfır karbonun imkansız olduğunu düşünüyorlar.
Zira bunlar oldum olası insanların Dünya'nın düşmanı
olduğunu iddia ederler. Bu yüzdendir ki, gezegeni ve kendimizi yok etmemek için
her eylemimizi elitlerin kontrol etmesine izin vermemizi istiyorlar.
Buna izin verir
misiniz?