Kapsayıcı eğitim
Kapsayıcılık son yıllarda üzerinde oldukça durulan ve en fazla tartışılan konulardan biri haline gelmiştir. Dünyada meydana gelen savaş, afet, göç gibi olumsuz durumlar nedeniyle kapsayıcılık kavramı güncelliğini korumaktadır. Bireylerin yaşadıkları olumsuz durumların bir sonucu olarak topluma uyum sağlamaları ya da herhangi bir sebepten dolayı oluşan dezavantajlı durumlarından dolayı kişisel eğitim alma ihtiyaçları, kapsayıcı eğitim anlayışını ortaya çıkarmıştır. Kapsayıcı eğitim anlayışıyla birlikte eğitim imkânlarından yararlanamamış bireylerin özellikle de çocukların bu imkânlardan yararlanmalarına yönelik eğitim planlamaları ve uygulamaları ön plana çıkmıştır.
Kapsayıcı eğitim, etnik yapı, sosyal sınıf, sağlık, cinsiyet, sosyal katılım, kültür gibi nedenlerle nitelikli eğitime ulaşma da sorun yaşayan bireylerin eğitim süreçlerinden dışlanmaması ve bütün bireylerin eğitim ihtiyacından eşit faydalanması olarak değerlendirilebilir. Kapsayıcı eğitim anlayışının yaygınlaşması özellikle emperyalist politikalarla yaşadıkları yerlerden zorla göç ettirilen insanların bulundukları topluma uyum sağlamaları için uluslararası kuruluşların eğitime yönelik politika metinlerine girmesiyle başlamıştır. Uluslararası kuruluşlar tarafından oluşturulan eğitime yönelik politika metinleri, kapsayıcı eğitimi farklı birey ya da grupların ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde sosyal bir politika kavramına dönüştürmüştür. Geçmiş yıllarda kapsayıcı eğitim uygulamalarının daha çok engelli ve özel ihtiyacı olan çocukların eğitim süreçlerini kapsamasına yönelik görüşler yoğunluk oluştururken uluslararası kuruluşların politik eğitim metinlerinin etkisiyle günümüzde öğrenme farklılıkları, eşitlik, toplumsal konular, kültürel farklılıklar gibi geniş bir alanı da içerisine almıştır. Genel anlamda toplumda dezavantajlı durumda olan tüm bireyler, kapsayıcı eğitim uygulamalarının hedef kitlesi içerisinde bulunmaktadır. Kapsayıcı eğitim uygulamaları, her insan için gerekli olmakla birlikte özellikle çocuklar için önemli bir haktır.
Kapsayıcı eğitim gerekçeleri eğitimsel, sosyal, ekonomik ve hukuki gerekçeler olarak dörde ayrılmaktadır.
- Eğitimsel gerekçe, kişisel ihtiyaçlara yönelik öğretim yöntemlerinin olması ve öğrenci faydasının ön planda tutulmasıyla tüm öğrencilerin öğrenme durumlarının olumlu etkilenmesidir.
- Sosyal gerekçe, toplumda kaynaşma, birlikte yaşama ve farklılıkların zenginlik olduğunun vurgulanmasıyla toplum kapsayıcılık seviyesinin artış göstermesidir.
- Ekonomik gerekçe, kapsayıcı eğitim faaliyetlerinin bir arada eğitim anlayışıyla tüm öğrencilere daha az maliyetle nitelikli eğitim sağlamanın yolu olarak görülmektedir.
- Hukuki gerekçe, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi I. kısım 1. maddesinde yer alan “Tüm çocukların dili, dini, etnik durumu ne olursa olsun eğitim alma hakkı vardır.” maddesidir.
Kapsayıcı eğitim uygulamalarıyla bireysel farklılıklara aldırış etmeden bireylerin öğrenme etkinliklerine katılımlarını arttırmak önemlidir. Bireylerin sosyal yaşam ve kültürel konularda topluma kabulleri noktasında yaşayabilecekleri dışlanmaları engellemek için kapsayıcı eğitim uygulamaları önem arz etmektedir. Kapsayıcı eğitim uygulamalarının temelinde “Her öğrenci eşit derecede önemlidir.” anlayışı olmak zorundadır. Bu anlayışın temele alınmasıyla birlikte bireylerin kişisel özellikleri, ihtiyaçları, ilgileri dikkate alınarak eğitim programları, ortamları, yöntemleri ve materyalleri kapsayıcı eğitim uygulamalarına uygun hale getirilmektedir. Kapsayıcı eğitim uygulamaları, bireyin toplumdan dışlanmasının sonlandırılmasının yanında dışlanma riskini de ortadan kaldıran ve tüm bireylerin topluma olumlu katkı yapmalarını hedefleyen önemli bir amacı olmak zorundadır.
Türkiye’de eğitim sisteminde dezavantajlı grupların toplum tarafından kapsayıcılığının artması için sürekli ve sürdürülebilir kapsayıcı eğitim uygulamalarına yer verilmektedir. Kapsayıcı eğitim uygulamalarıyla sadece dezavantajlı bireylerin değil, kişisel eğitim ihtiyacı olan bireylerin de eğitim ihtiyaçları önemli ölçüde karşılanmaktadır. Farklılıklara sahip öğrencilerle birlikte bir arada yapılan kapsayıcı eğitim uygulamalarıyla tüm öğrencilerin öğrenmelerinde olumlu ilerlemeler de sağlanmaktadır. Kapsayıcı eğitim uygulamalarının sürdürülebilirliğinde ve uygulamalarında öğretmenlerinde rolü büyüktür. Türkiye’de kapsayıcı eğitim uygulamaları bir sorun kaynağı olarak değil aksine eğitim ve öğretimi daha da zenginleştirmek için kullanılan bir yöntem haline gelmiştir.
“Dünyanın neresine giderseniz gidin dili, dini, ırkı farklı olsa da insan insandır. Bu sebeple insanın olduğu her yerde nitelikli olduğu kadar bir o kadar da kapsayıcı eğitime ihtiyaç vardır.”
Tüm okuyuculara selam eder saygılar sunarım.