Kapı’dan Giriş
Kültür sanat sezonu başladı, hem de hızla, cevvalce ve coşkuyla. Fuarlar, sergiler gerek İstanbul’da gerekse Anadolu’da ardarda açılıyor. Bu kültürel hareketliliğin, ekonomik hayatımıza da katkı sağlayacağını unutmamak gerek.
Kapı Yayınları’ndan elime ilk ulaşan yeni kitaplardan bahsetmeliyim. Kısa bir süre önce ebedî âleme uğurladığımız merhum Haluk Dursun’un Nil’den Tunaya Osmanlı ve İstanbul’da Yaşama Sanatı kitaplarının yeni baskıları nefis bir şekilde yapılmış. Coğrafyamızın bereketi ve güzelliği, tarihimizin ihtişamı ve zarafeti, bu iki eserde kendisini apaçık gösteriyor. Haluk Dursun’u, bugüne kadar okumamış olan kitapsever dostlara tavsiye ediyorum. Bir medeniyet âşığı olan rahmetli yazarımız ve kültür erimiz, bir bakıma bütün birikimini, aşkını, şevkini, ufkunu, hayalini ve tasavvurlarını bu iki eserinde bir araya getirmişti.
Büyük Fuzuli’nin Leyla ve Mecnun mesnevisi, dünya çapında bir şaheser. Yüzyıllardır dilden dile, elden ele dolaşan bir duygu tarihi. Doğu edebiyatının en önemli mesnevi konusu olan “Leyla ve Mecnun” hikâyesi bir çok şairimiz tarafından yazılmşıtır. Ama bunlar arasında Fuzuli kadar etkileyici bir başka şair düşünülümez. Zaten Fuzuli sadece bizim edebiyatımızın değil, dünya edebiyatının da en büyük siması, en üstün sanatkârıdır. Bu kesin! Aşk’ı gerçek hüviyetiyle bilen, tanıyan ve anlatan Fuzuli’nin bu seçkin eserini A. Azmi Bilgin ve Abdulhakim Kılınç yayına hazırlamış. Orijinal metin bir sayfada, günümüz Türkçesiyle hazırlanan metin ise tam karşısındaki sayfada yer buluyor. Yani hiç kimse “Anlamıyorum, dili bana ağır geliyor.” gibi bir bahaneye sığınamaz artık. Fuzuli’nin yazdığı orijinal metni de okuyorsunuz, günümüzdeki söyleyişini de.
Mevlâna ve Etrafındakiler, Sipehsâlâr Mecdeddîn Ferîdûn’un eseri. Yayına Mustafa Çıpan hazırlamış. Dönemin minyatürleriyle bezenmiş, açıklayıcı ve iç huzuru artırıcı, titizlikle hazırlanmış bir güzel eser. Hakiki aşkın mahiyetini bilen ve yaşayan Hazreti Mevlâna âşıklarının ellerinden düşürmeyecekleri ve sevdiklerine de tavsiye edecekleri kıymettar bir eser.
Yeni Osmanlılar Tarihi Ebuzziya Tevfik’in eseri. Son devir Osmanlı siyasi tarihinin çalkantılı yıllarının anlatıldığı bir kitap devrin görsel belgeleri ve “kim kimdir?” ekiyle de zenginleştirilmiş. Muhalif olarak bilinen Yeni Osmanlılar hakkında yazılmış ilk kaynaklardan. Agâh Efendi, Ahmet Midhat Efendi, Âli Paşa, Ziya Paşa, Namık Kemal, Şemseddin Sami, Şinasi ve diğerleri... Yeni Osmanlılar ne istiyorlardı, dertleri, amaçları neydi? Mücadelelerinin sonunda gayelerine ulaşabildiler mi? Kitabı okuyunca bazı karanlık noktaların aydınlandığını rahatlıkla göreceksiniz.
Günümüz seyyah yazarlarından Haldun Hürel’den ve eserlerinden daha önce bahsetmiştim. Hürel’in yeni kitabı, Eski İstanbul’a Yolculuk adını taşıyor. Dünya tarihinde gelmiş geçmiş en büyük iki imparatorluğa başkentlik yapmış olan kadim şehir İstanbul’un kıymetini bilen ve onun değerini herkese anlatmak isteyen Haldun Hürel, bu yeni kitabında da bizi yine ilginç yolculuklara çıkarıyor. Eski İstanbul’un eskimeyen güzelliklerine doğru yürütüyor ve esaslı bir mihmandarlık yapıyor. Eski İstanbul sâkinleri, âdetleri, gelenekleri, davranış biçimleri, kısacası eski sosyal ve kültürel hayat. Bu eserler Kapı Yayınları’ndan çıkmıştı. Şimdi de Alfa’dan elimize ulaşan bir başka eseri duyurmak istiyorum:
Mehmet Fuad Köprülü, Cumhuriyet devrinin en büyük tarihçilerinden, araştırmacı ve yazarlarındandır. Siyasette bulunsa da daha ziyade ilim adamlığı vasfıyla tanınıyor ve hatırlanıyor. Köprülü’nün bütün eserlerini bir dizi olarak kültür hayatımıza kazandıran Alfa, külliyatın 10’ncu kitabını da ilim âlemine sunmuş bulunuyor: İslâm Türk Hukuk Tarihi Araştırmaları ve Vakıf Müessesesi. Modern Türk tarih yazımının yüz aklarından kabul edilen Köprülü, Türk ve İslam hukuk tarihini, hukukî sembollerindeki motifleri, hukuk tarihi açısından çok önemli bir yeri olan ‘bey’, ‘çavuş’, ‘daruga’ gibi çeşitli unvan ve terimlerini kitapta açıklıyor. Ayrıca eserde, Köprülü’nün fıkıh ve İslamiyet’le birlikte gelişen en önemli yapılardan biri olan vakıf müessesesi hakında kaleme aldığı derinlikli makaleleri de bir araya getirilmiş. Kitaplar düşüncelerimizi kanatlandırıp ufkumuzu genişletiyor. Öyleyse bıkmadan usanmadan okumalıyız.