Kapalı Maraş Açılımı
Bir önceki hafta sonu, Azerbaycan’daki Parlamento Seçimleri’ni tâkip etmek üzere Bakü’deydik.
Dönüşte, yüreğimizi yakan şehit haberlerinin geldiği, büyük insanlık dramının yaşandığı İdlib’e gittik.
Oradaki göç yollarında, kamplarda “katil rejim”in tehdidi altında inim inim inleyen, kışın soğuğunda donarak ölme noktasına gelen kardeşlerimize ulaştık, insanlık dramının acı sahnelerine içimiz parçalanarak şâhitlik ettik.
Kafamızın bir yerinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki “Tarihi Toplantı”ya katılmak da vardı, ama kısmet olmadı.
Gözümüz, kulağımız, kalbimiz ateş topuna dönen coğrafyamızda ve elbette “Kapalı Maraş’ı Açma Açılımı”ndan dolayı Yavru Vatan KKTC’de.
Evet, Kapalı Maraş, Allah’ın izniyle açılacak.
BM, AB, ABD, İsrail, Rusya ve başka bin türlü belâ bu işe karşı; hatta “KKTC’nin başındaki” bile bize karşı ama…
Allah’ın izniyle, Kapalı Maraş açılacak.
İçimizdeki “İrlandalılar”a rağmen açılacak!
Malûmunuz, dün Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’dan oluşan heyet, “Kapalı Maraş”ta düzenlenen, “Hukuki, Siyasi ve Ekonomik Yönleri ile Kapalı Maraş Açılımı” adlı toplantıya katılmak üzere Yavru Vatan’daydı.
Yunan şımarıklığının had safhaya ulaştığı ve çok daha kötüsü KKTC’nın başındaki zâtın “Yunanlıları sevindiren” berbat lâflarla öne çıktığı bir süreçte “son derece anlamlı” bir hareket.
Nisan ayında KKTC’de seçim var.
Ada’daki “azınlık zihniyeti”, Türkiye’yi hedef alıyor.
Yıllardır “KKTC’de olan bitenlere” dikkat çekmeye çalışıyoruz, “Kıbrıs gençliği kayıyor!” diye diye dilimizde tüy bitti.
“Kıbrıs’ın en güzel yerlerini Türkiye düşmanlarının politik amaçlarla satın aldığına”, Kıbrıs’taki kesimleri birbirine düşürmek isteyen ajanların cirit attığına, manevi eğitimin yerlerde süründüğüne, cami yapılmak üzere bağışlanan arazilere “kötü ev”lerin yapıldığına dair ne yazılar kaleme aldık, ne haberler yaptık…
Lâkin…
“Yukarıdan sinyal gelmeden topa girmeme” alışkanlığı edinmiş “medya unsurlarını”harekete geçirmeyi bir türlü başaramadık.
Bu yazılar ve haberler Türkiye ve KKTC’de bu konularla yakından ilgilenen geniş bir çevreye ulaşmamızı sağladı, onlarla sık sık görüşürüz.
Bugün, gelinen noktada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Kıbrıs meselesine “çözüm getirecek” bir kararlılıkla asıldığını görmenin heyecanını yaşıyoruz bu dostlarımızla birlikte.
Endişelerimiz var ama ümitlerimiz çok daha fazla.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay’ın başını çektiği Türkiye heyeti, Kıbrıs’taydı dün.
Büyük bir toplantı;
Akademisyenler, STK yöneticileri ve ilgili uzmanların sunumları…
‘Kapalı Maraş'ın açılmasına yönelik "siyasi" ve "hukuki" bir yol haritası belirlenmesi için istişareler…
Sayın Fuat Oktay’ın “Maraş Açılımı” hakkındaki değerlendirmeleri oldukça çarpıcı.
Şu cümleni altı özellikle çizilmeli:
“Maraş Kıbrıs Türkü’nün Toprağıdır!”
Evet, Maraş bir ara bölge değil.
Kapalı durumda olsa da, bizim toprağımız.
Lefkoşe neyse, Güzelyurt neyse, KKTC’ye ait olan diğer yerler ne ise, Maraş’ta o.
Tek farkı, fiilen kapalı olması.
Türkiye, görüşmeler çerçevesinde bir “iyi niyet” gösterisi olarak, “Hadi kapatalım, çözüm olunca açarız.” demişti 46 yıl evvel.
O günden bugüne Maraş bizim ama kapalı!..
FUAT OKTAY: “MARAŞ, FARELERE TERK EDİLEMEZ!”
Şimdi…
Buraları “hayata” açma vakti.
Beraberindeki heyetle birlikte gezdiği “Kapalı Maraş”taki binaların, bankaların, iş yerlerinin, muhteşem otellerin, pazarların “farelere” terk edilmesinin kabul edilemezliğine vurgu yapan Sayın Oktay “8600’e yakın bina var. Buradaki büyük zenginliğin, dünyanın bu harika merkezinin bu halde kalması, Kıbrıs Türkü’ne, buradaki ailelerimizin refahına, gençlerimizin çocuklarımızın geleceğine kötülüktür.” diyor.
Buralardaki taşınmazların “birer vakıf malı” olduğunun, İngiliz sömürgesi döneminde “mülkiyete dönüştürme” oyunlarının oynandığının altını çizen Fuat Oktay, “Evrensel bir kuraldır, vakıf malı satılamaz, devredilemez!” vurgusuyla, işin bir başka boyutuna dikkat çekiyor.
(Malûm, Kıbrıs’ın tamamı Sultan İkinci Abdülhamit’ten miras olarak ‘Osmanlı’ya ait”tir. Burası uzun mesele.)
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay’ın Kıbrıs’tan verdiği “Kapalı Maraş Açılımı” mesajları son derece çarpıcı.
“Maraş’ın kapalı kalmasına artık tahammül edilemeyeceği”nin altını çizmesi…
“Sabrın da bir sonu vardır!” diyerek “Bu işin bitirileceği” yönündeki kararlılığa vurgu yapması çok önemliydi.
Türkiye, sınır ötesindeki operasyonlarını bütün karşı çıkışlara rağmen kararlılıkla devam ettirdi.
Libya krizinde ağırlığını koyarak, “Doğu Akdeniz’de oldu bittiye müsaade etmeyeceğini” ortaya koydu.
İdlib için “Bu ay sonuna kadar süre” verdi.
Ve…
“Kapalı Maraş Açılımı”yla çok önemli bir adım daha attı.
Türkiye, bu dik yokuşu büyük bir kararlılıkla tırmanmaya çalışıyor.
Yorulmak yasak!
İçimizdeki İrlandalılara rağmen “başaracağız” Allah’ın izniyle.