KAOS TÜCCARLARI İŞ BAŞINDA.
Ülke gündemi malum çevreler tarafından hallaç pamuğu gibi savruluyor.Yazarlar çizerler mevcut yangına istiab haterinden daha fazla bir enerji ile körük olmaya devam ediyor.
Algılar bu kadar nasıl farklı hale getirilebiliyor? İnslanın gözünün içine mertek gibi sokulan koca koca gerçekleri görememesi nasıl bir algı yanılması acaba? Tarihin tekerrürüne inanan biri olarak geriye doğru sık bakar oldum.Abdulhamid Han dedemizin halledilmesi hadisesine yeniden bir göz attığımda da aynı algı yanılması karşıma çıkmaz mı? 4-5 eylül olayları 12 eylül darbesine doğru uçurulduğumuz günler . 28 şubat 27 nisan en son yeşil maskeli gezi hadiseleri . Benzer onlarca yüzlerce örnek. Sizde bu filmlerin sayısını çoğaltabilirsiniz. Ortak payda senaryosu dışarıda yazılarak ülkemiz topraklarındaki stüdyolarda büyük arenalarda bu filmler oynatılmış.Malesef hepsinde de figüranlar piyonlar hatta film yıldızları bile yerli halktan seçili.
Kayda değmez ama önemli olduğu için bir daha kayıtlara geçiriyorum.Dün bir gazetenin manşeti . Suriyeden gelen hepimizin kanını donduran görüntilerle ilgili haberi veriş tarzı.Bu tarz benim endişelerimi kat be kat artırdı.Manşet şu: Esata foto tezgah.Aman Allahım.Akıl fikir ver bize.Aklımızı başımızdan alma Allahım.
Dünya gündemine bomba gibi düşen ve gerçekliği doğrulanan onbinlerce fotoğraf. Bakması bile zor.Bazı hastalarıma maalesef bu ve benzer haberleri izlemelerini yasaklamak zorunda kalmış bir hekim olarak gördüğüm gerçekleri sizlerle paylaşmak benim acılarımı bir nebze olsun azaltıyor.Acılar dertler izdıraplar paylaşılarak azaltılmazsa yaşamak daha da zorlaşacak çünkü.
Gazete ,dergi, televizyon, internet, facebbok, tweet, skyp, twoo, linked vs İletişim o kadar hızlı. Doğru yanlış bilgiye ulaşmak artık çok kolay. Çok dikkatli olmamız gerekiyor.
İletişimdeki akıl almaz tekamüllerin aslında bu günlerimizi daha objektif hale getirmesini bekleme hakkımız var.Ancak gerçekleşmeler maalesef böyle demiyor.
Bize bir haber geldiğinde araştırmamızı soruşturmamızı ölçüp biçmemizi emreden bir inancın sahibi insanlar olarak ne oldu bize dostlar. Doğru yanlış demeden işimize gelen bir bilgiyi var gücümüzle etrafımıza yayıveriyoruz.Yeterki nefsimiz bu bilgi ile biraz daha kabarsın.
Hazreti Ali Efendimizin savaş alanında kendini öldürmeye kastetmiş bir askeri tam öldürecekken yüzüne tükürmesi ile bu eyleminden derhal vaz geçmesi gerçeği bizim şiarımız olmalı değil mi?Meşrebimize fırkamıza etnisitemize göre hareket edersek hem kendimiz yıpranır hemde dostlarımızı arkadaşlarımızı hatta akraba ve yakınklarımızı yıpratırız.
Yunus merhumun dediği gibi gönüller yapma zamanındayız .Haydi o zaman yıktığımız gönülleri yeniden el birliği ile yapalım.En son kırdığımız gönülden başlayalım mı? Sağlık ve mutluluk dileklerimle.